32. BÖLÜM

69 10 0
                                    

Chanyeol kıkırdadı, "Görürsün."

Chanyeol arabasını ayrılmış geniş garajına park ederken birkaç dakika geçti. İkisi de arabadan çıktılar. Baekhyun kendisinin daha önce getirmeyi unuttuğu EXO-M kaydını getiriyordu. Bir sürü arabanın sırada düzgünce durduğunu görünce, Baekhyun sadece sorabildi:

"Whoa! Hepsi senin mi?!"

"Evet,"

kayıtsızca sonra kullanmak isteyeceği arabalarına bakarken söyledi.

Baekhyun onunla yürürken ağzı halen açıktı.

"Ne zamandır bunlar için para kazanıyorsun?"

"Belki on yaşından beri,"

uzun olan cevapladı ve sonra Hummer'ının önünde durdu. "Tamam, budur. İçeri gir Baekhyun."

Baekhyun kafasını bir çocuk gibi salladı ve dikkatlice Hummer'ın ön koltuğuna oturdu. Ağzı halen açıktı, Chanyeol onu tuttu ve dudaklarını öptü.

"Ağzını kapat."

Diğeri yüzünün ısındığını hissederken kıkırdadı. "Pardon..."

"Oh, bekle," Chanyeol durakladı. "Telefonunu alabilir miyim?"

"Ne?"

"Numaramı yazacağım."

"Oh," telefonuna atladı ve Chanyeol'e verdi. "Al."

Telefon numarasını aradı ve sonra da Chanyeol'un telefonu çaldı.

"Bu benim numaram, zaten kaydettim. Sadece bire bas ve direk beni arayacak. Al," telefonu geri Baekhyun'a verdi.

Baekhyun Chanyeol'e baktı ve güldü. Chanyeol kaşlarını çattı.

"Komik olan ne?"

"Hiç..." O çok şirin! Baekhyun gülmekten ağzını kapattı.

"Bir şeyler görüyorsun," Chanyeol sonuca vardı.

"Bu kadar fazla çizgi roman okumayı bırak."

"Okumuyorum,"

Baekhyun kafasını titretti ve iki elini de ağzına götürdü, halen gülmekten kendini tutuyordu. Yol boyunca ikisi de sessizdi, Baekhyun konuşmayı başlattı.

"Nereye gidiyoruz şimdi?" Baekhyun sordu.

"Alışverişe?" Chanyeol cevapladı. Baekhyun derince iç çekti,

"Tamam da, tam olarak nereye?"

"Süpermarkete, yiyeceğim bitti." Köşeyi döndü.

               ...

"Önce nereye gitmeliyiz?" Chanyeol, Baekhyun yanında yürürken sordu.

"Bilmem. Nereyi istiyorsan seç işte." Baekhyun etrafa bakarken söyledi.

"Aslında bilmiyorum, asla kendim almam çünkü genellikle benim için alması için birilerini tutarım."

Baekhyun kafasını salladı. "O zaman neden başka bir tane tutmuyorsun? Alıştığın gibi yani."

Uzun olan nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Sadece seninle zaman geçirmek istiyorum.

"Evet, Bay Park?"

"Çiftler..."

Chanyeol duraksadı, halen sekreterine sevgilisi hakkında açılmaya şüpheliydi ama devam etti

"...genelde beraber zaman geçirmek için ne yapar?"

Seohyun patronunun ani sorusuna karşı şaşırmıştı ama dalga geçmediğini bildiğinden düzgünce cevapladı

"Sanırım, alışverişe giderler."

Chanyeol yukarı baktı, "Ne?"

"Hiç," Chanyeol kollarını alışveriş arabasına yaslarken gülümsedi.

"Sadece seninle zaman geçirmek istiyorum." İşte, söylemişti.

Baekhyun sedace güldü, gözleri de gülüyordu. Chanyeol çok banal gelmemişti: o çok tatlı, asla farkına varamıyor.

"Anladım. Teşekkürler!"

Baekhyun uzun olan adamın ona söylediğine karşın mutlu olmuştu. Sözde ilişkilerinde, ileriki seviyeye geçiyorlar gibi hissetti. Bu sefer midesinde kelebekler uçuşuyordu.

"Yani," Baekhyun ona mutlu bir şekilde baktı. "Genelde ne yersin?"

"Tavuğu severim...," Chanyeol kafasını salladı. "..ayrıca balık ve bifteği de."

Baekhyun kafa salladı, "Önce bu üçünü alacağız."

----DEVAM EDECEK-----

MILK [CHANBAEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin