Anıl adri

217 6 4
                                    

Ademe gelen telefonla gözüm ademe kaymıştı.

- söyle dedikten sonra  dinledi dinledi kaşları havalandı. Gittiğine emin misin ? ... tamam kapıda ki adamları halledin abiye söylüyorum dedikten sonra telefonu kapattı. Abi yengeyi eve bırakmış Aras abi. Yengenin yanında Mustafa varmış.
+ Mustafa onlarla mı yaşıyor
- evet abi
+ hadi o zaman gidelim. Kafamı umuduma döndüm. Babacım sen burda abilerle oyunlar oyna ben hemen gelicem. Başından kısa bir öpücük alıp umudu kucağımdan indirdikten sonra ayağa kalkıp hızla  arabama doğru yürümeye başladım. Ben geldim adri sana geldim. Karnında büyüttüğün hatırama usulca merhaba dedikten sonra cevaplarımı almaya geldim. Ben arka kapıyı açıp yerleşirken Adem şöför koltuğuna geçmişti. Arabayı çalıştırıp yola koyulduğumuz da kalbim resmen benim intikam duygumu red ederek çarpmaya başlamıştı. Bu öfke değil heyecandı derin derin nefesler alıp verirken kendimi yola bıraktım.

Adriden devam ;

Nihayet biten yolla evimize gelmiştik. Kapıyı açıp aşağı inmek için hamle yaptığımda Aras bileğimden tutmuş arkaya kısa bir bakış attıktan sonra boğazını temizlemişti
- bana eziyet ediyorsun
Başımı olumsuz anlamda salladım.
+ sana teslim oldum kalbimle benliğimle ama sen hala bu teslimiyeti inkar ediyor başka şeylere sarılmak için fırsat kolluyorsun.
- madde almayacağım
+ sana güvenmek istiyorum
- güven zaten adri başka bir mesele için gidiyorum. Duymak istemeyeceğin meseleler.
+ geç mi gelirsin
- belli olmaz uykun gelirse direnme yat uyu
Usul usul yaklaşmıştı bu sözden sonra bileğimden tek seferde kendine çekmişti beni. Kapanan gözleri Uzun uzun öptükten sonra  ayrılırken yeniden açılmıştı . Pür Dikkat yüzümü inceliyordu.
Boğazımı hafifçe temizleyip
+ görüşürüz dedikten sonra arabadan indim. Arka kapıyı da açtıktan sonra uyuya kalan Mustafa'yı alıp yeniden kapıyı kapattım. Benim güzel oğlum. Usul usul eve doğru yürürken adamlardan biri Mustafa'yı kucağımdan devr alınca kapıyı açmıştım. Adama Mustafa'nın odasını tarif ettikten sonra mutfağa girdim. Kendime güzel bir kahve yapacaktım. Suyu ve kahveyi hazırlayıp makineye yerleştirdim mutfağın kapısına gelen adamla ona yönelmiştim
- yenge yatırdım Mustafa'yı
+ teşekkür ederim
- bir emrin olursa buralardayız
+ tek ricam kapımda öylece dikilmeyin yalvarırım rahatsız oluyorum
- yenge abinin emri
+ telefonunu verir misin. Elimi uzatmıştım. Adam telefonu bana verince arasın numarasını çevirip aradım. PATRON diye kayıtlıydı. Gözlerimi devirip açmasını bekledim
- söyle
+ Aras adamlarına kapımdan gitmelerini söyler misin
- adri saçmalama nolur
+ rahatsız oluyorum yalvarırım sana gönder
- ver telefona tamam
Adama uzattığım telefonla adam uzunca arası dinleyip kapattı.
+ yenge biz iki bina yanda oturuyoruz. Abinin son emri yarım saat arayla kontrol şartı ile eve geçmemiz oldu. En ufak sıkıntıda haberimiz olsun
Başımla onayladım ve adamı yolcu ettim nihayet kendimle baş başaydım. Derin nefes alırken kahve makinesinin ötmesi ile kahvemin hazır olduğunu anlamıştım Usul usul bardağımı fulledikten sonra salona koltuğa kendimi bırakmıştım. Kahvemden küçük yudumlar alırken evin sessizliğine teslim olmuştu bedenim. Kargaşa bitmiyordu. Doğum yaklaştıkça gerilen ruhumdan bahsetmek bile istemiyorum. Anıl çocuğu görmek isteyecekti elbet. İsmini duyacak delirecekti. Sürekli zarar verecekti bana bize. Özlemiştim aslında onun hasta tavırlarını. Gözlerimi kapattım usulca. O ev canlandı gözümde. Beni kaçırdığı o bağ evi. Usul usul yaklaşan dudakları. Yalvarışları. Sevmişti beni inkar edemezdim bunu. Ama yanlıştık işte biz. Yanlış zaman yanlış yerde tanışmıştık. Lunaparka gittiğimiz o gün geldi aklıma. Gülüşmelerimiz. Sarılmalarımız el ele tutuşmalarımız. Bu dünya bize karşıydı. İstemezdi bu sevgiyi kabul edemezdi. Yalanlarla yürüyemezdik zaten ben onun olamazdım ki. O bana yasak ben ona haramdım. Bu dünyanın bize en ağır küfür şekliydi bu aşk. İlk sevişmemiz. Titreyen bedenlerimiz. Nede heyecanlanmıştım ona dokunurken. İyileştirir zannetmiştim beni acılarımı yaralarımı. Ama o daha çok kanatmıştı. Hiç olmayacak yerde başlayan bu hikaye en olmadık yerde sonlanmıştı işte. Çalan kapı ile gözlerim açılmıştı. Kahveme dokunduğumda buz kesmişti. Ne zamandır burda böyle bu düşüncelerle cebelleşiyordum acaba. Usulca kahvemi bırakıp kapıya yöneldim. Gelen Aras veya adamlar olmalıydı. Kapıyı gözlerim Kapalı şekilde açmış yılgınca göz kapaklarımı kaldırdığımda gözlerime inanamamıştım. O o burdaydı. Derin nefes alırken sessizce
- a Anıl diyebildim. Karşımdaydı. Burdaydı. Bana bakıyordu. Gözleri kırmızılaşıyor dolup dolup taşıyordu. Tam kapıyı kapatmaya yönelmiştim ki ayağını araya koyup hızla iterken ağzımı kapatıp içeri girdi tam bu esnada ayağı ile kapıya tekme atarken kapı sertçe kapanmıştı. Duvara yasladığı bedenime uzunca baktı. Gözlerim dolmuş taşıyordu. Ama ihanet ediyordu kalbim arasa çünkü bu yaşlar korkudan değil özlemden di. Ben ben onu görmeyince unuttum zannetmiştim. Kalbim bir kuş gibi çırpınıyordu avuçlarında. Usul usul çekti elini biliyordu bağırmazdım. Hissetmişti özlemimi bence. Karnıma indi bakışları. Gözlerinden akan göz yaşlarını titrek bir eli ile silerken diğer eli karnıma doğru usulca yaklaştı. Kaşları şaşkınca kalkmıştı
+ bi bizim bizim kızımız büyümüş
Elini tuttum gözleri gözlerime kenetlendi
- dokunma Anıl yalvarırım dokunma
+ o benim bir parçam ne demek dokunma yalvarırcasına tınlamıştı bu kelimesini.
- Anıl Aras gelecek git
+ umrumda bile değil yalvarırım bırak hissedeyim bir kez
- Anıl yalvarırım git
Elini elimden çekip karnıma dokundu. Dudakları titriyordu.
+ adri ona beni anlattın mı ?
Bu sözü ile ağlamalarım hıçkırıklara dönüşmüştü.
Babasını ona anlattın mı. Onu bırakmak istemediğimi senin beni terkettiğini onu sevdiğimi hep ulaşmak istediğimi söyledin mi ona
- Anıl
+ onun babasının ben olduğumu anlattın mı adri bana ihanet ettin ona etme doğruları söyle kızımıza.
Özlemiştim onu ve şu an kendimden nefret ediyordum. Sen burda evcilik oyununa teslim olurken ben her gün öldüm adri. Bu yola beraber çıkmıştık korkusuzca. Sen ona teslim olurken ben her gün intikam yeminleri ettim. Ama seni yeniden gördüğüm de bana kalbim ihanet etti. Gel gidelim buralardan yalvarırım. Seni ve kızımı öldürmek zorunda bırakma beni. Avucunun içine yüzümü usulca aldı. Gözleri gözlerimi hızlı hızlı takip ediyordu. Gidelim yalvarırım. Umutta şu an benimle bağ evinde sen ben umut ve kızımız. Başımı yavaş yavaş olumsuzca salladım
- hayır Anıl biz iğrenç bir ihanete kurban verdik her şeyi. Ardriye bunu yaşatmayacağım. Ağzımdan kaçmıştı ismi
+ ki kime dedi öfkeye dönüşmüştü merhametli bakışları
Avuçlarının arasında olan yüzümden boynuma inmişti. Sıkıyor sıkıyor nefesimi kesiyordu. KİME DEDİM SANA LAN !
- bırak yalvarırım nefes alamıyorum
+ kızıma bu ismi kim koydu
- bırak beni  yalvarıyordum ama asla duymuyordu
+ ar dri demek Aras ve adrinin birleşimi
Fazla zekiydi. Siz benim çocuğumun üstünden anne babacılık mı oynuyorsunuz !
- bırak beni hayvan
+ sen hayvanlık görmedin adri. Bırakmıştı nihayet boğazımı.
Öksürüklere boğuluyordum. İşaret parmağı havalanmıştı Gördüğün en son yüz olacağım senin. Sana düğüne kadar mühlet veriyorum ya bana gelirsin yada onunla ölürsün dediğinde çalan kapıyla dehşete düşmüştüm. Anıl yeniden ağzımı kapatıp bu şekilde beni de çekiştirerek usul usul kapıya yöneldi ve delikten baktı. Gözleri hırsla yukarı doğru kayarken  dişlerinin arasından usulca

- ARAS ! Diyebildi. Ne Aras mı ?

 Ne Aras mı ?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SAPLANTI ( OBSESSİON)  ( YENİDEN YAZILIYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin