Silence and Sound

[16]

I wish ı could just protect you from everything.

Peter, dışarıda oturan kişilerin siparişini aldıktan sonra içeriye girdi. Tam o sırada soyunma odasından çıkan Harry dikkatini çekmişti. Yüzü bembeyaz kesilmiş ve dehşet içinde etrafına bakıyordu. Peter'ın kaşları çatılırken adımlarını ona yönlendirdi.

"Harry?"

Harry eline aldığı bardağı, sıçramasıyla birlikte yere düşürürken Peter afallamıştı. Birkaç dakika öncesine kadar her şey yolundayken ne olmuştu da bu hâle gelmişti?

Harry panik içinde yere eğildiğinde Peter kollarından tutarak ayağa kaldırdı onu. Panik halindeyken bir yerini kesmesi çok olasıydı.

"Kötü bir şey mi oldu?"

Harry, Peter'ın gözlerine bakmadan kafasını iki yana salladı. "H-hayır... Olmadı."

Peter artık daha da şüpheleniyordu. Harry'i bu halde sadece bir kez görmüştü ve onun da zaten sebebini biliyordu. Şimdi neden bu duruma geldiğini bilmemek sinirini bozuyordu.

Konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki Harry geriye adımladı ve Peter'ın dokunuşundan kurtuldu. "Müşteri geldi," diye sessizce mırıldanıp hızla uzaklaştığında Peter onu izlemeye devam etti.

İçine bir sıkıntı çökmüştü. Bu hisden hiç hoşlanmamıştı.

Peter oflayarak elini cebine atmıştı ki telefonunun yanında olmadığını fark etti. Gözlerini saniyelik bir biçimde sımsıkı yumarken bir küfür savurdu. Son iki gündür -o konuşmadan sonra- çok fazla dalgındı. Bir görevin içindeyken hiç bu kadar dalgın olmamıştı ve bu durum gerilmesine sebep oluyordu. Aylardır kusursuz ilerleyen planı bozmak istemiyordu. Kendi açısından.

Soyunma odasına doğru ilerleyip içeriye girdi. Çantasının içinden telefonu çıkardığında Hydra'dan mesaj geldiğini gördü. Görev raporu mu isteniyordu? Daha yeni raporu vermemiş miydi? Bir sorun mu çıkmıştı? Steve'i mi öğrenmişlerdi?

Peter paniklemeye başladığını hissettiğinde çabucak numarayı tuşlayarak telefonu kulağına götürdü. Öncesinde mesaj atmayı unutmamıştı tabi ki.

Hydra'nın gönderdiği mesajda hiçbir şey yazmıyordu. Bu anormal bir durumdu.
Telefon açıldığında Peter sertçe yutkundu ve terleyen ellerini pantolonuna sildi.

"Senden görev raporu istenildi. Buna bir cevap vermeden telefonu kapamanın aptalca bir hareket olduğunu biliyorsun değil mi Peter?"

Peter bacağını sallarken duydukları şeyle  duraksadı. Bir dakika bu da ne demekti? Görev raporu istenmemişti ki ondan.

"Bu görev raporunu Steve'e göndermediğinizden emin misiniz efendim?"

Peter, sinirli bir homurdanma duyduğunda nefesini tuttu. "Asla hata yapmayız. Bunu biliyorsun."

Peter cevapsız kaldı. Ne kadar dalgın olsa da bir telefon konuşmasını -özellikle Hydra ile yaptığını- unutması mümkün değildi.

Karşı tarafın şüphelendiğini o an anladı. Peter asla görevi aksatacak bir şey yapmazdı. Asla. Bu ilk olmuştu ve Peter böyle bir şey olmadığından emindi. Tuhaf bir durumdu değil mi?

"Bir sorun mu var? Görev tehlikede mi?"
Dişlerini birbirine kenetledi. Steve, görev raporu, dalgınlığı... Görev tehlikede miydi? Evet ama bunu söylemeye cesareti var mıydı?

"Hayır efendim-"

Harry!

Harry az önce buradan çıkmıştı. O konuşmuş olabilir miydi?