Medyadaki şarkıyı bölüm sonunda Bedirhan'a armağan ediyorum.
...
Uğur, "Umay dur şaka yaptım." diyerek peşimden gelip kolumu tuttu. "Benimle geri zekalıymışsın gibi konuşma! Erkek çocuğuymuşsun da senin lafın geçermiş! Yürü git ya." diyerek kolumu kurtarmaya çalışsam da kurtaramadım.
"Şaka yaptım ya hemen niye ciddiye alıyorsun? Senin hayatını ben mi yöneteceğim, gel valla şaka yaptım."
"Bak bir daha benimle böyle konuşma." deyip kafasına vurdum ve balkona geri dönüp kalktığım yere oturdum. Uğur'da yerine oturduğunda, "Sana çok sinirliyim." dedim.
"Bak şimdi canım ikizim, senin nelere sinir olduğunu çok iyi biliyorum o yüzden seni sinir etmek amacıyla öyle şeyler diyorum. Ne yapayım yani seni sinir etmek çok hoşuma gidiyor."
"Allah Allah sinir olmak benim hiç hoşuma gitmiyor ama!"
"Olabilir ama seni sinir etmek benim çok hoşuma gidiyor. Neyse ben seni sonra yine sinir ederim. Ne yaptın bugün? Birazda onu konuşalım."
"Hastaneye gittim Bedi bir acayip davrandı bana. Sonra eve geldim işte."
"Nasıl acayip davrandı?"
"Ne bilim Leah'la gülüyorlardı bir şeye rahatsız ettim herhalde dedim falan Leah ben çıkayım siz konuşun dedi Bedi göndermedi. Sürekli arkadaşım diyor, öyle."
"Neyin kafasını yaşıyor bu çocuk ya?"
"Bilsem..."
"Şu hastaneden bir çıksın doğru düzgün konuşacağım Bedi'yle. Yüzüme çarpan gerçekler zoruma gitti."
"Biraz abartmıyor musun Uğur?"
"Bak canım ikizim ben senin hayatına karışamam ama bazı şeylere gönlüm razı gelmez ani tepkiler verebilirim. Mesela bir ara yenge yazmışlardı ya gruba o zaman sana biraz sert çıkıştım çünkü o gruptan biriyle sevgili olursan üzülürsün diye, o tipler hiç kimseye değer vermezler. Bedi sevdiğinde çok sever, üzmez, incitmez yani sevdiğini el üstünde tutar. Bedi gibi biriyle sevgili ol hatta evlen isterim ama Bedi'yle istemem. Konduramıyorum çünkü, biz yeri geldi aynı tabaktan yemek yedik, aynı bardaktan su içtik, o kadar yakınken gelip de kardeşine göz koydu diyor içimden bir ses. Abartıyor olabilirim ama biraz da beni anla."
"Haklısın ama bilmiyorum Uğur, Bedi hakkında ne olur bilmiyorum."
"Nasipte varsa ileride evleneceğiz ne bilim hayatımıza farklı insanlar girip çıkacak, seni yedi kat pamuğa sarıp kilerde saklayamam ama ya biri çıkıp gelirse seni alıp memleketin öbür ucunu götürse ne olacak? Ben canım sıkılınca senin yanına gelmek isterim, işten çıkıp eve giderken beş dakika sana uğramak isterim. Uzakta olursan nasıl olacak ki bunlar?" deyip bana baktı.
Gözlerine hücum eden kızarıklığın yolunu kesmezsek Uğur herhalde ağlardı, bu çocuk niye bu kadar duygusaldı! "Bak ağlarsan döverim seni!" dediğimde, "Uzakta olursan böyle demeni bile özlerim işte." deyip bana sarıldı. "Sen nesin böyle ya." deyip bende ona sarıldım.
"Bu konu buraya nasıl geldi?"
"Bilmiyorum ya, duygusallaştım şu anda."
"Ağzın laf yapmıyor ama beni çok seviyorsun biliyorum hissediyorum." dediğimde Uğur, "Mecburiyetten seviyorum öyle şey yapma yani." deyip sırıtarak geri çekildi.
"Tabi tabi Uğur aynen."
"Şaka bir yana sen gerçekten seviyor musun Bedi'yi?" diye sorduğunda belli bir süre düşündüm. Seviyor muydum? Seviyordum. Arkadaş gibi sevmekten başka bir şeydi bu, yıllardır bir aradaydık zamanla insan alışıyor, ben geç fark etmiş olsam da sevmeye başlıyor. Emindim ya seviyordum ben Bedi'yi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia || Texting
Teen Fiction- TAMAMLANDI - Küçük bir cesaret kırıntısıyla atılan mesajla başlayan maceraydı onların hikayesi. Mesajdan sonra bedenini belli olma korkusu sarsa da aşkı daha ağır basıyordu. Gerçi ona kalsa belli etmeden, uzaktan severek yaşamalıydı aşkını. Ama bu...