Sabah uykusu resmen on yıllık uykudan tatlıydı. Yatağın içinde gözlerimi açmadan gerinip kafamı kaşıdım. Ben ne rahat uyumuştum bu gece, bu çok garipti uzun süredir bu kadar rahat uyuyamıyordum. Neyse teferruatlara takılmaya gerek yoktu. Yorgana sarılıp gözlerimi açtım. Kuş tuğu gibiydim resmen.
Lan!
Bu oda benim odam değildi!
Bu lacivert yorgan, bu yıldız temalı gergi tavan, bu spotlar... Bedirhan'ın odası! Tövbe estağfurullah benim ne işim vardı burada?
Yatakta doğrulduğumda üzerimdeki bende çuval gibi duran kıyafetler dikkatimi çekti, bir de Bedirhan'ın kıyafetleri vardı üzerimde! Allah'ım ne olduğunu bilmiyorum sen beni affet.
Yorganı üzerimden fırlattığımda yan tarafımda yorganı tutan bir şey olduğu için yorganı geri çektiğimde Bedirhan ortaya çıkıverdi. Ulan patates kafa!
"Benim ne işim var burada!" diye bağırarak omzuna vurduğumda, "Ne oluyor lan!" diyerek panikle uyandı ve yorgana dolanıp yataktan aşağı düştü.
Yorganın içinden başını çıkartıp bana baktığında, "Ne işim var benim burada!" deyip bu sefer yastığı fırlattım.
"Ya bir dur. Asıl benim burada ne işim var?"
"Bil bakalım niye? Çünkü senin odan."
"Ben kardeşimin odasında uyudum dün gece, sırf benimle uyumak için beni sürükleyerek buraya getirdin değil mi?"
"Tabi tabi çok meraklıyım ya sana!" dediğimde yorganın içinden çıkıp ayağa kalktı. Yorganın kulaklarından tutup omzunun üzerinden geçirdi, yorgan pelerin gibi sırtına yerleştiğinde yatağa yüz üstü atladı.
"Bak beni sinir etme, manda gibi yatma cevap ver bana!"
"Ne cevabı vereyim Umay?" deyip yorgana dolanarak bana döndü. "Benim burada ne işim var, ayrıca bu üzerimdeki kıyafetler senin, ben üzerimi değiştirmedim kim bana bu kıyafetleri kim giydirdi!" dediğimde gözlerini kısıp güldü.
"Dün gece çok güzeldi." deyip dudağını ısırıp başını sağ sola salladı. "Bedirhan bak beni delirtme!" deyip saçını elime doladım. "Ah o söylediğin cümleler..." deyip gülmeye devam ettiğinde dizlerimin üzerine kalkıp Bedirhan'ın saçını çektim.
"Halat mı çekiyorsun kızım, saçım koptu be!" deyip ellerimi bileklerimden tuttuğunda, "Bana bak! Deli etme beni!" diye cırladım.
"Bırak şu saçımı da seni deli etmeden anlatayım." dediğinde "Anlat." diyerek saçını bıraktım ve oturdum.
"Sen bir kere takside uyudun. Kusura bakma hayvan gibi uykun var elime su döküp yüzüne serptim uyanmadın..."
"Ne yaptın sende eve mi attın beni!" deyip kafasına vurdum.
"Ya bir dur. Biz taksideyken sen tam uykuya dalacağın sıralarda Gülşen'in Yurtta Aşk Cihanda Aşk şarkısı çalıyordu hep onu mırıldandın, elimi de koluma da bağla zapt et falan bir şeyler..."
"Ya sadede gelir misin?"
"Neyse evin önüne geldik Uğur'u aradım telefona bakmadı, Ada'yı aradım ben evde değilim dedi. Mecbur bende seni buraya getirdim... Sonra olan oldu işte."
"Öldürürüm seni bak!" deyip suratına tokat attım.
"Vura vura öldürdün zaten. Lafımı kesip yapıştırıyorsun ya!"
"Tamam devam et."
"Etmiyorum."
"İnat yok demiştik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia || Texting
Roman pour Adolescents- TAMAMLANDI - Küçük bir cesaret kırıntısıyla atılan mesajla başlayan maceraydı onların hikayesi. Mesajdan sonra bedenini belli olma korkusu sarsa da aşkı daha ağır basıyordu. Gerçi ona kalsa belli etmeden, uzaktan severek yaşamalıydı aşkını. Ama bu...