k ı r k d o k u z

2.4K 132 149
                                    

Mete: Bedirhan kusura bakma

Mete: Umay'la konuşamadım

Mete: Dedem kalp krizi geçirmiş

Mete: Hemen okuldan çıktım

Rehberimde Mete'yi bulup aradım. "Alo." diyerek telefonu açtı.

"Mete ne oldu hayırdır?"

"Dedem kalp krizi geçirmiş çıktım alelacele okuldan, kusura bakma."

"Yok ne kusuru onu sonra hallederiz. Deden nasıl, yapabileceğim bir şey var mı?"

"Yok sağ olasın. Zamanında yetişmişler hastaneye şu an durumu iyi yarın taburcu olur herhalde."

"İyi olmasına sevindim."

"Dedemin durumu iyi büyük ihtimalle yarın okula gelirim, o zaman uygun bir zamanda konuşurum Umay'la."

"Onu hallederiz, sen şimdi dedeni düşün."

"Tamam o zaman, görüşürüz."

"Görüşürüz."

---

Her sabah toplandığımız parka gittiğimde, Uğur ve Umay dışında herkes gelmişti. Anlaşılan yine Uğur'la Umay'ı bekleyecektik.

Çağlar, "Abi aynı saatte şu parka gelmeyi beceremiyoruz ya." deyip oturduğu banktan kalktı.

"Sen fazla erken geliyor olabilir misin?"

Çağlar, "Yoo ben tam zamanında geliyorum." dediğinde Umay'ın, "Uğur yapma ya!" dediğini duydum. Sesin geldiği yöne baktığımda, Uğur'un Umay'ı sinir etmek için Umay'ın saçlarını karıştırdığını görmem yüzümde tebessüme sebep oldu.

Yanımıza geldiklerinde, Uğur, "Günaydın." dedi ve hep beraber hareketlendik. Alper Elif'in elinden tutup en önden yürümeye başladı. Çağlar sabahları huysuz olduğundan Ada'nın yanında elleri cebinde kalas gibi ilerliyordu. Onların arkasında da Uğur ve Beril bir şey konuşuyordu.

Yanımda yürüyen Umay arkamızda kalan Sena'ya arada bir bakıp kaş göz işareti yapıyordu.

Umay garip biriydi, bazen çocukça davranıyordu ama seviyordum işte.

Cebimdeki telefonumun titremesiyle elimi cebime attım. Mete mesaj atmıştı.

Mete: Günaydın

Bedi: Sana da günaydın

Mete: Bugün okula geliyorum

Mete: Uygun bir vakit kollayıp Umay'la konuşacağım

Bedi: Tamam

Bedi: Okula gelmek üzereyim zaten

Bedi: Ben uygun bir vakit oluşturmaya çalışırım

Mete: Tamamdır

Umay'ın bana yandan yandan bakması dikkatimi çektiğinde telefonumu cebime koyup, koluna girdi.

"Ee ne var ne yok?"

"Hiç ya aynı."

"Şey ne alemde? Vardı ya bir çocuk." Sanki bilmiyormuş gibi bir de soruyordum ya, Allah'ım kafamı presle ezsem mi ne yapsam!

İddia || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin