2.BÖLÜM .

195 15 0
                                    


"Lanet! Geç kaldım."

dikkatlice motosikletin soğuk kutusunda yerleştirilmiş sütlerin olduğu yere koştu ve ardından masadaki diğer teslimata hazır yığının oraya geri döndü. Baekhyun hızlıca ayağa kalktı ama Jessica'nın ani davranışına bakarken öylece haraketsiz kaldı.

Jessica sonunda ikinci kasayıda yerleştirdiğinde motosikletin anahtarını almak için eve geri döndü ama kendini sürmek için hazırladığında yanlışlıkla takılarak yere düştü ve hızla sol bacağına dokundu, bu acı vericiydi. Baekhyun ayağa kalkmasına yardım etmek için hızla yanına gitti.

"Abla! Sakin ol." dedi Baekhyun, hızlıca ayağa kalkabilmesi için nazikçe elini çekerken. "O telaşta neydi?"

"Bunları teslim edecektim ama...Ah! Arkam ve sol bacağım yaralandı.." Acıyla inledi. Birden tekrar düşecek gibi hissetti ama Baekhyun onu belinden tutarak yakaladı. Birlikte banka yürüdüler ve oturdular.

Baekhyun iç çekerek ona baktı.

"Belki sana yardım edebilirim." Baekhyun teklif etti.

Jessica teklifini duyunca gözlerini genişletti. "Emin misin?"

"Eminim," sırıttı.

"Bana sadece müşterilerin adreslerini ver, onları teker teker dağıtacağım." Jessica hala kararsızdı.
"Ama okula gitmen gerekiyor yoksa Victoria seni azarlayacak."

"Sorun değil. Konu seninle ilgili olduğu sürece kızmayacaktır, şimdi sana yardım etmeme izin verir misin?" Yavru köpek bakışlarıyla ısrar etti.

"Olmaz," Jessica sert bir şekilde reddetti. "Okula gitmen gerek."

Baekhyun cevap karşısında gücendi. "Ama neden?" diye sordu. "Bisikletim var, hızlıca yapabilirim."

Jessica iç çekerek vazgeçti. "Peki, onları dağıtacaksın."

Baekhyun neşelendi. "Ama sadece üç eve dağıtacaksın."

Baekhyun şartları kabul etti. "Pekala." sırıttı.

Jessica hızlıca sol cebinde bir şeyler aramaya başladı ve orta boy bir defter çıkardı. Baekhyun'a vermeden önce gideceği adresleri işaretledi. Daha sonra defteri Baekhyun'a verdi.

"Oh, burada yeni bir müşteri var. Bu onun adresi," defterdeki adresi gösterdi. Baekhyun baktı ve ardından kafa salladı.

"Onu daha önce görmedim ama telefonda konuştuk. Sadece kapısının önüne sütü bırakman yeterli. Tamam mı?"

"Tamam." Baekhyun kafasını salladı. "Kapıyı çalmam gerekiyor mu?"

"Hayır gerekmiyor." dedi Jessica. "Sadece şişeyi oraya bırak ve oradan ayrıl. Başka.." parmağıyla dudağına dokundu.

"Hepsi bu kadar! Şimdi gidebilirsin." Jessica bitirdi.

"Tamam." Baekhyun kafa salladı ve dikkatlice kasayı motosikletten bisikletine taşıdı. Jessica gülümsedi ve bu girişkenliğinden etkilendi.

"Hepsi bu kadar. Gitmeye hazırım." Jessica'ya bakmak için arkasına döndü.

"Şimdi gitmem gerekiyor teyze!" Bisikletini sürerek evden çıkarken Jessica'ya hoşçakal demek için el salladı.

"Tamam, dikka- Hey!" Jessica bağırdı, ayağa kalkıp Baekhyun'u boğazlamak istiyordu.

"BANA ABLA DİYE SESLEN, TEYZE DEĞİL!" Jessica bağırdı ama Baekhyun artık onu duyabilecek mesafede değildi.

"Şu çocuk," kıkırdadı. "Umarım seni her zaman sevecek ve sana gerçekten değer verecek birini bulabilirsin. Hayatının sonuna kadar mutlu olabilmeni dilerim."

Kısa bir süre daha başı gökyüzüne bakarken bekledi ve yükselen güneşi gördü, gülümsedi. Yavaşça ayağı kalktı ve oğlu Tao'yu uyandırmak ve okul için hazırlamak için eve doğru ilerledi.

~~~~~

Baekhyun bisikletiyle ilerlerken annesinin durumunu düşündü. Ailesinden tek annesi kaldığından beri ona bakmak zorundaydı, kendisi hakkında hayal kırıklığı hissediyordu çünkü her zaman okuldaydı ve bir öğrencinin aldığı sorumlulukları üstleniyordu. Hatta annesi bunun hakkında çok fazla endişelenmemesi ve onun yerine derslerine odaklanması için ısrar ediyordu ama Baekhyun yine de kendini kandıramıyordu. Annesini gerçekten tüm kalbiyle seviyordu, onu bir gün kaybetmek istemiyordu, bu olmamalıydı.

Kafasındaki düşünceleri bir kenara bıraktı, bisikletini durdurdu ve Jessica'nın ona veriği kağıdı cebinden çıkardı. İşaretlenmiş ilk adrese baktı ve etrafına bakındı. Yeri bulunca, hızlıca oraya gitti ve süt şişesini Jessica'nın bilgilendirdiği gibi dikkatlice kapıya bıraktı.

"Gitmek için iki ev daha kaldı." Baekhyun sürmeye devam ederken mutlulukla söyledi. İkinci adresi gördü ve eve gidip hızlıca iki şişe sütü kapıya bıraktı.

Bir süreliğine yolun kenarında durdu ve bisikletini ağacın yanına yerleştirdi ve sütleri teslim edeceği son adrese bakarken bisikletini başıboş bıraktı.

"Oh, nerede bu adres?"

Baekhyun etrafına bakındı ve her iki tarafında da bir sürü ev gördü. Bisikletini bıraktığı ağaçtan uzaklaşmıştı, şehrin bu tarafına ilk defa geliyordu. Tuhaf hissetti.

"Oh, çok ürkütücü."

Baekhyun içeri doğru yürürken düşündü. Çünkü aniden gelen bir hisle içeri girip girmemesi gerektiğini sorguladı. Ama Jessica'ya sütleri teslim edeceğine dair söz vermişti. Pişman olacakken annesini düşündü. Ona göre, annesi onun ilham kaynağıydı ve başı belada olanlara yardım etmesi gerektiğini söylemişti.

"Pekala devam edeceğim." Baekhyun kararlı hissediyordu.

Eve ulaşana kadar yürümeye devam etti ve yavaşça sütleri kapının yanına bıraktı.

"Pekala, hallettim!"

Baekhyun kollarını arkaya gererken söyledi. Kol saatine baktı, saatin sekiz olmasına beş dakika vardı. Okula gideceği bisikletini almak için yavaşça geri döndü. Bir kedinin başka bir kediyi süt teslim ettiği eve doğru kovaladığını gördüğünde irkildi, ardından iç çekerek rahatladı ve yürümeye devam etti ama şişenin kırılma sesini duyduğuna olduğu yerde kaldı.

Hislerinin yanlış olduğundan emin olmak için geri döndü ve kapıdan içeri ilerledi ve kapının önüne göz attı. Hisleri doğruydu, Baekhyun kendine lanet okudu. Kırılmış süt şişesini ve dökülen sütü gördü.

"Oh hayır."

"Oh hayır." Baekhyun tekrarladı. "Teyzem kesinlikle bana kızacak."

Ama annesinin söylediği gibi kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Geri dönmek için çok geç olduğunu hissettiğinde, eliyle saçını karıştırdı.

"Çuvalladım!"

Tekrar kendine lanet okudu, başını sallayarak suçlu olduğu düşüncelerini kafasından atmaya çalıştı.

"Neden ben? Neden?"

Baekhyun ellerini gökyüzüne kaldırarak ve yüksek sesle bağırarak bir cevap umut etti. Ağlamak istiyordu ama bunun tuhaf olacağını biliyordu.

Teslim ettiği evin ne kadar büyük olduğunu gördüğünde bir dönüş yaptı.

"Bu adam kesinlikle zengin olmalı."

Baekhyun evin çatısına bakarken mırıldandı, sakinleşmek için kendine yardım etti.

"Başka bir tane daha sipariş etmek onun için sorun olmayacaktır."

Bu düşüncelerle gözlerini devirdi. "Tabi eğer cimri değilse."

"Oh, öyle miyim?"

Baekhyun soğuk sesi duyduğunda birden donup kaldı. Yavaşça arkasına döndü ve spor kıyafetlerinden belli olan vücudunun kıvrımlarına bakıp kızardığı sarışın uzun adamı gördü.

"Uh, oh."

MILK [CHANBAEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin