Tanıtım

8K 136 54
                                    

Uykumun en güzel yerinde kafamın altındaki yastığın sertliği sinirimi bozmuştu. Pozisyonumu değiştirip sağ doğru dönmüştüm ama yine boynumun ağrısından gözlerimi açmak zorunda kalmıştım. Görüşümü netleştiğinde gördüğüm manzara ile yerimden sıçramıştım. Yüzüstü yatan doruk ve az evvel kafamı kaldırdığım yer onun karnıydı. Etrafa baktığımda nerede olduğumu anlamıştım. Ezbere bildiğin doruğun odasıydı. İyi de ben burada nasıl uyuya kalmıştım. En son hatırladığım biz Ömer, ben ve Doruk filim izliyorduk. Şimdi nasıl burada sadece ikimiz vardık.
Ben bunları düşünürken hala mışıl mışıl uyuyan doruğa bakıp hızla kafasının altındaki yastığı çekmiştim. Kafası hızla düşünce uyanmıştı o da. Gözlerini ovuşturup gözleri beni bulduğunda o da şaşırmıştı. Ama benim gibi abartı tepki vermemişti. Yerinden doğrulup günaydın demişti. Onun bu haline tatlı gülümsemem ile karşılık vermiştim. Ama saniyesinde ciddileşip kızmıştım.

"ne günaydını doruk, farkında mısın uyuya kalmışız burada ikimiz"

Doruk düşünür gibi yapıp beni onaylamıştı ama sonra kocaman gülümsemesi ile tekrar konuşmuştu.

"evet ne olmuş. Abartma istersen asiye ilk defa mı beraber uyuya kaldık sanki"

"Doruk büyüdük biz farkında mısın. Ya Nebahat teyze ya da annem görseydi. Yanlış anlaşılırdı"

"yani büyüdüysek ne olmuş ne değişiyor"

Sabır dilercesine nefes aldığımda karşımdaki çocuğun asla büyümediğini görebiliyordum gerçekten. Onunki bedenen büyümekti hala ruhu çocuk hala şımarıkdı.

"haa tabi sen diyorsan sen büyüdün epeyde yakışıklı oldun. Aurana katılmaktan korkuyorum. Hah işte o zaman haklısın yanlış olmuş burada uyuman"

Kurduğu cümlelere karşılık olarak ağızım açık kalmıştı. Yok yok bu çocuk beni deli edecekti. Yedisinden neyse yetmişinde de öyle olacaktı.
Hırsla elimin tersi ile karnına geçirmiştim. Onun hafif tepki vermesi ama benim elimin ağırmasıyla kalmıştı. Ne ara yapmıştı bu çocuk o kasları. Bozuntuya vermek yerine bende kendi cilvelerimi kullanmıştım.
Elime saçlarımı geriye atarak konuşmuştum

"e tabi bende bi büyüdüm, olgunlaştım güzelleştim sonuçta. Sende benim büyüme kapılma sakın"

Doruk dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalışıyordu. Ama sonunda dayanamayıp kahkasını patlatmıştı. Bende bu durumuna kaşlarımı çatmıştım.

"sen mi büyüleyeceksin beni. Hahaa Asiye sen benim gözümde hep o ufak kız çocuğu olarak kalacaksın"

Söylediklerine istemsizce bende gülmüştüm. Gerçekten birbirimizi o kadar uzun zamandır tanıyorduk ki. O da benim gözümde büyümüyordu. Hep o küçük çocukdu.
Hızla yataktan kalkıp onu da kaldırdım.

"annem görmeden benim çıkmam lazım"

"tamam kızım sakin ol. Ben şimdi inerim hatice sultanı oyalarım sende her zamanki yerimizden çıkarsın"

Başımla onu onaylamıştım. Kapıyı açtığında kafası ile koridora bakıyordu bende arkasında duruyordum. Kapıda çıkıp iki kolunu yana açmış çıkmıştı.

"ooo sabahınız neşe dolsun hatice sultan"

Annem onu görünce ürkmüştü ama hemen kocaman gülmüştü.

"ilahi Doruk korkuttun. Günaydın. Nasılsın bende odandan çamaşır almaya geliyordum"

"yok hiç zahmet etme sen ben dün attım. Kirlim yok. Gel seninle bir sohbet edelim ya özlettin kendini"

"hergün buradayım ya doruk ne özlemesi"

Onların bu hallerine gülerken doruk annemin omuzlarından tutup aşağı indiriyordu. İnmeden de eli ile işaret çalmıştı. Bende hemen her yerini ezbere bildiğim evin koridorlarından her zaman kaçtığını gizli camdan atlamaya çalışıyordum. İlk defa kendim atlayacaktım. Normalde ömer ve Doruk inerlerdi ikisinden birisi beni aşağıdan tutardı. Umarım düşüp bir yerimi sakatlamazdım. 3 e kadar sayıp kendimi bırakmıştım ki kollarımın altında bir ke hissetmiştim. Dönüp baktığımda yeşil hareler bana bakıyordu. İyi de ne ara gelmişti.

"seni buradan hiç yanlız bırakır mıyım"

Ben Asiye Eren, bu da benim hikayem. Benimle hikayemi dinlemeye var mısınız.

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin