1.Bölüm

527 39 14
                                    

"Anne, şimdi çıkıyorum."

Baekhyun nazikçe hala uyuyan annesine seslendi, gülümsedi ve annesinin narin alnına dudaklarını hafifçe değdirdi.

"Okuldan sonra geri döneceğim."

Tam odadan çıkarken, annesi kolundan tutup onu geri çekti,
Baekhyun biraz ürkmüştü; hala annesinin uyuduğunu düşünüyordu.

"Okulda iyi ol tamam mı?"

"Olacağım,merak etme."Baekhyun annesine onay verdi ve odadan sessizce çıktı.

Tam evin önündeyken kol saatine baktı ve saat henüz sabahın altısıydı. Baekhyun, Jessica'nın evine 7.30'da başlayacak derse kadar uğrayabileceğini düşündü ve bisikletinin yanına gidip kilidini açtı. Yolun sağ tarafından bisikletini yavaşça sürdü ve soğuk havanın beyaz tenini okşamasına izin verdi. Gözlerin açtığında günün ne kadar güzel olduğunu gördü.

"Ne güzel bir gün." dedi Baekhyun kendi kendine ve sonra da gülümsedi.

Bu güzel günün sonuna kadar böyle geçmesini umuyordu. Annesi gibi o da sabahları seviyordu. Aniden annesini düşünmek kötü hissetmesine sebep olmuştu, her sabah annesiyle dışarı çıkardı. Annesi hasta olalı bir hafta oluyordu.

Jessica'nın evine vardığında, bisikletini yavaşça kenara bıraktı. Kapıdan bakarken, sepetin içinde süt şişeleri gördü. Jessica'nın sırtı Baekhyun'a dönüktü bu sayede Baekhyun ona süpriz yapacak fırsatı yakaladı; yavaşça kapıdan içeri girdi, parmak uçlarında ilerledi ve Jessica'nın arkasına geçti.

''BÖÖ!''

"Ahh! Ne yapıyorsun?!" Jessica aniden arkasına döndü ve onu şaşırtan Baekhyun'u gördü. Göğsünü tuttu ve rahatlayarak gözlerini kapattı.

Jessica, Baekhyun'a hiddetle bakarken onun Jessica'ya güldüğünü gördü.

"Baekhyun! Beni neredeyse öldürüyordun!" onun sol omzuna yavaşça vurdu ama Baekhyun sadece onun tepkisine gülmeye devam etti.

"Özür dilerim teyze, ben sadece..." yüksek sesle gülmeye devam etti. "Her neyse günaydın!" diyerek sırıttı.

"Hey! Ben hala otuz yaşındayım, genç adam. Bana sadece abla diye seslen, teyze değil. Tamam mı?" onu düzeltirken ellerini beline koydu.

"Tamam, tamam." Baekhyun gülmekten yaşaran gözlerini silerken dediğini yaptı.

"Nasılsın?" diye sordu Jessica ve Baekhyun'u ellerinden tutarak oturmak için bahçeye götürdü.

"Ben iyiyim, teşekkür ederim." Baekhyun ürkekçe cevap verdi. Jessica onu kafasıyla onayladı ve gülümsedi.

"Oh! Bir dakika bekle!" Baekhyun'u bir süreliğine durdurdu. Onu bahçede yanlız bırakarak mutfağa ilerledi ve içmeleri için buzdolabından kendine çikolatalı, Baekhyun'a da favorisi olan çilekli sütten getirdi. Bahçeye geri döndüğünde Baekhyun'u kafası aşağıda, avucunun içine bakarken gördü. Yüzünden anlıyordu ki Baekhyun derin derin bir şeyler düşünüyordu, büyük ihtimalle annesi Victoria hakkındaydı.

Jessica bunun hakkında kötü hissetti; Baekhyun'un Victoria hakkında ciddi düşünmek için çok genç olduğunu biliyordu çünkü henüz 18 yaşındaydı. Jessica, Baekhyun'un karşısına oturduğunda çilekli süt şişesini önündeki masaya koydu. Ama Baekhyun bunu farketmedi. Dikkatini tekrar çekmek için şişeyi nazikçe Baekhyun'un yanağına değdirdi ve bu Baekhyun'un açılmasına neden oldu.

''Oh!''

Aniden yanağında hissettiği bu soğuk his Baekhyun'un gözlerini genişçe açmasına sebep oldu; yüzünü çevirdiğinde Jessica'nın gülümseyerek uzattığı bir şişe süte değdi ve onu memnuniyetle kabul etti.

"Teşekkürler." Baekhyun kıkırdadı. "Bu benim favorim."

"Önemli değil." cevap verdi. Bir süre sütlerini içmeye devam ettiler; Jessica neredeyse şişesinin yarısını bitirmişti ama Baekhyun sadece küçük bir yudum almıştı.

"Çok fazla düşünme, tamam mı?"

Jessica onu rahatlatmak için sağ elini sol omuzuna koydu ve genç oğlana anneymişcesine söyledi.

"Annenin durumunu biliyorum; eğer annene bakmak için yardıma ihtıyacın olursa ben burdayım. Sorarken çekinme."

"Teşekkür ederim t..."

ama Jessica söyleyeceği şeyi kesmesi için gözlerini kısarak ona baktı, Baekhyun demek istediği şeyi anlayınca boğazını temizledi.

''Abla demek istemiştim. T-teşekkürler abla...'' eli, kafasının arkasındayken utangaç bir şekilde söyledi ve Jessica karşılığında ona gülümsedi.

''Çok tatlısın, bunu seviyorum.'' Jessica söyledi ve Baekhyun'un yanaklarını sıkarak kızarmalarını sağladı.

''Oh, bu acıttı!''

Jessica gülerken Baekhyun haykırdı. Aniden etrafındaki insanların onu gerçekten önemsediği gerçeğiyle iyi hissetti. Baekhyun Jessica'yı ikinci annesi gibi görüyordu çünkü o kibardı ve Baekhyun'u tıpkı annesi gibi önemsiyordu.

"Yunho amca nerede?" Baekhyun sordu.

"Yunho şu an Amerika'da, orda yapması gereken işler var. Neredeyse iki hafta oldu; onu çok özledim!" Dedi Jessica ve içeceğini bitirdi. Baekhyun sadece kafa salladı.

"Tao hala uyuyor. Onu görmedin değil mi?" Jessica sordu. Baekhyun cevap olarak kafasını salladı.

"Oh, tamam. Yakın zamanda diğerlerini görmelisin. İstediğin zaman buraya gelebilirsin." Jessica söyledi.

"O da senin gibi tatlı!" Hızla tekrar Baekhyun'un yanaklarını sıktı.

"Abla!"

Baekhyun bağırdı ve zavallı yanaklarını ovaladı. Jessica Baekhyun'u görünce kıkırdadı. Dalgınca 07.00'ı gösteren saate baktı ve yapması gereken işler olduğunu hatırladı.

"Aman Tanrım!"

Genişçe açılmış gözleriyle masadaki doldurulmuş ve teslim edilmeye hazır kasaların yanına koşarak haykırdı.

"Lanet! Geç kaldım."

MILK [CHANBAEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin