Baekhyun çok yorgun hissediyordu ve tek istediği eve gidip biraz uyuyabilmekti. Berbat görünüyordu ve tamamen tükenmişti bu yüzden okula gitme fikrini aklından çıkardı. O adamın evinde olanlardan sonra bacakları ağrıyordu ve bisiklet süremezdi. Bunu düşününce kızardı.
Yavaşça yürüdü ve ağacın yanından bisikletini alarak sürüklemeye başladı. Jessica'nın evinin yanından geçerken içeri girip dinlenip dinlenemeyeceğini sormak istedi ama yapmadı.
"Baekkie!"
Baekhyun takma adını söyleyen çocuğun sessini duyunca durdu. Arkasını döndü ve Jessica'nın oğlunu gördü. Tao ona el salladı. Baekhyun güldü ve o da ona el salladı ama aynı canlılıkta değildi. Tao koşarak onun beline sarıldı.
"Benimle oyna Baekkie!" Baekhyun'a baktı.
Baekhyun kıkırdadı.
"Tao, bugün seninle oynayamam. Belki yarın?" Tao'nun saçını okşadı ve bitkince gülümsedi. "Okulda olman gerekmiyor mu?"
Tao Baekhyun'um cevabına karşı yüzünü astı. "Yorgun musun?" sordu, hala beline sarılıyordu.
"E-evet.." Baekhyun cevap verdi. "Okulda olman gerekmiyor mu?"
"Okula gitmek istemiyorum, herkes bana gülüyor çünkü yatağıma işediğimi biliyorlar." dedi Tao Baekhyun'un tatlı bulduğu üzgün suratını yaparken.
Baekhyun iç çekti ve dizlerinin üstüne eğildi.
"Gülmelerine izin ver. Ben sana asla gülmeyeceğim." Küçük çocuğa güven verdi. "Yarın seninle oynayacağım." Ona gülümsedi.
Tao neşeyle gülümsedi. "Söz mü?"
Baekhyun gülümsedikten sonra cevap verdi
"Söz." Ardından yarın için yaptıkları anlaşmanın heycanıyla ikiside kıkırdadı.
"TAAAO! Neredesin?" Jessica oğluna seslendi. Baekhyun ve Tao birden durdu ve ikiside bir süre eve doğru baktı.
"Oh, annem beni çağırıyor." Tao neşeyle söyledi. Baekhyun kıkırdadı. "Haydi seni annene götüreyim."
Beraber Jessica'nın evinin içine yürüdüler ve kapıya ulaştılar. Baekhyun kapıyı tıklatacakken kapı hızla açıldı ve Baekhyun kapı yerine Jessica'nın kafasını vurdu.
"Ah!"
Jessica kaşlarını çatarak kafasını tuttu ve ardından Baekhyun'a kızgın gözlerle baktı.
"Haha! Üzgünüm." Baekhyun özür diledi. Tao güldü ama Jessica ona dönerek aynı kızgın gözlerle ona baktı ve Tao gülmemek için kendini tutmaya çalıştı.
"Nasıldı?" Jessica Baekhyun'a dönerek sırıttı. "Dağıtma işin?"
Cevabı beklerken Tao'ya odasına gidip ödevini yapmasını söyledi. Tao merdivenlere koşmadan önce Baekhyun'a sarıldı.
"Dikkatli ol."
Jessica oğluna hatırlatmasını yaptıktan sonra Baekhyun'a döndü. "Hm?"
"Yorucu ama iyiydi."
Baekhyun kendini neşeli görünmeye zorladı, baş parmağını yukarı kaldırarak iyi olduğunun işaretini verdi. Jessica kıkırdadı.
"Siparişleri dağıttıktan sonra okulda gittin mi?" Baekhyun oturma odasındaki koltuğa otururken Jessica sordu.
Baekhyun Jessica'nın, gerçek cevabından hoşlanmayacağını biliyordu; bir kereliğine yalan söylemeyi tercih etti.
"Evet, gittim."
Ardından sahte bir şekilde gülümsedi. Jessica gülümseyerek yalanına inandı.
"Teşekkürler!"
"Her zaman." Baekhyun ona gülümsedi. "Hala benim yardımıma ihtiyacın var mı...yarın için?"
"Oh tanrım!" neşeyle ellerini çırptı.
"Evet, lütfen?" Jessica şirin bir şekilde baktı ve ardından ayak bileğinin ağrısıyla yüzünü buruşturdu. "Ayak bileğim hala acıyor."
"Yarın bir tane daha getir. Pembe istemiyorum. Yarın gelen kişi sen olmalısın eğer başkası olursa..."
"Eğer başkası olursa ne?" Baekhyun cesur bir ses tonuyla sordu. Chanyeol kıkırdadı ve Baekhyun'a baktı.
"Seninle olan süt işimiz biter."
"Sorun değil." Baekhyun ona gülümsedi.
"Kötü görünüyorsun. Şimdi eve gidip dinlenmen daha iyi olur. Victoria'nın şu an seni beklediğine eminim." Baekhyun'un kafasını okşadı.
"Ah dur! Sana bir şey vermek istiyorum."
Ardından mutfağa gitti. Baekhyun eve gitmek için kendini hazırladı. Azda olsa enerji kazandığını hissetti; bunu eve giderken bisikletini kullanmak için harcayabilirdi. Dışarı çıktı ve bir süre gökyüzüne baktı.
"Burada Baekhyun."
Jessica ona seslendi, meyve ve sebze dolu bir sepet tutuyordu. Baekhyun bisikletini alıp getirdi ve teyzesinin elindeki sepeti alıp önüne yerleştirdi.
"Teşekkürler." dedi Baekhyun ve arkasını döndü ama Jessica ona tekrar seslendi.
"Bu sütü de al. Hala taze."
Baekhyun'a gülümsedi. Baekhyun da aynı şekilde cevap verdi ve sütü alıp almamakta çekindi, bu onun, bu sabah onu kirleten adamı hatırlamasına neden oldu. Bu düşünceyle birlikte zayıfça gülümsedi, Jessica onu farketti.
"Kızarmış görünüyorsun. Hasta mısın?"
"Ne?" Baekhyun irkildi. "Değilim."
"Oh, pekala." dedi Jessica. "Şimdi gidebilirsin, annen seni bekliyordur."
"Teşekkürler abla. Görüşürüz!" Baekhyun bisikletiyle ilerleyip kapıyı geçince ona dönüp el salladı. Jessica da aynı şekilde ona el salladı ve gülümsedi.
DEVAM EDECEK------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MILK [CHANBAEK]
Fanfiction"Bana sütünü ver." "A-ama zaten sana onu verdim... Geriye hiçbir şey kalmadı." dedi Baekhyun, Chanyeol'un dokunuşuyla titrerken. Chanyeol kıkırdadı. "Senininkini istediğimi söyledim."