"Baek tatlım, luhan sana bir şey vermemi istedi."
almak için mutfaktan çıktığında Baekhyun yemeği ile ilgilenmeye devam etti, tabağındakilerin hepsini ağzına attı.
"Yavaşla Baekhyun..."
Baekhyun birden ağzındaki yemekleri yavaşça çiğnemeye başladığında Chanyeol bunu şirin bulmuştı.
"İşte burada, baek!" Baekhyun'a peluş bir panda verip mutfağa doğru geri döndü.
"Bu panda ne için?" Baekhyun göz kırptı. "Jessica'nın evine mi gittin?"
"Evet sabah erkenden gittim. Luhan bu pandayla beraber onu her zaman düşünebileceğini söyledi. Ayrıca, süt almam lazımdı böylece oraya gidip onları ziyaret edebileceğimi düşündüm.''
Masadaki tüm tabakları alıp lavobonun içine yerleştirirken açıkladı. Baekhyun annesinin 'süt' demesiyle beraber kızardı. Chanyeol bunun farkına varıp sırıttı.
"Baek canım, hazır mısın?" sordu fakat Baekhyun dalmıştı.
"Byun Baekhyun."
Chanyeol, Baekhyun'un kendine gelmesi için yavaşça omzunu dürttü.
"Ne-?"
"Baek canım, sen iyi misin?" Endişe ile sordu. Baekhyun sadece başıyla onay verdi.
"Pekala, yemeğin bitti mi?"
Başını sallamaya devam ediyordu,
''Ne? Şimdi de dilsiz misin? Konuşamıyor musun?'' Oğlunun önündeki tabağı alırken yavaşça başını dürttü.
"Sen iyi misin?" Bu sefer Chanyeol sormuştu,
''Bana cevap ver...'' Baekhyun, Chanyeol'e baktı. ''B-ben iyiyim.''
"Baekhyun, okulun ne zaman tatil oluyor?" Chanyeol sordu.
"Şuandan itibaren bir hafta var." Baekhyun cevapladı, "Neden?"
"Sadece sordum," Chanyeol cevapladı. Baekhyun başıyla onay verdi.
"Ah Baekhyun!"
"Evet anne?"
Baekhyun ayağa kalktı, Chanyeol'un ve kendisinin fincanlarını aldı, ve annesine temizlemesi için yardım etti.
"Yolda arkadaşınla karşılaştım."
Chanyeol dikkatini konuşmaya verdi. Sandalyeye yaslandı ve kollarını birbirine doladı.
"Kim? Baozi?"
"Hayır Hayır! Minseok değil umm...ah kimdi..." adını hatırlamaya çalıştı. "Jongin! Evet Jongin!"
"Jongin?"
Chanyeol ve Baekhyun aynı anda sordu.
"Evet, adı Jongin!" güldü,
"Haha, sanırım insanların adını hatırlamak için oldukça yaşlıyım."
Chanyeol dişlerini gıcırtıyorken yumruğunu sıktı. Jongin?!
"Seni dün görmediğini söyledi, sabahları onunla yol üstündeki evinin önünde karşılaştığınızda selamlaşıp bazen de konuşuyormuşsunuz. Jongin oldukça şirin ve nazik biri... oh sana selam söylememi istedi, onun evinin önünde daha sık durmalısın, seni özlemiş."
Baekhyun kaskatı kesilmişti, yavaşça bakışlarını Chanyeol'e çevirdi. Yüzünde anlaşılmaz bir ifade vardı. Baekhyun annesinin Jongin hakkında konuşmasını durdurmayı denedi, bakışlarıyla onu uyardı.
"Ne?!" gözlerini devirdi.
Baekhyun'un ifadesini anlamaya çalışıyordu, birkaç saniye sonra ne olduğunu anlamayı başardı.
"Ahaha!"
gergince gülerken Chanyeol'e kısa bir bakış attı ve kafasının arkasını kaşıdı.
"Umm, oh unutmuşum, Jessica'ya götürmem gereken bir yemek kitabı var." tezgahtaki kitabı işaret etti.
"Sanırım şimdi gitmem gerekiyor! Haha!" ellerini havlu ile kuruladıktan sonra hızla mutfak kapısına doğru ilerledi ama Baekhyun kolundan tutarak onu durdurdu.
"Anne!" Baekhyun kısık sesle tısladı, "Beni bırakma! Beni de götür!"
"Ne için?" o da kısık sesle sordu.
"Çünkü bütün bunları sen başlattın, neden Chanyeol'un yanında Jongin hakkında konuştun ki?!" Baekhyun yakınarak konuştu.
"Byun Baekhyun..." Baekhyun yutkundu,
yavaşça arkasını döndü ve Chanyeol'un yakışıklı ama bir o kadarda kızgın yüzüyle karşılaştı.
"E-evet..?" hala annesinin kolunu tutarken kekeleyerek konuştu.
"Gitmeme izin ver baek..." annesi mırıldandı.
"Beni bırakma anne..." Chanyeol kaşlarını çatarak Baekhyun'a baktı, annesi hızla kolunu diğerinden kurtardı.
"Anne! Dur!"
"Kendi çarene bak! İyi şanslar!" hızla mutfaktan çıktı ve ikisini evde yalnız bıraktı.
"Anne! Beni bırakma!"
Baekhyun arkasında birinin dikildiğini hissedebiliyordu. Tekrar arkasına döndü ve Chanyeol'e baktı.
"S-selam Chanyeol..."
"Yatağa.Şimdi."
Chanyeol gözlerini lafıyla birlikte genişçe açan çocuğa sertçe tısladı.
"Şimdi dedim!"
Eyvahko
---DEVAM EDECEK----
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MILK [CHANBAEK]
Fanfiction"Bana sütünü ver." "A-ama zaten sana onu verdim... Geriye hiçbir şey kalmadı." dedi Baekhyun, Chanyeol'un dokunuşuyla titrerken. Chanyeol kıkırdadı. "Senininkini istediğimi söyledim."