Peter önündeki defteri karalarken bir yandan da kulağına dolan müziğe sessizce eşlik ediyordu. Öğle aralarını sevmiyordu. Çok uzundu ve Peter bu boşlukta ne yapacağını bilemiyor bir halde devamlı bir şeyler karalıyordu. Bu da onu zamanının ne kadar boş geçtiğini hatırlatarak sinirlenmesine yol açıyordu.
Derin bir nefes aldı ve dakikalardır eğik olan başını kaldırdı. Bahçeye kısa bir göz gezdirdiği sırada Harley ile gözlerinin buluşmasıyla orada takılı kaldı.
Bakışlarını ondan çekip çekmemek arasında kaldığı sırada Harley'in ona hafifçe gülümsemesiyle afallamıştı.
Ne yapacağını bilemedi ve refleks olarak sadece beceriksizce geri gülümsemeye çalıştı.
Peter kafasını tekrardan önüne eğerken doğaçlamalarda ne kadar berbat olduğu bir kez daha yüzüne çarpmıştı.
Bunu sevmiyordu. Olayların belirlenen plana aykırı işlenmesi hoşuna gitmiyordu.
Bu sefer, neredeyse beyaz kalmamış defteri daha sert bir şekilde karalamaya başladı. Dersini iyi almamış mıydı? Hayır kesinlikle iyi almıştı. O zaman bu da neydi şimdi?
Kulaklığını sertçe kulaklarından çıkardığında "Oh," diye bir tepki duydu. "Yanlış bir zamanda mı geldim?"
Lanet olsun diye düşündü. Yine mi doğaçlama? Duraksadı ve Harley'i sevmemek için bir sebep daha. diye ekledi.
"Hayır, hayır," dedi hafif telaş olmuş bir halde. "Yanlış bir zaman değil." Ama daha sonra gözlerini kıstı. "Sen neden gelmiştin?"
Pekâlâ gülümsemeyi bir kenara koyarsak Harley'in yanına geleceğini kesinlikle tahmin etmemişti. Yani... İlk adımı Peter'ın atması gerekmiyor muydu?
Harley'in elleri tişörtünün uçlarına gittiğinde Peter dudağının kıvrılma çabasını zar zor engelleyebilmişti. Utanıyordu! Utandığı zaman hep bunu yapardı.
"Aslında şey... Aynı sınıftayız ve şey diye düşündüm. Konuşabiliriz?"
Peter gülümsedi ve oturduğu yerde Harley'e yer açmak için yana kaydı. Harley sesli bir nefes verdi ve Peter'ın yanına yerleşti. Dikkatini ilk çeken şey defter olmuştu ama bu konu hakkında bir şey demedi.Bir süre sessiz kaldılar ve Peter ilk adımı atma sırasının kendine geçtiğini fark ederek dudaklarını aralamıştı ki Harley konuşmaya başladı.
"Tam olarak tanışmadık bu yüzden," Elini Peter'a uzattı. "Ben Harley Stark."
Peter nazikçe Harley'in elini sıkarken "Peter," dedi. "Peter Black."Peter, mavi gözlerden bakışlarını çekerken gülümsemiş ve elini saçına götürüp hafifçe karıştırmıştı.
Daha sonra seyrek bir şekilde konuşmaya başladılar. Hem çekiniyorlar hem de ne soracaklarını bir türlü bulamıyorlardı ama sonra olaylar hızlandı. Birbirlerini tanımak adına sorulacak en klişe soruları sordular belki de ama yine de güzel vakit geçirdiler. Ne kadar planlandığı gibi almamış olsa da...
Harley daha sonra arkadaşlarının yanına gitmesi gerektiğini söylediğinde Peter anlayışla karşıladı.
Harley mükemmel gülümsemelerinden birini yüzüne koyup "Daha sonra görüşürüz," dediğinde Peter hafifçe elini sallayarak "Görürüz," diye karşılık vermişti.
Harley yanından uzaklaştığı sırada, zile ne kadar kaldığını kontrol etmek için kol saatine baktığında sadece bir dakika kaldığını görmek onu fazlasıyla şaşırtmıştı.
Bildiği şeyleri tekrar tekrar dinlemekten nefret ederdi ama buna rağmen zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı.
Peter gülümsedi.
Anlaşılan görevini iyi yapıyordu ha?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silence and Sound
Fanfiction|Marvel au| • • • • "Göreviniz Yenilmezler. Yok edin onları." ... "Kaptan Amerika'nın yetmiş yıl sonra bulunması ve buzdan çıkarıldığında hâlâ yaşıyor olması tüm dünyayı şaşkına çevirdi..." Büyük oyun, bu haberle başladığında Peter intikam ateşiyle...