"I don't sleep. My mind has the scary capability of being dark and demented."
"You are afraid of your dreams?"
"Yes," he said quietly.
Steve, Tony'i arkasında bırakarak salona girdi. Tony günler sonra sadece kahvaltı için de olsa odasından çıkmıştı. Bunun haricinde tüm gününü Hydra'nın üssünü bulmaya çalışarak geçiriyordu. Ayrıca Fury de bir şeyler bulmaya çalışıyordu ama ikisi de bir haftadır hiçbir şey bulamamıştı. Hydra nasıl saklanılacağını iyi biliyordu.Steve koltuğa oturduğu an gözlerini saate sabitledi. Saat on iki olmuştu ve Peter hâlâ odasından çıkmamıştı. Peter'ın genellikle herkesten önce uyandığı göz önünde bulundurulursa rahatsız edici bir durumdu.
Peter'ın hatırladığı anılar son iki haftadır fazlasıyla artmıştı. İyi bir şey gibi duruyordu ama Steve kesinlikle buna katılmıyordu. Anıların bu kadar hızlı hatırlanmasının üstesinden gelmeyi zorlaştıracağına inanıyordu.
Bu yüzden son haftalardır Peter'ın üzerine titriyordu. Peter'ın rahatsız olup olmadığından emin değildi, onun için endişelenmekle meşguldü.
"Sorun ne?"
Steve karşı koltuğa oturan Clint'e bakmak için gözlerini saatten çekti. "Peter hâlâ odasından çıkmadı."
Clint daha Steve cümlesini bitirmeden göz devirdi. "Onun için endişelenmen güzel ama Steve, bunun fazlaya kaçmadığından emin misin?" Steve bir cevap vermedi. Kesin bir cevap veremezdi ama söz konusu Peter olunca bu kadar endişelenmek bile az geliyordu.
Tam o sırada içeriye giren Harley kulak misafiri olduğu konuşma hakkında yorum yapmadan edemedi. "Bence gidip Peter'ı kontrol etmeliyiz."
Clint oflayarak sırtını sertçe koltuğa yaslarken "Gerçekten mi?" dedi. "Sen de mi Harley?" Harley, bu tepkiye karşı sadece dudaklarını büzerek omuz silkmekle yetdi.
Aslında Clint de Peter için endişeleniyordu. Hadi ama çocuğun yaşadığı şeyler kolay değildi. Ama yine de arkadaşının kendini yıpratmasını istemiyordu. Peter'ı tanıyalı uzun zaman olmuyordu ama kendisini koruyabileceğinin farkındaydı.
Steve, Harley'e hak verip ayağı kalkarak hızla salondan çıktı. Merdivenleri de ikişer bir şekilde aynı hızda çıkıp Peter'ın odasının önüne gelmişti. Kötü bir şey olmamasını umarak kapıyı tıklattı.
Ses gelmedi.
"Peter?"
Yine hiçbir ses gelmediğinde bu sefer daha sert bir şekilde Harley vurdu kapıya. Yine cevap gelmediğinde Steve kapı kulunu tuttu ve kapıyı açmaya çalıştı. Kilitli olduğunu fark etmedi ise telaşını katlayarak arttırdı.
Tony'nin güvenlik sistemlerinin üstün koruması sayesinde kapıyı kırarak zaman harcayamayacağı için Jarvis'e seslendi. "Jarvis, Peter'ın odasının kapısını açar mısın?" Çok değil birkaç dakika sonra Jarvis'in sesini, ardından da kapının açılma sesini duydular. Steve kapıyı açtı. Kapı sonuna kadar aralandığında gördükleri görüntü ise ikisini de baştan aşağı titretmişti.
Oda birbirine katılmıştı. Her şey kırılmış, parçalanmıştı. Sağlam olan hiçbir şey kalmadığına yemin edebilirlerdi. Bu görüntü ikisinin de aklını kaçırması için yeterliydi... Ve Steve eğer düşünebilseydi Tony'nin ses yalıtımlı odalarına lanet okuyabilirdi.
Steve, korku dolu bir halde gözleri Peter'ı ararken banyoya açılan kapıyı gördü ve titreyen bacaklarının izin verdiği hızla oraya yöneldi. Peter'ı ne hâlde bulacağından deli gibi korkuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/270665304-288-k640963.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfic|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...