Doruk
Kahvaltıdan sonra hep beraber güzel bir yerlere gitmek üzere evden çıktık. Henüz bir yerler keşfedememiştik ama Asiye'nin gezmeyi seven yanı sayesinde esertepe parkını keşfedip oraya gitmiştik. Güzel büyük bir parkı ve yeşil alanını bolluğu ile çardaklardan birine oturduk.
Yanımızda getirdiğimiz bir kaç atıştırmalık ve çaylarka beraber güzel bir ortam olmuştu.O sırada telefonuma gelen bildirim ile sohbetten muaf olup telefona baktım.
Mesaj sınıftandı. En iyi anlaşabildiğim tek kişi olan Ecmeldendi. Hocanın ilk haftadan verdiği ödevi soruyordu. Hemen kısa bir cevap verip kapacağım zaman her zamanki gibi yine saçma bir yorum yapıp beni güldürmüştü."ohooo telefonun köpeği olmuşsun dorukcum. Biraz bizle ilgilensen hani"
Oğulcanın sesi ile bakışlarımı onlara çevirdiğimde Asiye'nin tek kaşı havada bana sert sert baktığını gördüm.
Onun bu hali gülme isteği uyandırsa da çaktırmamaya çalıştım.
"haa şey ya okuldan hoca ödev verdi de arkadaş da onu sordu, kusura bakmayın"
"kim bu arkadaş seni bu kadar güldüren"
Beklediğim gibi soru Asiye'den gelmişti. Onun bu kıskanç hallerine bayılıyordum. Gerçekten kıskanınca tam bir kaplan kesiliyordu.
"nasıl kim güzelim, sınıftan dedim ya"
"adı yok mu bu arkadaşın"
Çardaktaki herkesin susup bizi pür dikkat dinlemeleri daha da gülme isteği uyandırıyordu.
"ha şey ya Ecmel adı."
"vayy güzel isimmiş."
Oğulcanın ani atağı ile Asiye bakışlarını gram değiştirmeden ona da ters ters baktım.
Oğulcan gördüğü bakışlar ile gülüşünü silip yerine pısırdı."anladım"
Asiye kollarını önünde bağlayıp arkasına yaslandı. Onun bu sinirli ve kıskanç halleri beni keyiften dört köşe yapıyordu.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine sıkı sıkı bastırdım. Yanımda oturan Berk bana yandan bakıp 'hayırdır' bakışları atarken ben de ona göz kırpmıştım gülerek.
Bir kaç dakika sonra Asiye'nin telefonu çalmıştı. Ayağa kalkmıştı. Kaşlarımı çatarak kim olduğunu sordum. Neden yanımızda açmıyordu ki.
"güzelim kim arıyor"
"aaa şey ya sınıf temsilcimiz Emir. Açıp geliyorum ben"
Tek kaşım hala havadayken Asiyenin arkadından baka kalmıştım. Kim lan bu Emir ve neden Asiye'yi arıyor asıl Asiye'nin numarası neden onda vardı. Hızla önümdeki Aybike'ye döndüm.
"kim lan bu Emir"
"dedi ya sınıf temsilcisi"
"Asiye'yi aramak ne alaka. Ne bu samimiyet"
"Dorukcum biz sana Ecmel ile neden samimisin dedik mi"
Te Allahım yaa, azıcık eğlenelim derken top yine döndü beni buldu. Ava giderken avlandık. Hızla yerimden kalkıp bir kaç metre ötemizde telefonla konuşan Asiye'nin yanına gittim. Arkası bana dönük olduğundan beni görmedi. Elindeki telefonu hızla alıp kendi kulağıma götürdüm.
"kimsin kardeşim sen. Bir daha sevgilimi arama sakın"
Telefondan gelen kıkırtı sesi ile kaşlarım çatıldı. Melisanın sesiydi bu. Telefonu çekip ekrana baktığımda yazan isim ile bana 32 diş sırıtan Asiye'ye baktım. Demek benim oyun oynamak hoşunuza gitti ha Asiye hanım. Telefonu kulağıma tekrar koyup düzenbaz kardeşimle konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...