Selam gençlik bu sefer üste yazdım çünkü bir bildiri için.
Bölümü ilk asiyenin ağızından yazdım falan ilerde kalın ve eğik yazılarda ilahi bakış açısı kullandım. Çünkü bölümde ikisinin de duygularını, hatta herkesin duugularını bilmenizi istedim.
Keyifli okumalar 🧡Asiye
Eve girdiğim gibi kendimi duşa atmıştım. Tabi kapıda ömer ile birbirimizin doğum gününü kutlayıp sarılma faslından sonra. Ama başka hiç bir şey konuşacak gücüm olmadığı için direk duşa attım kendimi.
Duştan çıktığım da üzerimdeki bornozla yatağıma uzanmıştım. Yoldan beri sızısı dinmeyen bileğimin sızısı mümkünmüş gibi daha da artmıştı.
Gözyaşlarıma engel olamıyordum ardı ardına akıyordu. Kalbim desen sanki bir el tarafından sıkılıyordu.
Her bileğim arıdığında aklıma gelen anılarım yine doluştu zihnime. Bileğim ağrıdığında mı anılarım canlanıyordu yoksa anılarım yüzünden mi bileğim ağrıyordu.Lise sınavına gireceğimiz sene hep beraber sahil kenarında bie pikniğe gitmiştik. Annemleri ve nebahat teyzeleri zar zor ikna etmiştik ama başarmıştık sonunda.
Piknikte yemeklerden sonra denize girmişlerdi bizimkiler. Ben yüzmeyi bilmediğim için denize küskündüm. O yüzden serdiğimiz kilim üstünde oturarak onları izliyordum. Bir kaç dakika sonra oğulcan ve ömer beni çekiştirerek denize sokmuşlardı. Boğulmayacağımı yanında olduklarını söyleyerek yanımda durmuşlardı. Ama sonra eğlenceye dalarak beni unuttılar, ben ayağım yere değdiği için çok panik yapmasam da bir anda dalgalara karşı koyamadığım için sürüklenmiştim. En son hatırladığım ömer ve doruğun ismini sayıklamaya çalıştığım ama sonrası karanlıktı.Dudaklarımda hissettiğim baskı ile vücuduma gelen nefes beni kendime getirdi.
Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk manzara doruğun endişe ile bakan yeşil gözleriydi. Sonrasında boğazıma yükselen suyu çıkarma ihtiyacı ile başımı yana çevirerek suyu kurmuştum. Öksürerek kendime gelmeye çalıştım.
Doruk hızla beni kendine çekerek satılmıştı."çok şükür kıvırcık çok şükür, sana bir şey olacak diye aklım çıktı"
Etrafıma baktığımda melisa ve ömerin ağladığını görmüştüm. Ömer hızla gelip o da Doruk gibi sarılmıştı.
Sanırım gelen dalgalar yüzünden boğulmuştum. Ve Doruk da beni kurtarıp suni teneffüs yapmıştı. Bilincimin anlık gidip gelmesi ve uyandığımda gördüğüm ilk gözlerin doruğu ait olması, o günden sonra yüreğimde bir şeylerin kıpırdamasına sebep olmuştu. O benim kahramanın olmuştu.O gün eve geldiğimde annem duştan sonra gelip saçlarımı tararken sessizce oturuyordum.
"asiye, kuzum sen de bir ses duyuyor musun"
Hızla anneme doğru döndüğümde gözlerimi kocaman açmıştım. Ellerimi kalbimin üzerine koymuştum. Sonra da annemin tek elini alıp aynı yere koydum.
"kalbim nasıl hızlı hissedebiliyor musun anne. Sanırım o ses de kalbimden geliyor"
"güzel kızm neden bu kadar hızlı atıyor kalbin. Bir şey mi oldu hasta mısın"
"hayır hayır, çok iyiyim hatta o kadar çok mutluyum ki sanırım kalbim bu yüzden bu kadar hızlı"
"ne oldu bir tanem anlatabilirsin bana"
Anneme her şeyi anlatabileceğimi biliyordum ama şuan kendime de anlatır gibiydim.
"anne ben şuan sadece doruğu düşünüyorum, onunla olan anılarımı düşünüyorum ve böyle atıyor kalbim. Neden. Daha öncede düşünürdüm ama şimdi avuç içlerim terliyor, kalbim atlı koşturur gibi hızlı, başım dönüyor hatta"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...