How does it feel, my dear?
Losing the best thing that has ever happened to you."Sadece yarım saatliğine dışarıya çıkacağım Harley. Kendimi koruyabilirim." diyerek yakındı Peter.
Sana hediye alacağım ahmak! Artık kapa çeneni ve gitmeme izin ver diyerek içinden devam ettirdi cümlesini. Harley eski eşyaları şimdiki teknolojiyle birleştirmeyi tuhaf bir biçimde seviyordu ve Peter iyi bir antikacı dükkanı tanıyordu. Doğum günü hediyesi olarak oradan bir şey almak istiyordu. Bir haftanın sonunda Peter, Harley ile söz tartışmasına girecek kadar kendini iyi hissediyordu.
"Herkesin bir sınırı vardır."
"O zaman senin gelmen bir fayda etmeyecek. Çünkü senin de bir sınırın var, öyle değil mi?"
"Peter-"
"Harley, lütfen. Hadi ama. Peşime takılmayacağını bilsem sana bu kadar dil dökmezdim."
Sadece yanında beş koruma olacaktı. Buna rağmen Harley, Peter'ın dışarıya çıkmasından deli gibi korkuyordu.
Peter tek başına dışarıya çıkıp bu işi bir an önce bitirmeyi düşünürken Harley de ömürlerinin sonuna kadar bu binada güvenli bir şekilde yaşamaları gerektiğini düşünüyordu. Daha doğrusu Peter'ın güvenli bir şekilde yaşamasını.
Sonunda Harley'in yenilgiyle omuzları düştüğünde Peter derin bir nefes verdi. "Sadece yarım saat."
Peter tebessüm etti ve onun sarı saçlarını karıştırıp hızla kapıya koştu. Fikrini değiştirmesi en son isteyeceği şey bile değildi.
•••
Peter içeriye girdiğinde Harley'e gözükmeden hızla odasına çıktı ve hediyeyi bir köşeye koyarak tekrardan aynı hızla aşağı indi.
İlk defa bir doğum günü için bu kadar heyecanlıydı. Harley'in özel günleri ne kadar çok sevdiğini ve değer verdiğini biliyordu. Eh haliyle bu durum Peter'ın da böyle günlere önem vermesine sebep oluyordu.
İçine sığdırmadığı bir mutlulukla salona girdiğinde gördüğü boşlukla adımları durmuştu. Harley'in burada olması gerekmiyor muydu? Daha doğrusu Peter içeriye girdiği an Harley'in karşısına dikilmesi gerekmiyor muydu?
"Jarvis!"
Peter endişeyle bağırdığında Jarvis onu bekletmeden karşılık vermişti. "Evet efendim?"
"Harley nerede?"
"Size verdiği yarım saatlik süre bittiğinde on iki dakika daha bekledi ve daha sonra evden ayrıldı efendim."
Peter'ın bedeni hem öfkeden hem de sinirden baştan aşağı titrerken kalbi göğüs kafesine sert bir tekme indirmişti.
Adımlarını hızla kapıya yönlendirdiği sırada homurdanmadan edemiyordu. Yirmi birinci yüzyıldaydılar ve telefonla aramayı akıl edemeden kendini dışarıya mı atıyordu? Gerçekten de Harley bunu düşünememiş miydi?
"Korumalar dahil hepinizi aradık efendim ama hiçbirinizin telefonu çalmadı." diyen Jarvis'i eğer duysaydı belki de birkaç saniyeliğine durup düşünürdü.
"Demek istediğim şey Hydra gibi bir örgüt en iyi iki ajanını kaybettikten sonra tepkisiz kalmaz. Saldırmaya çalışır. Ama hiçbir şey olmadı. Hem de hiçbir şey. Ufacık şüpheli hareket bile bulamadım Steve! Bu evi bombalatabilirlerdi değil mi ya da Peter mezarlığa gittiğinde bir suikast düzenleyebilirlerdi ama yapmadılar. Neden yapmadılar?"
Peter, Steve'in cevap vermesini beklemeden merdivenlerden uzaklaştı ve onları dinlemeyi bıraktı.
Hydra her zaman en zayıf anı beklerdi. Peter ve Steve'i bu göreve gönderme sebepleri de buydu. Onların zayıf noktaları hâline gelmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...