[28]

251 33 18
                                    

➖➖

Peter onu sıkıca tutan kollardan kurtulmaya çalışırken kendi bağırışlarını delen adım sesleriyle nefesini tuttu. Kısa bir süreliğine yavaşlayan hareketlerini kimse fark etmemişti. Kalbinin sesini kulaklarında duyuyorken kafasını kaldırmaktan deli gibi korktu.

Onun geldiğini biliyordu.

"Asi çocuk." Yaşlı adamın fısıltısı Peter'ın tüylerini diken diken etti. Buna rağmen korktuğunu belli etmemeye çalışarak kafasını kaldırdı ve yaşla parlayan gözlerini karşısında ona alayla bakan adama dikti.

Yaşlı adam minik bir el hareketiyle Peter'ı tutan kişilere işaret verdiğinde küçük çocuk yaşlı adamın ayaklarının dibine fırlatıldı.

Peter ellerini sıkıca yumruk yaparken dişlerini birbirine kenetledi. Ayaklanmak için hamle yapacağı sırada omzunda sert bir dokunuş hissetti. "Çok yazık... Buradan kaçmayacağını ne zaman anlayacağını merak ediyorum. Burası senin evin Peter. Sen buraya aitsin."

Peter duyduğu cümlelerle başını kaldırdı. "Burası benim evim değil!" dedi meydan okurcasına. Burası evi değildi. Hiçbir zaman olmamıştı. Evinde güvende hissederdiniz. Peter hiçbir zaman bunu hissetmemişti. Aksine her an tetikteydi.

Yaşlı adam elini küçük çocuğun omzundan çektiği an Peter ayağa fırladı ve birkaç adım geriye atarak ondan uzaklaştı. Alaylı bir kahkaha kulaklarını doldurduğunda tüm bedeni öfkeyle titremişti.

Tüm bu öfkesine rağmen aynı oranda hissettiği tek duygu korkuydu. Çünkü ne olacağını gayet iyi biliyordu.

Yaşlı adam ona doğru bir adım attığında Peter da geriye doğru bir adım attı. Bunu yapmaması gerektiğini adamın büyüyen gülüşünden anlamıştı. Zayıf olduğunu biliyordu ve bunla dalga geçmekten çekinmiyordu.

Sadece mimikleri bile Peter'ı yerden yere vurmak için yeterliydi.

"Sana fazla merhamet gösterdiğimi hatırlattığın için teşekkür ederim Peter."

Peter'ın kalbi sıkıştı. Gözleri panik içinde kaçacak bir yer ararken bile buradan kurtulamayacağını içten içe biliyordu.
İstemiyordu. Tekrardan aynı şeyleri yaşamak istemiyordu.

Kısa bir sessizliğin ardından kapı tıklatıldığında yaşlı adam ellerini birbirine sürterek "Sonunda!" dedi heyecanlı bir sesle. Daha sonra dışarıdaki kişiyi içeriye davet etti büyük bir memnuniyetle. Birazdan olacaklar adamın zerre vicdanını sızlatmazken aksine bundan zevk almasını sağlıyordu.

Kapı açıldığında içeriye Peter'ın görmekten en çok korktuğu kişi girdi. Hafızalarını silen doktordu bu.

Peter'ın kaçınılmaz sonun farkındalığıyla son çırpınışlarını gerçekleştirmek için öne atıldı ama yaşlı adam dış görünüşünün aksine çevik bir hareketle küçük çocuğu yakalayarak sımsıkı tuttu.

Peter çırpınışları arasında doktorla göz göze geldiğinde bakışlarında yakaladığı hüzün küçük umudunu devam ettirmesi için yeterliydi. Ne yazık ki sadece birkaç dakika sonra umut etmeyi bile unutacaktı.

"Hafızasından Kış Askeri'ni silin, Kaptan Hydra'yı silin-" Peter'dan büyük bir haykırış koptu. Artık göz yaşları yanaklarından süzülmeye başlamıştı. "Hayır. Lütfen, hayır!"
Peter umutsuzca haykırırken yaşlı adam yüzündeki şeytani gülümsemeyle konuşmasına devam etti. "Dışarısı hakkında korkunç anılar yerleştirin kafasına. Buranın evi olarak düşünmesini sağlayın ve bulduğu ailesinin fotoğraflarını hafızasından silin."

Peter, duyduğu son cümleyle zapt edilmesi zor bir hâle geldi. Ağlıyor, çığlık atıyor, onu tutan kollardan tüm gücüyle kurtulmaya çalışıyordu ve hatta yalvarıyordu.

Silence and SoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin