y e t m i ş

2.6K 172 416
                                    

"Gitarını niye götürüyorsun ki?" diyerek anlamsızca Uğur'a baktım.

"Belki çalarım, belki Bedi çalar. Ne bileyim götüresim geldi. Saçma mı götürmem?"

"Yoo, istiyorsan götür." dediğimde asansörün kapısını açtı. Yakacak çantasını elime alıp asansöre bindim, peşimden de Uğur bindiğinde sıfıra bastım ve kapılar kapandığında asansör hareket etmeye başladı.

Binadan çıkıp buluşacağımız yere geldiğimizde Alper ve Elif karşı taraftan bize doğru geliyordu, geri kalan herkes gelmişti.

Alper yanımıza geldiğinde, "Eee ne yapıyoruz şimdi?" diye sordu.

Çağlar, "Dokuz buçuk demiştik minibüsçüye gelir herhalde şimdi."

Bedi, "Şurada bir minibüs durdu ama bizi alacak olan olabilir mi?" diyerek on on iki metre ilerideki minibüsü gösterdiğinde Uğur Bedi'nin gösterdiği yöne bakıp, "Evet o." deyip eliyle minibüsçüye işaret yaptı.

---

Alper, "Ateş sönüyor verin şu etleri ya!"

Uğur, "İnsan eti baharatlı alır, baharatı ayrı almaz."

Alper, "Babam hep öyle alıyor ne bileyim ben!"

Çağlar, "Eve alıyorsun böyle alırsın ama biz evde değiliz şu anda."

Elif, "Konuşacağınıza karıştırın şu eti baharatla."

Uğur, "Karıştırıyorum zaten." deyip elindeki büyük çatalı gösterdi.

"Çatalla olmaz o." deyip Uğur'un yanına yaklaşıp, "Elimi bir su dök." dedim.

Uğur, "Ne suyu ya et karıştırıyorum ben."

Sena, "Domatesi soğanı doğradım etler ne alemde?" diyerek yanımıza geldi.

"Eti elimle karıştıracağım şu suyu dök elimi yıkayayım!"

Sena, "Benim elim temiz, ben karıştırayım." diyerek Uğur'un önündeki et kabını alıp güzelce baharatı ete yedirmeye başladı.

Elif, "Uğur ben seni becerikli bir şey zannederdim, bir eti karıştıramadın."

Uğur, "Ben belirli konularda becerikliyim, mesela kahvaltı hazırlamak."

Alper, "İki patates doğra at tavaya, iki yumurta kır at tavaya al kahvaltı."

Uğur, "Ya sen bir sussana!"

Ada, "Bir şey söyleyeceğim su bitti. Ne yapacağız?"

Çağlar, "Bir yarım saate alıp gelirim. Geçtiğimiz yerlerde bir yerde bakkal tarzı bir yer vardı."

"Bir çeşme var ileride, babamlarla geldiğimizde görmüştüm ben. Oradan doldurup geleyim."

Alper, "Bende geleyim, giderken şişeleri sen taşırsın, gelirken ben taşırım." deyip oturduğu yerden kalktı.

"Yok ya ben gider gelirim."

Uğur, "Yorulursun, su taşıyacaksın sonuçta."

"Taşırım ne olacak Uğur." dediğimde Uğur, "İyi tamam, git taşı bari." dedi.

Ada, "Beş litre su doldursan yeter, yıkanacakları yıkadık zaten. Yemekten sonra el yıkamak için yeterli olur."

"Tamam." deyip mangalın yanındaki beş litrelik boş şişeyi alıp yürümeye başladım.

On dakikalık bir yürümenin ardından daha önceden gördüğüm çeşmeye varmıştım ama önü çok çamurdu ve bende beyaz spor ayakkabılar vardı!

İddia || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin