[34]

223 26 25
                                    

Peter, adamın göğsüne sapladığı bıçağı çekti ve cansız bedeni bir köşeye fırlattı. Hadi ama hiç zorlanmıyordu! Bu eğlenceli değildi.

Odadan çıkmak için arkasını döndüğünde sorusunun cevaplanmış olduğunu görmesiyle gülmeden edemedi. Patronları hiç pes etmiyordu. Pes etmesi için daha ne kadar adamının ölmesi gerekiyordu?

Kan sıçramış yüzüne kocaman bir sırıtma yerleştirirken kollarını iki yana açtı ve büyük odayı dolduran ölü bedenleri ima edercesine alayla konuştu. "Gerçekten bunu yapmak istiyor musunuz?"

Adamların tepkisiz hâlde kalmaya devam ettiklerinde Peter "Sevindiğimi itiraf etmeliyim," diyerek son cümlesini söylemiş ve kollarını indirmeden önce elindeki bıçağı bir adamın kafasına atarak çatışmayı başlatmıştı.

•••

Peter beyaz beziyle üstün körü bir şekilde ellerini temizlerken birkaç hafta önce duyduğu bir şarkıyı mırıldanıyordu. Görevini tamamlamasına dakikalar kalmıştı. Ayrıca zevk aldığı bir görev de olmuştu. Keyfinin yerinde olmaması için hiçbir sebep yoktu.

Büyük kapıyı araladı. İçeriye adımını attığında James ve diğerlerini görmesiyle adımları saniyelik bir biçimde duraksadı. O adamdan hiç haz etmiyordu. Sanki önceki hayatında en büyük düşmanı oymuş ve bu hayatında da bunun etkilerini yaşıyormuş gibiydi.

"Burada ne işin var?"

James alayla güldü. "Seni ilk göreve tek göndereceğini düşünmedin herhalde."

Peter sinirle soludu. "İlk görevim değil. Sadece... Bir süre göreve çıkmadım. Büyütülecek bir şey değil."

James yanaklarını şişirirken kafasını eğip kol saatine baktı. "O zaman rekorunun çok altında bir skor yaptığını söylemek zorundayım." Kafasını kaldırdı. "Gerçekten paslanmışsın."

Peter göz devirdi. Ardından elindeki kanlı bezi James'e atıp arkasını döndü. "Dışarıda bekleyin." James'in konuşmasına izin vermeden devam etti. "Yanı başımda beklemek gibi bir emir almadığınızdan eminim bu yüzden kapının ardında beklemek sizin için zor olmasa gerek."

James dişlerini birbirine kenetlerken yakaladığı bezi sinirle yere attı. Burada kalmak gereksiz bir çatışma çıkmasını sağlardı ve bu yaşanırsa kimse için iyi olmazdı. Bunun farkında olması sinirle "Çıkıyoruz." diye emir vermesine sebep olmuştu. Peter'a son kez bir bakış atıp odadan çıktığında Peter onu umursamamıştı bile. Sadece hedefine odaklanmıştı.

Oda boşaldığında adamın yaşla dolmuş gözlerine baktı. Dudağı yukarıya doğru kıvrıldı. Yavaş adımlarla ilerlemeye başladığında belindeki bıçağı çıkardı.

Bıçak kullanmak her zaman en iyisidir. Kurbanınla birlikte her şeyi hissedersin. Tek fark o acıyı sen zevki tadarsın.

Yaşlı adamın söylediği şeyler kulaklarında yankılanıyorken bıçağını daha sıkı kavradı.

"S-sen...beni öldüremezsin!"

Adamın haykırmasıyla Peter alayla güldü. Neden diye sormasına gerek bile yoktu. Bu cevabı zaten çok kez duymuştu.

Peter adama doğru eğildi. "Neden? Sadece bir çocuğum diye mi?"

Adam duraksasa da art arda kafasını salladı. Peter eğer kimsenin ondan haberdar olmaması için arkasında hiç iz bırakmaması gerekmeseydi bu saçma diyalogları da hiç duymayacağını biliyordu. Hoş bu saçma kuralı neden koyduklarını da anlamıyordu. Bu sadece iz bırakmamak değildi. Bir hayalet gibi yaşamaktı ve Peter'ın bu konuya canı fena halde sıkılıyordu.

Tabi şimdi bunu düşünmenin sırası değildi.

"Yanıldığını göstermekten zevk alacağımdan emin olabilirsin."

•••

Peter yoğun bir baş ağrısıyla yattığı yataktan nefes nefese kalktı. Saçları anlına yapışmıştı, göğsü hızla inip kalkarken bilinçsiz bir şekilde ayağı kalktı.

Titreyen bacaklarını zar zor hareket ettirerek masasına ulaştı. Sanki bir önceki adımı çoktan belirlenmiş bir robot gibiydi.

Masanın -kendi oluşturduğu- gizli bölmesini açtı ve içinden bir defter çıkardı. Ne gördüğünü bilmiyordu. Bildiği tek şey gördüğü herneyse canını fena halde yakmış olduğuydu.

Bu şeyi hissetmeyi sevmiyordu.

Ulaşmak isteyip ulaşamadığı şeylerin ondan bir adım uzakta olma fikri onu deli ediyordu.

İçinden durmadan tekrarladığı birkaç kelimeyi karaladı deftere. Neden Steve ve neden Hydra yazdığını bilmeyerek karaladı bu kelimeleri.

Peter daha fazla ayakta duramadı. Sadece bir rüya, daha fazlası değil.

Bu cümleyi kaç kere içinden tekrar etti bilmiyordu ama göğsündeki ağrı karanlık odasını, güneş aydınlatıncaya kadar devam etti.

Sonunda az da olsa kendini toparladığında yeni bir göreve hazırlanması gerektiğinden dolayı ayağı kalktı ve diğerleri gibi bu geceyi de zihninin en karanlık köşesine itti.

...

Çok çok çok özür dilerim şimdi kitaba bir göz gezdirirken fark ettim kitapta iki tane James var..

Nasıl gözümden kaçtı inanın bilmiyorum ama şöyle diyeyim; Hydra ve Peter sahnelerindeki James, kötü olan. Diğer bölümlerde geçen ise bizim James, Bucky olan. Hiç değişmiyor.

Zaten karşı karşıya gelirlerse eğer James-Bucky diye ayırırım.
Tekrardan çok özür dilerim.

Silence and SoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin