11. Bölüm

188 176 55
                                    

Yeni bölümü anca şimdi atabildim, kusura bakmayın. Bu aralar biraz yoğun olduğum için haftaya belki yeni bölüm gelmeyebilir. Üzgünüm.

Satır araları yorumlarınızı ve sol alttaki yıldızı lütfen bana çok görmeyin. ❤️❤️

İyi okumalar ❤️

Bacaklarım tutmadı ve dizlerimin üzerine çöktüm. Bakış açım kararmıştı ve şuanda görüp te duyduğum hiçbir şeyden emin değildim. Enes resmen karşımda duruyor ve bana boş gözlerle bakıyordu. Sanki yabancıymışım gibi...

"Abla?" dedim sorarcasına, bakışlarımız bir an olsun Enes'ten ayrılmıyordu. Ege ile Efe anlam veremeyen gözlerle bizi izlerken Ablam ile ben hala anın şokunu atlatamamıştık. 

Sesler sustu, nabzım yavaşladı, zaman durdu... Biz öylece kaldık. Kimse söyleyecek bir şey soracak bir soru bulamıyordu. Gururumu hiçe sayıp bağırıp çağırmak yerine güçsüz kalmış bacaklarıma rağmen ruhumun Enes' e kavuşacak olması düşüncesi ile yerden kalkıp sevgilime doğru birkaç adım attım. Garip olan şu ki; ben yaklaştıkça o benden uzaklaşıyordu.

"Enes?" dedim anlam veremeyerek. Karşımda duran ve sevgilim olduğundan emin olduğum kişinin gökyüzü gibi açık ve masum gözleri gittikçe koyulaşarak gök gürültüsü öncesi havayı andırıyordu. 

"Ben Enes değil Enez'im," dedi çocuk soğuk bir sesle. Ağzım istemsizce açılırken bakışlarımı ablama çevirdim, o da en az benim kadar şaşkındı.

"Nasıl ya?" dedim içimden geçirdiğimi sandığım soruyu dışımdan sorarak.

"İkiziyim." dediğinde ikinci bir şok geçirdim. 

"Sen Enes'in ikizisin?" 

Emin olmak için tekrar ettiğim soru karşısında başını salladı ve gülümsemesi büyüdü.

"Enes bana hiç senden bahsetmemişti, sadece bir tane kız kardeşi olduğunu sanıyordum."

"İlerler misiniz artık!" Arkamdan bağıran cırtlak bir kız sesi ile sinirle ona baktım, konuşmamızın ortasına girmişti resmen.

"Yüzün sararmış, istersen sahile gidebiliriz. Hem yarım kalan konuşmamızı tamamlarız, hem de temiz hava iyi gelir."

Uzun uzun baktım görmeyi özlediğim yüzüne. Enes değildi bu Enez'di ama aynıydı işte bedenleri. Gözlerinin içinde uzun zamandır görmek istediğim bir şeyi aramıştım birkaç dakika boyunca ama bulamamıştım. Enes'in içimi ısıtan bakışları onda yoktu...

Ablama beni bir şekilde idare edebilmesi için yalvardıktan sonra Enez ile birlikte dışarı çıktık. Alışveriş sepetimi de ablama vermeyi ihmal etmedim tabii.

"Oturalım mı şuraya?" dedi Enez parkın içindeki bankları göstererek. Hiçbir şey söylemeden onu takip ettim.

"Seni dinliyorum," dedim ikimizin de banka oturduğu esnada. Kalbim yerinden çıkacak gibi delicesine çarpıyordu ve her bir atışta canım daha çok yanıyordu.

"Enes galiba babamdan sana hiç bahsetmemiş."

"Evet,"

Enez gözlerini benden ayırıp salıncakta sallanan çocuklara çevirdi. Ben ise hiç kıpırdamadan onu izliyordum.

"Anne ve babalarımız ayrı bizim, yani Oya üç aylıkken boşanmışlar. Enes ile benim aram hiçbir zaman çok iyi olmamıştır. Tabii anne ve babamızın ayrılması da bizim birbirimizden uzaklaşmamıza bir nevi davetiye çıkarttı. Uzunca bir süre hiç konuşmadık, normalde aynı odada bütün gün bilgisayar oyunu oynayıp kavga ederken birbirimizden haberimiz bile olmadı haftalarca. Sonra bir kaza ve ölüm haberi... Seni defalarca kez gördüm aslında mezarın başında ama yanına yaklaşamadım... Böyle işte."

İki Beden Bir Ruh (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin