Burada olmayı sevmiyordu.
Bu görevde olmak kesinlikle onun için büyük bir şanstı ve bu yüzden çok seviniyordu ama insanların içine karışmak rahatsız ediciydi.
Eskiden düşündüğü sıradan hayat fikrinden vazgeçtiği için kendini tebrik etmeden duramadı. Bu katlanılacak şey değildi.
Peter, bu cümleleri tekrar tekrar içinden geçirdi. Hiç durmadan bu hayatın sıkıcılığı hakkında aylarca kendi kendine konuştu. Sanki bir gün bile bunları tekrar etmezse kötü şeyler olacakmış gibiydi.
Birkaç dakika önce aldığı kahvesini dudaklarına değdirdiğinde içeriye giren grupla bakışları yukarıya doğru kalkmış ve en önde ilerleyen sarışın çocuğu bulmuştu.
Harley Stark.
Tony Stark'ın oğlu gibi sahiplendiği, Yenilmezler ve Shield hakkında fazlasıyla bilgiye sahip olan çocuk.
Onun güvenini kazanması gerekiyordu.
Aslında bir çeşit oyun gibiydi. İlerliyen bölümlere geçmek için en büyük etken Harley'in güveniydi.
Onun hakkında birçok bilgiye sahipti. En sevdiği renk, ailesi, icatları. Her şeyi biliyordu ve onunla -tam anlamıyla- tanıştığı gün mükemmel bir arkadaş gibi gözükecekti.
Harley'in hayalindeki kişi olacaktı.
Bir süreliğine.
Peter bakışlarını ondan çektiğinde Harley'in aniden başını kaldırmasıyla saniyelik bir biçimde gözleri kesişmişti.
Peter bunu umursamadan sıkıca tuttuğu kahve bardağını masaya, kendinden en uzak köşeye koydu. Ardından defterine eğilerek rastgele karalamalar yapmaya başladı. Resim çizmekte kesinlikle berbattı ama bu karalama olayı kesinlikle insanı rahatlatıyordu.
Ders tüm sıkıcılığıyla başlayıp sona erdiğinde Peter bir kez bile derse odaklanmamıştı. Tam bursluydu, tüm notları yüksekti ama mümkün olmadıkça asla ders dinlemezdi. Anlatımlar sıkıcı geliyordu ve daha birçok sebepte vardı elbette.
Peter sınıftan çıkıp biraz ilerlediğinde arkasından fazlasıyla tanıdık bir ses işitti. "Hey! Peter!"
Adımları duraksarken afallamışlıkla arkasını döndü ve ona yetişmek için nefes nefese kalmış çocukla göz göze geldi.
Hayır, bu seneryoda yoktu. Bu da neydi şimdi?! Doğaçlama mı yapması gerekiyordu?
"Merhaba," dedi Harley tüm kibarlığıyla. Peter bazen, Tony gibi bir adamla senelerini geçirmiş olmasına rağmen Harley'in nasıl bu kadar kibar ve anlayışlı olmasına anlam veremiyordu.
"Merhaba?" diye karşılık verdi ama daha çok soru soruyormuş gibiydi. Çünkü onlar not alışverişi haricinde bir kez bile konuşmamışlardı ve neden şu anda birbirlerine selam verdiklerini gerçekten merek ediyordu.
"Galiba bir hafta kadar önce sınıfta defterini unutmuştun. Sana verecektim ama tamamen aklımdan çıkmış. Üzgünüm."
Harley küçük siyah defteri uzattığında Peter, bu defteri umursamamıştı bile. Defterleri sadece karalamak için kullandığından dolayı ona uzatılan defteri gelişi güzel bir şekilde çantasına attı, bu sırada teşekkür etmeyi de ihmal etmemişti.
Birkaç saniye ikiside birbirine hiçbir şey söyleyemeden baktı ve aralarında tuhaf, gerici bir sessizlik oluştu. Peter bu anlamsız andan koşarak kaçmamak için kendini zor tutuyor haldeydi ki Harley konuştu.
"Pekala," dedi yüzündeki yumuşak bir gülümsemeyle. "Daha sonra görüşürüz."
Peter daha dudaklarını aralayamadan, Harley yanından hızla geçip gittiğinde bir an ona seslenme isteğiyle dolup taşmıştı. Bilmiyordu belki de kahve teklifi edebilirdi ya da herhangi bir şey. Aralarında bir ilişki başlatabilmek için herhangi bir şey yapmak istemişti ama bu, kuralları çiğnemek anlamına geliyordu.
Yapamadı.
Harley kalabalığa karışıp kendini kaybettirirken Peter sadece arkasından bakmakla yetindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...