48.bölüm

895 25 3
                                    

İçeri girdiğimizde büyülenmiştim dev avizeler antika halılar şamdanlar çok şatafatlı bir yerdi. Kahvaltı için fazlaydı burası. Kapıda bizi karşılayan adam
- hoşgeldiniz Aras ve Anıl bey nasılsınız.
Aras kafasını sertçe olumlu anlamda salladı anılda kısa bir tebessüm etti. Efendim bugün sizinle bizzat ben ilgileneceğim sizlerde hoşgeldiniz hanımlar. Arasın kolunu çekiştirip gözlerimi olabildiğince açtım Aras kafasını bana eğip tek gözünü kırptı.
+ bu adam kim?
- efendim kabalığımı mazur görün diyen adam bizi bölmüş tü ben bu mekanın sahibi Erdem.
Aras bana eğik olan kafasını sertçe kaldırıp kaşlarını olabildiğince yukarı kaldırmıştı.
+ sana mı sordu bu soruyu?
- özür dilerim Aras bey dedi boğazını temizlerken ardından kafasını eğip ilikli olan çeketini düzeltti.
+ masaya geçelim artık amca
Başını onaylar anlamda salladı Aras adam önümüze geçip bize masamızı gösterdi. Ben sandalyeye yönelmiştim ki adam sandalye mi kibarca çekti bu haraketi ile doğrudan istemsizce gözlerim arasa döndü aras kulaklarına kadar gerginleşmişti. Adama yavaşça yaklaştı.
+ mekanının amına koydurma siktir git servise başla. Adam kıpkırmızı olmuştu hemen sandalyeyi bırakıp başını onaylar anlamda salladı ve yanımızdan uzaklaştı. Adamın çektiği sandalyeye Aras oturdu bende hemen yanında ki sandalyeye yerleştim. Anıl tam karşımda sevda da anılın yanındaydı mekan oldukça sıcak ve kalabalıktı. Menüleriniz efendim diyen adamın sesiyle irkildim önüme koyduğu menüye söyle bir göz gezdirdim. Sert bir şekilde menüyü masaya vuran arasa kaydı gözlerim. Kahvaltıya dair ne varsa getir. Bu sözünden sonra bende kapatmıştım menüyü ve ortaya doğru ittim. Adam başını hiç kaldırmıyordu. Hemen menüleri tekrar topladı. yanımızdan uzaklaşınca kafamı yerden kaldırdım anıla baktım . Anılın da kaşları gergin adamı arkasından gözleriyle takip ediyordu. Adamın bana kibar davranması ikisini de oldukça germişti. Derken 5 tane garson ellerinde tepsilerle geldiler yanlarında 5 ayrı garson var 4 ümüze ayrı ayrı hizmet ediyorlardı. Masa donanmıştı. Bu kadar şeye ne gerek vardı. Bu adamın hiç orta yolu yoktu.
- afiyet olsun efendim. Aras başını salladı. Garsonlar çekildi.
Kahvaltımıza başlamıştık. Kafamı tabağımdan asla kaldırmıyordum. Ne arasa ne anıla bugün sabrım kalmamıştı. Çok gergin davranıyor bizi de geriyorlardı. Halbuki buraya biraz kafa dağıtmaya gelmiştik. Derken masada bir haraketlenme başladı. Anıl boğazını temizleyince kafamı kaldırdım, anıl arasın gözüne baktı ve kafası ile karşı masayı işaret etti. Çaktırmadan gözlerimi o masaya çevirdiğimde 2 tane adamın buraya baktığını farkettim. Aras çatalı hızla tabağına vurunca irkildim.
+ önüne bak!
Başımı onaylar anlamda sallayıp tekrar tabağıma gömüldüm.
Sessizliği anılın huzursuz haraketleri bozuyordu. Kafamı anıla kaldırdığımda adamların masasına öldürücü bakışlar atıyor bıcağını elinde döndürüyordu.
+ onlar dimi
- onlar amca. Kafasını kaldırmadan başını salladı aras. Kızlar yanımızda sakin davran anıl. Anıl kızarmıştı kimdi bu adamlar çok merak ediyordum. Derken o masadan buraya doğru birinin ayaklandığını farkettim.
+ Merhaba Aras bey nasılsın
Aras kafasını kaldırıp geriye doğru yaslandı.
- hayırdır?
+ hayır filan yok olanlar belli. Adam elini masaya koyup arasa doğru eğildi. Anıl adamın bu hareketi ile ayağa kalktı ve tek hamle ile silahını çıkarıp adama doğrulttu. Adam yavaşça kafasını anıla çevirdi. Ooo anıl bey sizi burada görmek ne kadar güzel?adamın yüzünde alaycı bir ifade vardı Anıl başını yana doğru yatırmış psikopatça gülüyor başını olumlu anlamda sallıyordu. Adam başını aniden bana döndürdü. Siz adri olmalısınız. Arasın zaafı hastalığı gerçi bunu hakedecek kadar güz - lafını bitirmeden Aras ayağa kalkmış belindeki silahı çekip adamın alnına bir el ateş açmıştı diğer masada ki yemek yiyen insanlar bir anda ayaklanıp silah çekmişlerdi. Bunlar da mı arasın adamıydı anılın da aynı anda masadaki diğer adamı vurduğunu çıkan silah sesi ile anlamıştım. Adamlar dışarı doğru birer birer dağılmaya başladı. Sevda ve ben hemen masanın altına saklanmıştık. Kulaklarımı kapatıp bacaklarımı kendime doğru çektim. Sevda kolumu tutuyordu.
Masa örtüsü bir anda kalkınca karşımda arasın gözlerini gördüm dalga geçer gibi bakıyordu bana.
- çık oradan adri hadi.

Yavaşça masanın altından çıktım adam boylu boyunca yatıyordu kan kokuyordu yine. Bu kokuya arasın yanında öyle aşina olmuştu ki burnum seçebiliyordum. Arasa aniden kafamı çevirdim oturmuş silahı ile başını kaşıyordu elini yukarı kaldırınca çalışanlar saklandıkları yerden çıktı. Hesabı getirin. Çalışanlar hemen koşuşturmaya başladı mekanın sahibi yanımıza geldi
+hesap ne demek Aras bey aşk olsun.
- sana hesabı getir dedim çok dik bakıyordu. Adam hemen başını olumlu anlamda sallayıp kasaya yöneldi oradan adisyon kesip getirdi. Buyrun.
Aras ücretin neredeyse 10 mislini adisyonun arasına koydu ve ayaklandı sandalyesini iterken bana da kafasıyla hadi işareti yaptı . Gözlerimi olumlu anlamda kapatırken Aras önden gidiyordu bizde ayaklanmıştık. Tam o esnada adam adisyona uzanmıştı ki anıl aniden cebinden çıkardığı kelebek tarzı bir bıcağı çekip adamın eline soktu. Adam acı içinde bağırırken Aras şaşkınca uzaktan anıla baktı. Anıl elini kaldırıp sorun yok gibi bir hararet yaptı. Tekrar adama dönüp bıcağı sağa sola çevirerek kulağına eğildi
+ birine kibarlık yapmadan önce sahibinin buna müsaade edip etmeyeceğini iyi düşün.

SAPLANTI ( OBSESSİON)  ( YENİDEN YAZILIYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin