"Evet, bakalım bu sefer görebilecek miyiz bebişlerimizin cinsiyetlerini?"
"Barış'ı bekleyebilir miyiz, birazdan burada olur. Hissediyorum, bu sefer cinsiyetlerini gösterecekler; bu anı Barış'ta görsün." Sinem Hanım her zamanki gibi gülümseyerek baktı yüzüme. Hamileliğimin beşinci ayının sonlarındaydım ve bu sefer cinsiyetlerini görebileceğimizden emindim; gerçi Barış ikisinin de kız olduğuna emindi ama neyse. Bu arada Barış'ta işini yanında çalışan elemanlara devretmişti; işe çok az gidiyor ve maalesef ki şuanda da işte olduğu o sınırlı anlardan biri.
Kapı hızla açıldı ve biricik kocam içeri daldı. Ben onun bu hallerine zaten alışkandım ve bunca zaman sonrasında Sinem Hanım'da alışmıştı artık.
"Bakmadınız değil mi ben gelmeden?" dedi Barış nefes nefeseyken. Bir süre sakinleşip nefes alışverişlerini düzene sokmaya çalıştı, ardından da yanımıza geldi.
"Bakmadık Barış Bey, merak etmeyin!" dedi Sinem Hanım, "Hazır mısınız, birazdan göreceksiniz." diye ekledi, bana göz kırpmayı da ihmal etmemişti. Barış yanıma geldi ve ellerimin ikisini de tuttu. Doğum uzmanı Sinem Hanım her gelişimde sürmüş olduğu jolemsi yapıyı tekrardan karnıma sürdü ve bilgisayardan görüntülere bakmadan önce her zamanki gibi karnıma masaj yaptı. Gözlerimi kapattım ve rahatlamaya çalıştım; karnımda ikizlerim olduğu için tek çocuğa hamile olan bir anne adayına göre karnım daha çok şişti.
"Evet, başlıyoruz." dedi Sinem Hanım ve yanımdan kalkarak bilgisayarın yanında olan makineyi eline aldı; makine huylanmama neden olurken sonucu çok büyük bir heyecanla bekliyordum. Doktorum bir süre bilgisayardan karnımın içerisindeki görüntüyü izledi. Ben sabırla Sinem Hanım'ın konuşmasını bekliyordum ancak Barış dayanamayarak sormuştu, "Sonuç ne doktor hanım?" Sinem Hanım başını bilgisayardan kaldırdı ve her zamankinden daha büyük bir gülümseme ile konuşmaya başladı, "Barış Bey, doğruyu söylemeliyim ki iç güdüleriniz gerçekten de yüksekmiş." Ne demek oluyordu bu, Barış'ın gülüşü büyürken ben tepkisiz kalmıştım, "Sizi tebrik ediyorum, artık gerçekten de iki tane melek gibi cimcimeye sahipsiniz!"
Karnımın yapış yapış olmasına aldırmadan doğruldum ve Barış'a baktım; artık kendimi tutamıyordum. Hamileliğin verdiği duygusallık ile birlikte ağlamaya başladım. Barış hamile değildi ama o da ağlıyordu. Sinem Hanım'ın orada olmasına aldırmadan sımsıkı sarıldık birbirimize; sonrasında bir süre alınlarımız buluştu. Gözlerimiz kapalıydı ama ikimizde gülüyorduk.
"Kızlarınızın kalp atış seslerini duymak ister misiniz?" diye sordu bizi izlediğini tahmin ettiğim doktorum; ilk defa 'bebekleriniz' yerine 'kızlarınız' demişti. Barış ile ayrıldık ve heyecanla başımı salladım.
"Tekrardan yatmanı istiyorum Gökçe'ciğim." dedi Sinem Hanım ve dediği gibi yapıp yattım. Makine ile karnımda gezdi; kısa süre sonra odanın içerisinde yankılanmıştı kalp atış sesleri.
"Çok hızlı," dedi Barış, "Sanki heyecanlanmış gibiler " diye devam ettirdim Barış'ın cümlesini.
"Bebeklerin hepsi anne karnındayken böyledir, a normal bir şey yok merak etmeyin. Ve sizin sesinizden ve de heyecanınızdan heyecanlanmış olabilirler. Özellikle sana söylüyorum Gökçe'ciğim; onlar hissettiğin en küçük hüznü endişeyi veyahut heyecanı, mutluluğu hissedebilir." Usulca karnımı okşadım ve "Sizi çok seviyorum Meleklerim!" diye fısıldadım. Ardından da Barış karnımın üzerini öpücükler ile doldurup kızlarımız daha doğmadan sevgisini göstermeye başladı. Hiç olmadığım kadar çok mutluydum.
"Pekalâ," dedi Doktor Sinem Hanım, "Bugün ki görüşmemizin de sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şuanlık bir sıkıntı görünmüyor, iki hafta sonra sizi yeniden bekliyorum. Görüşmek dileğiyle." diye ekledi doktorum her zamanki gülümsemelerinden birisini yüzüne ekleyerek. 'Görüşürüz' dileklerimizi ilettik ve hastaneden ayrıldık. Barış ile birlikte Deniz'in ona vermiş olduğu ödünç arabaya bindik; ikimizin de yüzünde güller açıyordu. Bir süre sonra burnuma bir koku gelmeye başladı, "Ay Barış," dedim, farkına varmadan dudaklarımı yalamaya başlamıştım ve yalnızca bir şey aşerdiğimde yapıyordum bu haraketi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Beden Bir Ruh (Tamamlandı)
Chick-LitBazen bir bedene aşık olduğunuzu sanarsınız. Gözlerinin mavisi veya saçlarının siyah renkte oluşu hoşunuza gider. Bu gerçekten böyle midir? Çok yakışıklı veya güzel diye mi birisinin yanında olmak istersiniz; yoksa onun yanındayken mutlu ve huzurlu...