You can't go back and change the beginning, but you can start where you are and change the ending. -C.S. LewisPeter derin bir nefes alırken terlemiş avuç içlerini pantolonuna sildi. Neden bunu kabul etmişti ki?
Ofladı ve geri dönmek için arkasını dönmüştü ki elinden tutularak yerine sabitlendi. "Burada olduğumu unuttun mu?"
Peter kalbinin atışlarını kaçırmasını göz ardı ederken Harley'in sorusuna cevap vermedi. Kesinlikle buraya gelmek büyük bir hataydı. Keşke Natasha'yı dinlemeseydim diye geçirdi içinden.
Harley, Peter'ın elini sıkıca tutmaya devam ederken tek kelime etmedi. Sadece desteğe ihtiyacının olduğunu ve eninde sonunda o adımı atacağından emindi.
"Sence... Doğru kararı mı verdim?"
Harley bakışlarını okuldan Peter'a çevirdi. Yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirdi. "Bu sorunun cevabını bilmediğini söyleme bana." Derin bir nefes aldı. "Hayatının sonuna kadar gizlenerek saklanamazdın değil mi? Hem gerçekten de Tony ve Steve'e bağlı olarak mı yaşamak istiyorsun?"
Son cümleyle Peter'ın ekşimiş yüz ifadesine Harley küçük bir kahkaha attı. Bir süre daha orada durduklarında Harley ilk iki dersi kaçırdıklarından artık emindi.
Peter'a döndü ve elini yavaşça çekti ondan. Bu Peter'ın nefesini kesmişti. Korkuyla bakışlarını çevirdi ona. Harley, Peter'ın sitresten darmadağın yaptığı saçını düzeltmek için ellerini kaldırdığında Peter istemsizce sesli bir nefes vermişti.
Harley'in ona yaklaşarak aralarındaki mesafeyi en aza indirmesi Peter kaşlarını kaldırdı. "Dikkatimi başka yöne mi çekmeye çalışıyorsun?"
Harley güldü. "Belki."
Harley daha fazla bu duruma dayanamayıp Peter'ı kolundan tuttuğu gibi masadan kaldırdı ve diğerlerinin şaşkın bakışlarını umursamadan onu balkona sürükledi.
Sinir hem tüm vücudu titretiyor hem de mantıklı düşünmesini engelliyordu. "Sen-" diye sesini yükselttikten sonra duraksadı. Sadece birkaç saniyeliğine. "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Neden devamlı benden kaçıyorsun?"
Sorusunun cevabını çok iyi biliyordu. Harley'in yaralanmasından dolayı kendini suçladığı apaçık ortadaydı. Peter omuzlarını düşürdü. "Kaçmıyorum."
Harley sinirden delireceğini düşünüyordu. "Kaçmıyor musun?" Sesli bir nefes verdi. "Kendini suçluyorsun değil mi?"
Peter sessiz kaldı. "Senin suçun olmadığı konusunda saatlerce dil dökmeyeceğim sadece... Umrumda değil anladın mı? Bana ne olacağı umrumda değil. Seni koruyabileceksem her şeyi yapmaya hazırım ve bu hiçbir zaman senin suçun olmayacak."
Peter nefesini tutmuş bir şekilde Harley'in dediklerini dinlerken kalbinin ezildiğini hissetti. "Seni... O hâlde görmek korkunçtu."
Harley'in hızla inip kalkan göğsü bir anda yavaşladığında çatık kaşları da yumuşamıştı. "Aynısının benim için geçerli olmadığını mı düşünüyorsun? Sen onlarla giderken..." Harley gözlerini sıkıca yumdu ve bir küfür savurdu.
Peter, Harley'i ilk defa bu halde gördüğünü fark etti. Onu gerçekten de kızdırmış olmalıydı.
"Lütfen," dedi Harley hafif yaşarmış gözleriyle. "Lütfen bunu yapma. Benden kaçmanı izlemek istemiyorum. Her an senin yanında olmak isterken göz göze bile gelemememiz ne kadar canımı yakıyor biliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...