Göz kapaklarımı açtığımda kendimi yorgunluktan bitmiş gibi hissettim. Hala hastanedeydim ne zaman uyuyup ne zaman uyandığım belli olmuyordu bu yüzden gecem gündüzüme karışmıştı. En son annem ve babamla konuştuğumu hatırlıyordum ne zaman uyudum ne zaman koluma serum takıldı bilmiyordum bile.
Gözlerimi odada gezdirdiğimde bu odanın benim odam olmadığını fark ettim. Benim kaldığım odanın bir duvarı tamamen cam kaplıydı ama bu odada sadece normal pencere vardı. Başımı çok fazla hareket ettiremiyordum, yavaşça sağ tarafa dönüp baktığımda koridora bakan bir cam olduğunu fark ettim. Bu oda normal oda değildi.
Doğrulmaya çalıştığımda karnımda büyük bir acı hissettim. Elimi acıyan bölgeye götürdüğümde karnımın biraz şiş olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Tişörtümü birazcık yukarı sıyırdığımda karnımın sargı bezleriyle sarılı olduğunu görmemle şok geçirdim. Ben en son gayet iyiydim, koridora çıkmıştım, yürümüştüm hiçbir yerimde acı hissetmemiştim. Ne olmuştu da bana şimdi karnım sargı bezleriyle sarılıydı?
Camdan beliren insan siluetiyle, kapının açılması arasında saniyeler vardı. Bedirhan eli kapı kolunun üzerinde, aralıklı kapıdan öylece bana bakıyordu.
"Defol git!" diye bağırmamla, "Ne?" diyerek içeri girdi.
"Bak gitmezsen kötü şeyler olur."
"Niye gideyim?"
"Kaçtın değil mi hapishaneden!"
"Ne hapishanesi? Ben hapishaneye girmedim ki." dedi büyük bir şaşkınlık yaşayarak.
"Bana yalan söyleme her şeyi biliyorum."
"Ne yalanı ne biliyorsun?"
"Defol git polise teslim ol!"
"Yavrum bak..." diyerek bana doğru gelmeye başladığında "Gelme üstüme!" diye bağırmamla olduğu yerde kala kaldı.
"Niye?" diye sorduğunda dudakları açık kaldı.
"Yarım bıraktığın işi bitirmeye mi geldin! Eski saf Umay yok artık, defol git valla ben öldürürüm seni."
Bedirhan, "Bebeğim ne diyorsun anlamıyorum ne öldürmesi?"
"Bana bir adım daha yaklaşırsan düğmeye basarım!" diye tehdit savurup hemşire çağırmak için yatağın yanı başında duran küçük kumanda gibi olan tuşlu şeyi elime aldım.
Bedirhan, "Dediklerinden gerçekten hiçbir şey anlamıyorum." dediği sırada "Anaaa!" diye bağırma sesinin geldiği yöne bakmamız bir oldu.
Ben, "Lan! Sen nereden çıktın." diye bağırırken Uğur topallayarak bana doğru geliyordu.
Yanıma gelip elimden tuttu ve elimi öptü, "Bir an hiç uyanmayacaksın zannetmiştim. Ah canımın içi." dediğinde elimi Uğur'un avcunun içinden çektim.
Uğur, "Ne oluyor?"
"Siz benimle dalga geçmiyorsunuz değil mi?"
Bedirhan, "Uğur, değişik değişik konuşuyor." dediğinde Uğur Bedirhan'a yaklaşıp, "Ne diyor?" dedi.
Bedirhan, "Beni kendine yaklaştırmadı, yarım bıraktığın iş diye bağırdı. Hapishane falan diyor..."
Uğur, "Ne yarım işi lan bu? Bak aklıma kötü şeyler geliyor." deyip gözlerini kısarak Bedirhan'a baktı.
Bedirhan, "Saçmalama Uğur."
Uğur, "Canım ikizim iyi misin?" diyerek yatağın ayak ucuna oturdu, Bedirhan'da hala benden iki üç adım uzakta duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia || Texting
Teen Fiction- TAMAMLANDI - Küçük bir cesaret kırıntısıyla atılan mesajla başlayan maceraydı onların hikayesi. Mesajdan sonra bedenini belli olma korkusu sarsa da aşkı daha ağır basıyordu. Gerçi ona kalsa belli etmeden, uzaktan severek yaşamalıydı aşkını. Ama bu...