Doruk
Akşam yemeğinde kafam o kadar doluydu ki.
Günlerdir Hale'nin söyledikleri yüzünden o kadar gergindim ki. İlk başta yalan söylediğini düşündüm dikkat çekmeye çalıştığını ama gelen mektuplar ve onu takip eden adamı görünce, bu kadarını da kurgulamamıştır diye düşündüm. Daha doğrusu Asiye'nin de başına gelebilir dediği an beynim durmuştu zaten.
Hale okula ilk başladığı günden itibaren bana bir kaç kez mesaj atmıştı. Tabi ki hiç birine cevap vermemiştim ama sonra bir kaç günün ardından evimin önüne geldi ve bana Selim'in onu rahatsız ettiğini söyledi.
İlk başta inanmadım."sana neden inanayım hale, ayrıca sıkı yalan uydur bari. Selim hapiste"
"biliyorum, adam takmış peşime sürekli evime mektup geliyor doruk, bi kaç kere de okuldan eve dönerken birileri takip etti beni"
"sana inanmıyorum hale, yalan söylüyorsun"
"bak bana inanmayacağını biliyorum ama yemin ederim ki yalan değil"
Haleye bayık bakışlarımı atıp eve geri girecektim ki,
"bana bulaşan selim ya yine Asiye'nin de peşine düşerse."
Ona doğru döndüğümde bana hala aynı şekilde bakışıyordu.
"harika anlattı, Asiye'nin başına gelenlere üzüldüm. Bir kız olarak hem cinsimin başına böyle şeyler gelmesini istemem doruk. O yüzden lütfen bana yardım et"
Zaten beni çeken tek şey bu dedikleri olmuştu. Yalan söylüyor diyordum ama ya gerçekse diye de düşünmekten edemiyordum. Gerçekse ve ben bildiğim halde bir şey yapmazsam yine Asiye'ye bulaşırsa diye düşünmeden edemedim.
"bana bak hale yalan söylüyorsan yemin ederim kimse seni elimden alamaz"
"yalan değil bak şuan elimde değil ama yarın okulda sana mektupları gösteririm."
Ertesi gün okulda da zaten lavaboya diye bizimkilerin yanından ayrılmıştım. Okuttuğu mektuplar nedense inandırıcı gelmemişti ama hale öyle çok korkar gibi duruyordu ki. Onun bu halleri biraz inanmam için zorluyordu.
En çokta Asiye'yi düşündükçe korku kaplıyordu. Ona dün gece hale'nin geldiğini anlattıklarını anlatacaktım ama arabada gelirken yaşanan bir olay yüzünden bunu tekrar düşünmeme neden oldu.
Asiye selim olayından o kadar çok etkilenmişti ki Aybike nin izlediği bir diziyi anlatırken orada geçen isimin selim olması ve asiyenin anında konuyu değiştirtmesi ve asla bir daha o ismi bile söylemeyin demesi beni çok korkuttu.
Asiye ismini bile duymaya tahammül edemiyordu, dayanmıyordu. Ben ona Selim'in hale'yi rahatsız ettiğini seni de edebilir nasıl derdim. Yine aynı kabusları görür diye korkuyordum.Hale ile o günden sonra çok fazla yan yana gelmemeye çalıştım çünkü her seferinde Asiye görürse yanlış anlayıp üzülür diye düşündüm. Ama sürekli bir bahaneden yanına çağırıyordu hale. O böyle uzattıkça bu konuyu ben daha fazla işkillenmeye başlamıştım. Ve en başından yaptığım şeyi hızlandırmak için babamın avukatını aradım. Soruşturmayı hızlandırmak istediğimi söyledim.
Prosüdürler, cart curt derken sürekli uzuyordu ve ben iyice geriliyordum.
O yüzden bende sofrada babama sormak istedim."Doruk, evladım duymuyor musun beni"
"ha pardon baba ya dalmışım."
"hayırdır şu son iki üç gün fazla dalgınsın, Asiye ile aran mı bozuk yoksa"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...