Doruk
Hastahaneden çıkalı tam bir hafta olmuştu. O gün Asiye ile beraber uyuduğumuz günden sonra zaten taburcu olmuştum. Taburcu olurken bile kendimizi belli etmiştik. Tüm hastahane bizi tanımıştı sanırım.
Taburcu olduğum sabah ömer Asiye'yi evde göremediği için kalkıp hemen hastahaneye gelmiş. Destursuz dalma alışkanlığı olan arkadaşım sağolsun odaya da Destursuz girmişti. Kapının ağızından odaya bakmıştı. Sanırım arkamdan sarılıp uyuduğu için Asiye'yi benim cüssem yüzünden fark etmemişti. Bakışları beni bulduğunda bana baktı.
"Asiye burada kalmadı mı"
Harbi harbi görmedi mi deli Asiye'yi. Kolumun altında kalan narin kolunu gösterdiğimde kapıdan yanıma gelmişti. Kafasını sırtıma gömüp yapışarak uyuyan Asiye'yi fark ettiğinde bende birazcık utanmıştım.
Kafasını yana eğerek tek kaşını kaldırıp bakıyordu bize.
Hızla tekrar odadan çıkmıştı. Çıktığı halde koridordaki seslerini duyuyordum ve bu kahkaha atmama sebep olmuştu."harika, harika, ya maşallah çifte kumrularımıza harikaaaa"
Attığım kahkaha yüzünden Asiye de utanmıştı.
Arkamı dönebildiğim kadar dönüp ona baktığımda gözlerini ovuşturup ayılmaya çalışıyordu.
Olduğu yeri hatırlayıp gözgöze geldiğimizde bana kocaman gözleri ile bakmıştı."hihhh ben burada mı uyuya kaldım"
"evet, ne o hatırlamıyor musun yoksa"
"saçmalama Doruk hastahanedeyiz ne olmuş olabilir ki. Kandırmaya çalışma beni"
Asiye'nin söylediklerinin aksine yüzündeki şüphe tınısı ile oyunuma ve intikamıma devam etmek istedim. Uzandığım yerden doğrulup onun gibi oturdum. Dudaklarımı ısırıp ona hayretle bakıyor gibi yaptım.
"inanamıyorum harbi hatırlamıyorsun. Ben diyecek bir şey bulamıyorum pes"
Asiyenin gözleri kocaman açılınca planımın işe yaradığını anladım. Ömerin az evvelki gibi bağırarak 'maşallah çifte kumrularımıza' demesi de planıma baya destek olmuştu. Asiye ömerin sesini duyunca ellerini ağızına götürerek daha da şaşırmıştı.
"inanamıyorum, ömer bizi böyle mi gördü"
"evet, maalesef."
Asiye bir anda yüzünü dibime kadar getirip sessizce konuşmaya başladı. Gözleri hala kocaman açık bakıyordu.
"Allah aşkına ne oldu Doruk delirtme beni"
Oyunumun en güzel yeri gelmişti. Asiye'nin yüzüne daha da yaklaşarak dudaklarımızın arasında milimler bırakmıştım. Asiyenin göz bebekleri büyümüştü bu halleri beni daha da eğlendirmişti.
"aynen bu kadar yakındık dün gece. Aklım sadece sendeydi, her şeyimle sana odaklanmıştım ki"
Sessizce konuşup dudaklarına değen nefesimi hissetmesini istedim. Cümlem biterken arkasındaki komidinin üzerinde kalan telefona uzanıp geri çekildim.
"sen uyuya kaldın"
Geri çekildiğimde Asiye az evvelki anın büyüsünden sıyrılıp bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ama saniyesinde benim gülen suratıma bakıp o da gülmeye başladı
"ne bu şimdi intikam mı aldın sen benden yani"
"haşa ne intikamı"
Hala 32 diş sırıtıyor olmama dik dik bakan Asiye ile daha da keyifleniyordum.
Ama hiç beklemediğim bir anda Asiye bana yaklaşıp boynumu öpmüştü, geri çekilirken de kulağıma fısıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...