Nehir, "Saçma saçma tepkiler vermeyin. Sanki işlemler tamam evleniyorsunuz dedim!" deyip güldüğünde, Bedi, "Saçmalama." deyip kızdı.
Nehir, "Siz onu bunu bırakın da arkadaşlarınız nerede?"
"Koridordalardı."
Nehir, "Buraya neden gelmiyorlar?"
Bedi, "Nehir senin bu enerjin beni yoruyor, bir dur ya!"
Nehir, "Umay ben ne yaptım şimdi?"
"Bilmiyorum ki." deyip Nehir'e hafiften tebessüm ettim. Nehir, "Neyse ben herkesi buraya çağırıyorum." deyip hızlıca odadan çıktı.
Bedi bir bana, bir de Leah'a baktı, gözlerini Bedi'nin üzerinden çekmeyen Leah'la göz göze kalmış olacak ki Bedi Leah'a tebessüm edip, "Allah'ım ya rabbim." diyerek kafasını diğer tarafa çevirdi.
Birkaç dakika sonra Nehir, "Buyurun buyurun." diyerek kapıyı açtığında Sena, Uğur, Çağlar ve Ada içeri girdi. Nehir Bedi'yle bana bakıp, "Ben geri kalanını bulamadım." deyip güldü, cidden Nehir'i enerjisi çok yüksekti ve bitmek bilmiyordu.
Uğur ve Çağlar koridordan birkaç sandalyeyi odaya aldıktan sonra herkes oturdu. Ayakta kimsenin kalmamasının üzerinden birkaç saniye geçmişti ki kapı birden açıldı ve Alper, "Lan!" diyerek içeri daldı. Peşinden de Elif gelip, "Bir dur ya." diyerek Alper'i kolundan tuttu.
Alper, "Ya kardeşim siz madem buraya geliyorsunuz niye beni çağırmıyorsunuz? İyi ki bir kahve içmeye gittik." diye söylenerek Uğur'u oturduğu tekli koltuğa yaklaştı ve Uğur'u ittirerek, zor da olsa, yanına oturdu. Elif'te benim yanıma, sağ tarafıma, oturduğunda odada sessizlik hâkim oldu. Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından Çağlar bir konu açıp Bedi'yle konuşmaya başladı daha sonra da Alper ve Uğur'da konuşmaya dahil oldu.
Sol tarafımda oturan Sena dirseğiyle beni dürtüp, Leah'ı işaret ederek sessizce, "Şu kim?" diye sordu. Aynı şekilde sessizce, "Nehir'in arkadaşıymış." dedim.
Elif, "Nehir'e bir şey olmadı ki o niye gelmiş?"
"Nehir Bedi'ye senden hoşlanıyor mu aşık mı ne öyle bir şey dedi."
Sena, "Ne!" diye cırladığında herkes bize baktı. Elif, "Sorun yok." deyip tebessüm ederek dikkatleri üzerimizden dağıtıp, kolunu arkamdan geçirip Sena'nın koluna çimdik attı.
Sena kolunu ufalayarak, "Bu ne be, iyice Aşk-ı Memnu'ya dönüyoruz resmen."
Elif, "Bir şey diyeceğim, Umay senin kuzen görümcen Uğur'u mu kesiyor yoksa Alper'i mi? Kuzen görümcen falan demem dalarım vallahi."
"Kuzen görümce ne Elif!"
Elif, "Bedi'nin kuzeni senin görümcen sayılır, sen soruma cevap ver."
Sena, "Alper'e mesaj at, lavaboya elini yıkamaya gitsin. Bakalım gözleri kiminle kalıyor." dediğinde Elif, "Tamam." diyerek çantasından telefonunu çıkarttı.
Mesaj Alper'e ulaştığında Alper önce bize baktı daha sonra da "Ben bir elimi yüzümü yıkayayım." diyerek yerinden kalktı. Nehir, Alper ayağa kalktığından birkaç saniye Alper'e baksa da gözleri tekrar Uğur'u buldu.
Sena, "Umay sizin iş berdele dönüyor haberin olsun." deyip güldü.
"Saçmalama."
Elif, "Berdeli falan bilmem de Uğur'da göz ucuyla arada bir Nehir'e bakıyor."
Sena, "Vay anam vay. Uğur'a bak sen!"
Elif, "Yalnız bizde, üç elti verdik omuz omuza milleti inceliyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia || Texting
Teen Fiction- TAMAMLANDI - Küçük bir cesaret kırıntısıyla atılan mesajla başlayan maceraydı onların hikayesi. Mesajdan sonra bedenini belli olma korkusu sarsa da aşkı daha ağır basıyordu. Gerçi ona kalsa belli etmeden, uzaktan severek yaşamalıydı aşkını. Ama bu...