17.bölüm

2.4K 47 4
                                    

Tüm bunları hayranlıkla izlerken Anıl yanıma geldi usulca, başını asla bana çevirmiyordu. Belkide amcasından çekniyordu bilemezdim.
- Üzülme Adri ben hep burda olacağım söz veriyorum, sana vereceği zararları en az yara ile atlatman için elimden gelen ne varsa yapıcam
+ Neden Anıl acıyormusun bana?
- Sadece amcamın haklı seninde suçsuz olduğunu biliyorum.
+ Tek sebep bu yani dedim kafamı ona çevirerek ne bekliyordum sanki adam bana aşık mı olacaktı bir günde hem dün nişanlısını kaybetmiş biri olarak bu hislerde neydi böyle?
- Sebep lerini duymaya ne senin gücün ne benim gururum izin verir sadece yanındayım bunu bil. Dedikten sonra bana doğru döndü ve başını sallayıp gitti.
Neydi bu şimdi. Babasının ölümünden oda mı sorumlu tutuyordu beni gururuna yediremediği şey neydi. Arkasından öylece baka kalmıştım.
- Kızım diyen Saliha hanımın sesi ile irkildim
+ Buyurun Saliha hanım
elinde alyans ve son derece büyük bir tektaş vardı. Bana uzattı takmam için
+ Ama Saliha hanım bakın derken lafımı kesti
- Bahanelerini biliyorum kızım ama derdini Arasa anlat. Bana verilen görev bunları sana takmak. Resmen kadın bana karşı nefret kusuyordu sanki çok istiyordum ben oğlunu. Yüzüğü aldım ve taktım derken kutular gelmeye başladı. Kaç tane bilezik gerdanlık bileklik kelepçe taktım inanın sayısını bile bilemez haldeydim artık takmak yerine sadece teşekkür edip kutuyu alıyordum. Arası gördüm usul usul geliyordu bana doğru. Hemen yapıştı dudaklarıma uzun bir öpücükten sonra gözlerime baktı sonra arkama geçti onca insanın önünde yüzüm kızarmıştı. Ama onda yaprak oynamıyordu.
Kulağıma arkamdan sarılarak eğildi ve bastırdı bedenini bana
+ Seni seviyorum Adri
- Çok içmişsin Aras
+ Bana beni sevdiğini söyle
Ne ne diyordu bu katil bu kadar uzun boylu olamazdı
- Aras lütfen
+ Bana sevdiğini söyle dedim dedi iyice bastırarak bedenini
- Aras
+ Ya bunu burda söylersin yada gece inleye inleye söylersin tercih senin
Artık halim kalmamıştı sarhoştu ve anlamıyordu beni hoş ayıkken de farksız değildi
Gözlerimi anıla doğru çevirdim sadece ona bakıyordum
- Seni seviyorum dedim evet beni yargılaya bilirsiniz ama Anılın varlığı beni bu evde rahatlatıyordu ister aşk deyin ister stockholm sendromu bunun adı ne olursa olsun mutlu oluyordum onu görünce.
+ Sana tapıyorum kadın dedikten sonra yüzümü kendine çevirdi elinde bir kutu vardı kutuyu açtı ve inanılmaz bir gerdanlık çıkardı taşları gözümü alıyordu kaç milyon dolardı kim bilir hemen boynuma geçirdi. Teşekkür ettikten sonra oturdum. Anıl yanımıza doğru yaklaştı o gelince ayağa kalktık tekrar ve boynuma saçlarımı toplayıp harika bir pırlanta kolye taktı elleri buz gibiydi ve titriyordu ben bunu asla çıkarmayacaktım
- Bu kolye iyiliğin güzelliğin simgesi dedi tokalaşırken senin boynununa layık diye ekledi Aras duymamıştı ama ben bu sözü asla unutmayacaktım daha sonra amcasına elini uzatıp onada bir anahtar verdi. amca bu da senin mutlu olun dedi Aras onun saçlarını karıştırıp öptü anahtarı korumasına verdi bilmem kaçıncı araba olacaktı kapıdaki onun için önemsiz olmalıydı böyle seyler. En nihayet yavaş yavaş misafirler tebriklerin eşliğinde bahçeden ayrılıyordu. Karşımda binlerce araba farından kim olduğunu çözemediğim bir kadın yaklaşıyordu. Bu bu annemdi!

SAPLANTI ( OBSESSİON)  ( YENİDEN YAZILIYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin