Asiye
Doruk ile her şey çok güzel gidiyordu artık. O kısa ama acı verici ayrılığın sonunda daha güzel olmuştuk hatta. Gerçekten artık biz olmayı başarmıştık. Mesela gerçekten o günde sonra bir hafta boyunca sürekli bana yaptığı şeyleri haber veriyordu.
"yemek yiyorum şuan"
"banyoya giriyorum ulaşamazsan diye haber ediyorum"
"ders çalışırken aklıma sen geldin"
"yatışa geçiyorum güzelim"
"tuvalete gidiyorum, ayıptır söylemesi motoru bozmuşum da uzun sürebilir"
Böyle saçma sapan mesajlar atıp durmuştu. Son attığı ile artık abartmasın yeterli demiştim. Onun bu halleri beni güldürüyordu. Böyle tatlı olması beni kendisine daha fazla düşürmekten başka bir şeye sebep olmuyordu.
Günler, haftalar hatta aylar birbirini kovaladı. Zaman su gibi akıp gitmişti. Hatta öyle ki üniversite sınavına bile girmiştik. Artık ders çalışma gibi bir zorunluluğumuz kalmamıştı.
Sınav nasıl geçti derseniz benim açımdan çok güzel geçmişti. Her şeye rağmen çalışıp istediğim gibi geçmesini sağlmıştım. Doruk için de öyleydi. Doruk barışmamızın ardından çok daga fazla derslere yüklenmişti. Ona, o kazanamazsa ama ben kazanırsam giderim demiştim. Buna hırslanıp kazanmayı kafasına koymuştu. İstediğim de buydu başarılı da olmuştum. Ömer zaten en başından istikrarlıydı. Melisa'ya gelince o da iyi geçtiğini söylemişti. Zaten yaptığımız sorulara baktığımızda netlerimiz gayet iyiydi. Berk ve Oğulcan sözelden girmişlerdi sınava o yüzden onların ki de kendilerine göre iyiydi. Aybike de benim gibi eşit ağırlıktan girmişti. O bana göre bir tık düşük yapsa da yine de çok fark yoktu aramızda.Kapattığım valiz ile etrafıma son kez baktım, unuttuğum bir şey yoktur umarım diyerek fermuarını da çekerek tamamen hazırdım.
Bugün Akif amcanın da yardımı ile ayarladığımız tatile gidecektik. Bir kaç gün önce yaptığımız konuşmalarımız aklıma gelince gülmeden edemedim.___________
"asi bak güzel yerleri yaz bizi öyle saçma sapır yerlere götürme boşuna"
Gideceğimiz yere bir türlğ karar veremediğimiz için ben aldığım bir karar ile 3 parmağıma şehirleri yazmıştım. Ve onlara uzatarak seçmelerini isteyecektim.
Vizesiz gidildiği için Ukrayna diyordu erkekler ama biz kızlar tabi ki de rus kızların olduğu bir mekana gitmek istemedik. Biz ise Trabzon diyorduk, onu da onlar istememişti. Üçüncü olarak da Antalya yazdım."eminsin demi abim yüzük parmağını seçer. Bak işareti seçerse yeminle katil olurum. Orada rus kızları bacak şovy yaparken ben Kadirin gözleirni oymak zorunda kaldırım"
Melisa ve Kadir abimi öğrenmiştik. Henüz çok tazeydi. Çok şaşırmıştım en yakın arkdaşım, kız kardeşim gibi gördüğüm melisa'm ve abim. Çok sevinmiştim ben ama Doruğun onları öğrendiğinde verdiği tepki ne olacak diye korkarken doruk aksine çok sevinmişti. Kız kardeşi için daha iyi bir adam bulamam demişti.
"yok sen merak etme ben malımı bilirim bak gör yüzük parmağını seçecek"
"hadi bakalım"
Kızlara son kez bakıp erkeklere doğru yürüdük. Parmaklarımı onlara uzattığında doruk yerinden kalkarak gülerek bana bakıyordu.
"hadi sen birini. Ne çıkarsa itraz etmeden oraya gidiyoruz"
Doruk parmaklarıma bakarken tam da tahmin ettiğim gibi gülerek konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...