Doruk
Ankara dan döneli iki gün geçmişti. Bugün günlerden pazardı ve gece mezuniyet balosu vardı.
Aldığımız ölüm haberi bizi epeyce sarsmıştı. Ama hayat böyleydi işte devam ediyordu. Etmek zorundaydı. Yoksa çekilmez olurdu.
Hepimiz Allah'tan gelmiştik Allah'a gidecektik geri. Bunu bilerek yaşamalıydık yoksa gerçekten hayat çekilmez olurdu.Ömer bizdeydi, beraber hazırlık yapıyorduk balo için. Daha doğrusu kızlar Asiyelerden hazırlandıkları için Ömer'i kovmuşlardı. Bizde evde pes atıyorduk. Baloya yakın bir saatte zaten hemen giyinir hazırlanırdık.
Bir kaç saat aralıksız pes atmıştık Ömer ile birlikte. Çocukluğumuzdan beri en sevdiğimiz şeydi bu tarz oyunlar oynamak. Önceden bilgisayarda oynardık büyüdükçe pese döndü. Babam sağolsun ilk çıkan modeli almıştı ve model yükseldikçe yenisini alırdı ve ben hep ilk oyunumu Ömerle oynardım.
"yaa yuhhh ama yaa. Oğlum sen ben yokken kesin antrenman yapıyorsun demi. Yoksa nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun."
"yok vallahi kardeşim hep seninle oynuyorum. Biz buna yetenek diyoruz malum el becerim kuvvetli"
"aman havanı yesinler senin"
Ömer'in kaybetmişliğin verdiği sinirle kalmasına ben kahkaha atmıştım. O sırada çalan kapı ile açmaya gitmişti. Gelenler Oğulcan ve Berkti.
Yine her zamanki gibi kavga ederek giriş yapmışlardı.
"sen var ya özenti pisliksin iblis"
"Oğulcan anlamak mı istemiyorsun abicim. Biz erkeklerin giyebileceği maksimum şey takımdır"
"tamam hadi ona okey, neden smokin, kravat değilde neden smokin hadi onu açıkla"
"Allahım yırtacam kendimi şimdi"
Berk sinirle boynuna taktığı smokini çıkardı.
"al anasını satayım al takmıyorum"
"tamam ya ne kızıyorsun."
Oğulcan yavru köpek gibi bakıp susunca biz de nihayet onlara sorup kavgalarının sebebini öğrendik. Oğulcan Berk'in onunla aynı giyinmesinden hayıflanmış meğer. Ama Berk haklıydı, erkeklerin aynı olmaması imkansızdı.
"abi bir kere de kavga etmeden durun lan. Vallahi bıktım."
"siz niye hazır değilsiniz alooo"
"pes atıyorduk dalmışız"
"iyi halt yediniz. Kızlar hazır olmak üzereydi. Beni o yüzden evden kovdular haber vermem için. Bu kızıl iblisle de yolda karşılaştık"
"farkındasınız demi benimle zerre alakası olmayan cümlesinde bile bie şekilde bana laf atıyor"
Berk in isyanına karşılık kendimi tutamayıp gülmüştüm.
"neyse hadi siz geçin oturun bizde Ömer ile hazırlanmaya başlayalım bari."
Ömer ile birlikte yukarı odama gittik. Ömer asılı duran takımını alıp karşıdaki misafir odasına girdi. Önce pantolonu sonra da üzerime tam olan beyaz gömleğimi giymiştim.
Asiye'nin takmam için aldığı kravatı da taktım. Uyumlu olacağımızı söylediğinde kırmızı giyecek olmasına sevinemedim bile. Çünkü kırmızı Asiye'me ayrı bir güzel yakışıyordu ve herkesin bunu görecek olması germişti beni. Üzerime ceketi giyinip ayndadan yansıma ma baktığımda ıslık çaldım."yakışıklı adamım ha"
Asiye burada olsaydı muhtemelen göz devirirdi egolu halime.
Odadan çıkarken aynı anda karşıdaki odadan da Ömer çıktı. Birbirimizi gördüğümüzde bu sefer ikimizde birbirimize ıslık çaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...