Harley, salona girip Peter'ı gördüğü ilk an yaptığı şey koluna sert bir yumruk geçirmek olmuştu. "Kahraman olman sevgilini devamlı ekme yetkisini sana vermiyor." Üç gündür birlikte bir şey yapmaya çalışıyorlardı ama Peter bir türlü kahramanlık işini bırakamıyordu. Peter hafifçe güldü ve kolunu Harley'in omzuna atarak onu kendine çekti. "Bu son." Harley bu cümleye karşı göz devirmekle yetindi.
Peter ve Harley bir bilim insanın filmine başlayıp yarısına geldiklerinde Natasha sesli bir oflamayla içeri girip yanlarına kendini bıraktı. Peter onun bu yorgun halini gördüğünde Natasha'nın yüzüne düşmüş saçlarını geriye itti. "Sıkılıyormuş gibi gözüküyorsun ama fena halde hoşuna gidiyor değil mi?"
Natasha kapalı gözlerini açmadan Peter'ın bacağına sertçe vurdu. Bu üçününde kıkırdamasına sebep olmuştu. "Sadece bu kadar büyük bir şeye gerek olup olmadığını bilmiyorum."
Harley elindeki patlamış mısırı Natasha'nın yüzüne fırlattı. "Tabii ki de gerek var! Bu nasıl bir soru? Hayatında kaç kere gelin oluyorsun ki?"
Peter dudak büzdü. Natasha ise omuz silkti. "Bu belirsiz bir cümle farkında mısın?" Harley güldü. "Senin için değil. Küçüklüğünden beri James'e aşıksın. Saplantılı kadın!"
Sona doğru değişen ses tonu Peter'ın küçük bir kahkaha atmasına sebep oldu.
"Sonunda sizden kurtuluyorum. Artık bu evi hepinizin bırakma zamanı geldi."
Natasha gözlerini açtı ve Peter'ın arkasındaki yastığı kaptığı gibi kapı pervazına yaslanmış Tony'e fırlattı. "Bu eve taşınmamız için neredeyse bize para verecektin."
Tony yana kayarak yastıktan kıl payı kurtulurken "Hah!" diye bir nida çıkardı. "Abartıyorsun."
Odadaki herkes Natasha'nın abartmadığını biliyordu.
Clint, Tony'i hafifçe iteleyerek içeriye girdi. "Doğrusu Tony'e katılıyorum. Bir an için Harley ve Peter bile sizden önce evlenecek gibi gelmişti."
Harley ve Peter'ın bakışları, Clint'in cümlesi biter bitmez birbirini buldu ve ikisinin de aklında aynı anı belirdi.
Harley, Peter'a ulaşamıyordu ve aklından binlerce kötü seneryo geçiyordu. Neden bu kadar uzun sürmüştü? Neden geri gelmiyordu?
Hayır, her zaman bu kadar korkmuyordu çünkü Peter onu bilgilendiriyordu geç geleceği zaman ama şimdi saat gece üç olmuşken ve Peter telefonu büyük bir gürültüyle kapatmışken Harley nefes alamadığını hissediyordu.
"Jarvis!" diye sinirle bağırdı. "Hâlâ bul-"
Kapı sesiyle cümlesini yarıda kesti ve tüm gücüyle kapıya doğru koştu. Peter'ı gördüğü an adımlarını durdurdu ve sevdiği adamın yüzündeki yaralara baktı. Kalbi korkuyla tekledi.
Peter onun bu hâlini gördüğünde "İyiyim," dedi. "Gerçekten iyiyim. Bunlar sadece hafif yaralar."
Harley, Peter'ın elinden tutup çekiştirmeye başladı. Peter yaralarını umursamasa da Harley hepsini iyileştirmeye yeminliydi.
Harley, Peter'ın yarasına son olarak yara bandını yapıştırdığında artık buğulu gözleri görüş alanını engelliyordu. Uzun zamandır Peter'ı yaralı görmemişti ve şimdi görmek eski anıları canlandırıyordu kafasında.
Sanki her an eskiye döneceklermiş gibi hissediyordu.
"İyiyim. Korkmana gerek yok."
Harley ona cevap vermedi sadece burnunu çekmekle yetindi.
"Seni bir daha bırakmaya hiç niyetim yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...