Peter aceleyle kapıya yönelmişti ki çantasının fermuarı açıldı ve içindeki tüm eşyalar yere döküldü. Sinirle homurdandı. Dün baş ağrısından neredeyse önünü zor görüyorken çantasından anahtarı çıkardığında fermuarı geri kapatmayı unutmuştu anlaşılan.
Defterleri ve kitaplarını hiç de kibar olmayacak bir şekilde çantasına tıkıyorken onu gördü. Okulda unuttuğu zaman Harley'in ona getirdiği siyah defteri.
Defteri de diğerleri gibi çantaya yerleştirecekti ki duraksadı. İçinden bir ses -her zaman sezgilerine güvenirdi- deftere bakmasını söylüyordu. Aslında onun sıradan bir defter olduğunu biliyordu ama yine de Peter kendine engel olamadı. Defteri açıp sayfaları karıştırmaya başladı.
Gördüğü şey; sırası olmayan, yamuk bir şekilde yazılmış, birbirinden bağımsız kelimelerdi. Ders notu değildi. Onun haricinde bir şey yazacağını da düşünmezdi... O zaman bunlar neydi?
Kurtulmak. Tehlike. Yalan. Kabus. Kaza. Defter.
Steve.
Peter, nefesini tuttu.
Hydra.
Panik içinde defteri kapattı. Bu iyi değildi. Hem de hiç iyi değildi.
•••
Steve dün gece gördüğü kâbusun etkisinde aşağı indiği sırada birinin aceleyle evden çıktığını gördü. Kaşları çatıldı. Kimdi o?
Natasha endişeli bir şekilde kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde Steve ile karşılaşmayı beklemiyor olacak ki bir adım geriledi ama daha sonra tebessüm ederek omuzlarını dikleştirdi. "Günaydın Steve."
Steve'e doğru ilerlerken gözleri kısıldı. "Kötü bir geceydi sanırım?"
Steve kafasını sallarken Natasha ile birlikte mutfağa doğru ilerledi. "Evet, öyleydi."Natasha ile araları iyiydi. Hatta bu evde en iyi anlaştığı kişi Natasha bile olabilirdi. Ondan pek fazla bilgi aldığı söylenemezdi ama yine de onunla vakit geçirmeyi seviyordu.
Diğerleriyle de yakınlaşmıştı. Hatta birlikte birçok göreve gitmişlerdi. Thor ile aralarında tuhaf bir ilişki vardı ve bu hoşuna gidiyordu. Bruce ile mümkün oldukça çok konuşuyor ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Hulk olmadığı müddetçe konuşulması kolay biriydi.
Tüm Yenilmezler ile arası iyiydi ve kesinlikle aralarına -tam anlamıyla- girmeyi başarabilmişti.
Sadece son zamanlarda herkes biraz tuhaftı... Steve düşünmeden edemiyordu. Bir hata mı yapmıştı? Pekâlâ, elbette bazı küçük hataları olmuştu -bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu çünkü kendi hayatı hakkında hepsi çok fazla bilgiye sahiptiler- ama bunların fazla göze batan şeyler olduğunu düşünmüyordu. Ya da Yenilmezler'i fazla aptal sanıyordu.
Natasha, Steve ile kendine bir kahve koyup masaya oturduktan sonra "Kabusların," diyerek konuşmayı başlatmıştı. "Ne ile ilgili?"
Steve kahvesinden bir yudum alırken ne diyeceğini düşündü. Bir kısmını doğru söylemekten hiçbir zarar gelmezdi öyle değil mi?
"Buza girmeden önceki dakikalarımı görüyorum. Hissettiğim korkunç duyguları tekrardan hissetmek kötü hissediyor doğrusu."
Natasha, tepkisiz bir şekilde bakmaya devam ettiğinde Steve biraz daha bir şeyler anlatması gerektiğini fark etti. Ayrıca Natasha'nın o bakışlarından hiç hoşlanmıyordu.
"Bir de uyanmadan önceki zamanı. İlk sesleri duyduğumda ki anı ve... gözlerimi açıp tanımadığım kişilerle karşılaşmamı."
Steve duraksadı. Kişiler değil kişi diyerek kendini azarlarken Natasha'nın bunu fark etmemesini umdu. Küçük bir hataydı. Belli olmayacak bir hata.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...