"Artık çıkacak mıyız bu alışveriş merkezinden, Hyunjin? Çok yoruldum."
"Felix, şuanda birine ulaşmaya çalışıyorum. Ulaşırsam, çıkacağız."
"Ben eve gitsem?"
Hyunjin kulağında ki telefonla, ona dönüp kaşlarını çatmıştı. Çattığı gibi Felix yüzünü yere eğip cevap vermişti.
"Tamam, anladım.."
Hyunjin kaşlarını gevşetip elini cebine sokmuştu. Kaç dakikadir buradaydılar, ve ayaktaydılar. Hyunjin sürekli bir kişiye ulaşmaya çalışıyordu. O adamın dediği şeyden sonra, Felix'in elinden tutarak marketten çıkarıp, başka alışveriş merkezine götürmüştü. İhtiyaçları olan kıyafetleri, yemekleri, aldıktan sonra alışveriş merkezinin önünde duruyorlardı. Tabii Felix bıkmıştı ama, Hyunjin hala sinirle birine ulaşmaya çalışıyordu.
"Hyunjin, ayaklarımı hissetmiyorum.."
Hyunjin nefes verip sonunda telefonu kulağından çekip kapatmıştı. Felix, yanında ki korumayı ve insanları düşünmeden elini ondan biraz uzun olan bedenin beline sarıp kafasını beline yaslamıştı. Hyunjin bu tatlı haline nasıl kıydığını düşünürken, yanında ki korumaya doğru bir şeyler demişti.
"Taechul'un evine gidip kontrol edin, biz eve diğer araba ile döneceğiz."
Koruma direkt kafasını sallayıp elinde ki poşetlerle, arabaya doğru ilerlemişti. Hyunjin, bebeğinin küçük elini kavrayıp adımlamaya başladığında Felix gülümsemişti.
"Saat 8'e geliyor, akşam yemeği yemedin."
"Uykum var, yemek istemiyorum."
Gözlerini kapatarak dediğinde, Hyunjin diğer elinde ki telefonu pantalonun'un cebine koymuş ve Felix'in kafasını okşamıştı.
"Seni ısırmak istiyorum, çok şirinsin ve bununla faydalanıyorsun değil mi?"
Felix kafasını kaldırıp ona gülümseyerek bakan Hyunjinle göz teması kurmuştu. Hyunjin onu iki eliyle kendinden uzaklaştırdığında, Felix kaşlarını çatmıştı.
"Niye uyumama izin vermiyorsun!?"
"Felix, yolun ortasında bana sarılarak uyulur mu?"
Felix kaşlarını gevşettiğinde, Hyunjin daha fazla gülümsemişti.
-
Yediği yemeğin tabağını alıp mutfağa götürmüş ve, koltukta oturan Hyunjin'e bakmıştı. Dünkü gibi birilerine ulaşmaya çalışmıyordu, ama kaşları çatıktı. İzlediği beden ona taraf döndüğünde yutkunup gözlerini ne tarafa çevireceğini bilememişti.
"Yanıma gel."
Gülümseyerek dediğinde, şüphelenecek bir şey kalmamıştı. Hızlı adımlarla oturduğu koltuğun yanına geçmiş ve ayaklarıyla bağdaş kurup gözleriyle onun ne yapacağını, ne diyeceğini izlemişti.
"Bebeğim, artık arkadaşlarına sevgili olduğumuzu demelisin."
"Abi kardeş iyi, hem neden?"
"Felix, ben ne dediysem onu yap nedenini sorma."
"Ama nasıl diyeceğim? Şüphelenmeye başlayacaklar.."
Hyunjin, çocuğun belini kavrayıp kendine çekmiş ve ayaklarıyla kurduğu bağdaşı bozmuştu. Felix ise refleks olarak kafasını Hyunjinin göğsüne koymuştu. Hyunjin tabii bunu görüp gülümsemiş ve hemen-hemen gözlerinin önünde olan çocuğun boynunu öpmüştü.
"Felix."
Felix demesinin ses tonundan belli oluyordu ciddilik. Felix hemen kafasını kaldırıp Hyunjin'in gözünün içine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfiction-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye