Doruk
"melisa sence bu süsler buraya oldu mu yoksa daha mı yükseğe assınlar"
"bilmem ki biraz daha yüksek olabilir"
"yanlız kanka sen bizi buraya amele diye mi getirttin"
"aynen Dorukcum biraz ayıp olmuyor mu yani. Birde assınlar diyor. Kolum koptu ya uzatacağım diye"
Oğulcan ve berkin astığı süsleri beğenmediğim için sürekli yerini değiştirrmiştim. Naz yapmakta haklılardı sanırım.
Asiye ile Ömer'in doğum günüydü bugün. Ve 18. Yaş günleriydi. Bende yani bizde çocuklarla bizim evin bahçesini hazırlıyorduk onlara. Haberleri yoktu süpriz yapacaktık. Pazar gününe denk geldiği için çok işimize yaramıştı.
Asiye ile geçen haftaki büyük tartışmamızdan sonra o gece çok düşünmüştüm. Kıskançlığım yüzünden gözüm dönüyordu ve onu kıracak kelimeler sarf ediyordum. O gün gerçekten ilk defa bu kadar sorumsuz bir şekilde araba kullanmıştım. Gerçekten kaza yapabilme düşüncesiyle ödüm kopmuştu. Benim yüzümden Asiye'ye bir şey olsaydı asla kendimi affetmezdim.
O yüzden o gece düşünerek bir karara varmışım ve artık onu korkutmak istmediğim için kendimi dizginlemey çalıştım. Onu kazanmak isterken kaybetmemek için."ya kızıl iblis şunu adam akıllı tutar mısın, senin yüzünden saatlerdir tek bir süsle uğraşıyoruz ama yeter"
"ya Oğulcan asıl sen tut. Kısasın zaten senin yüzünden çapraz kalıyor"
"sensin kısa lan, ben gayet idealim aşırı uzun olan sizsiniz"
Berk ve oğulcanın atışmalarına gülsem de böyle devam ederlerse akşama yetişmeyecektik.
"tamam lan ne tantana yaptınız. İn sen Oğulcan biz yaparız."
Hep beraber akşama kadar arı gibi çalışmıştık ama sonucu mükemmel olmuştu.
Akşam olduğunda herkes buradaydı bir tek doğum günü çocukları hariç. Hatta veli amca, hatice teyze, kadir emel, orhan abi, şengül abla onlarda buradaydı. Çocukları da kadir arayıp gelmelerini söylemişti.
Hepimiz onları bahçeye girerken sessizce bekliyorduk. Ağaçlara astığımız lambaları da söndürmüştük. Onlar girdiği anda ışıklar yanmıştı ve hepimiz bir ağızdan 'süpriz' diye bağırmıştık.
Gerçekten beklemedikleri o kadar belliydi kiHatice teyze ile veli amca çocuklarınına beraber kocaman sarılıp onları öpmüşlerdi. Asiye yine hemen doldurmuştu gözlerini. Bu kızın bu kadar duygusal olması bazen üzüyordu beni.
Anne ve babalarından ayrıldıklarında biz yanlarına gitmiştik. Asiye saçlarını düzleştirmişti, nedenini sormak istemedim. Zaten ne yapsa yakışıyordu ama kıvırcıkları özeldi benim için. O yüzden hep kıvırcık kalsın istiyordum.Önce Ömer ile ellerimizi birletştirip birbirimizi çekerek sarılmıştık.
"doğum günün kutlu olsun kardeşim. Nice beraber yaşlarımız olsun"
"sağol kardeşim iyi ki varsın be. Ama ne gerek vardı böyle bir şeye lan"
"ne demek ne gerek vardı lan. Size yapmayacağız da kime yapacağız"
Ömerler birbirmize tekrar sarılıp ayrılmıştık. Tek tek sarılan Oğulcan, berk, Aybike ve melisa derken bende boşta kalan Asiyeye döndüm. Yüzünü ellerimin arasına alıp anlına küçük bie öpücük bıraktım. Geri çekildiğimde birbirimize gülümsedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionBerceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olanlar, bağımız. Beraber mutluyduk. Taa ki büyüyene kadar. Büyümek insanı değiştirir der hep annem hakl...