Yatakta sabit uzanırken, sonunda kıpırdanarak gözlerini açmıştı. Gözü hemen altın tavana denk geldiğinde dünkü olaylar aklına gelmişti. O adamı gördükten sonrası yoktu. Yatakta oturur pozisyona gelip odaya bakındı. Başka bir odaydı. Ama her şey vardı. Buraya nasıl gelmişti? Kaçırılmışmıydı? Gözleriyle odayı süzerken kapıya denk geldi gözü. Hızla pembe çarşaflı yataktan kalkarak kapıya yönelmiş, ve kolunu indirerek açmıştı. Ama duyduğu sesle duraksamıştı.
"Boşuna deneme. Kapı da korumalar var."
Sesin geldiği yere doğru kafasını çevirdiğinde o günkü maskeli adam ile karşılaşmıştı. Merak ediyordu, onu neden buraya getirdiğini. Ama şimdi tek düşündüğü burdan kaçmaktı. Kaçar kaçmaz da direk polise, giderdi heralde. Adamın dediğine uymayarak koşarak çıkmıştı odadan hızlı adımlarla kapının önüne geldiğinde, siyah giyimli iki koruma hemen dış kapıyı kilitlemişti, ve önüne geçmişlerdi.
"Kimsiniz?! Ne istiyorsunuz benden!?"
"Üzgünüm, patronun kararı."
Siyah giyimli iri adamlardan birisi cevap verdiğinde, kaşlarını çatmıştı Felix. Arkadan gelen adım seslerini duyduğunda arkasına dönüp gelen adama göz gezdirmişti. Dünkü adamdı. Ne kadar çok kaçmak istesede adama sinirliydi. Koşarak adamın yakasına yapışıp, bağırmaya başlamıştı.
"Hemen şunlara söyle, kapıyı açsınlar! Kimsin sen!"
Adam kahkaha atmaya başladığında Felix hala elini adamın yakasından çekmemişti. Adam kahkahasını bitirdikten sonra, elini Felixin eline götürüp çektirmişti yakasından.
"Ellerini tutun."
Adamın dediği şeyden hemen sonra, siyah giyimli adamlar hemen Felixin ellerine yapışmış ve sıkıca tutmuştu. Ellerini sıkan kollar cidden acıtıyordu ve dayanmaz bir acıydı. Adam yürümeye başladığında konuşmuştu.
"Biliyor musun? Fazla asabilik iyi değildir."
"Seni orospu çocuğu! Ne istiyorsun benden!"
Felix sinirlenmesinin nedeniyle bağırıyordu. Adam ise, evin içinde gezerken konuşuyor, ve çok sakin kalıyordu.
"Neden biliyor musun?"
Derken durmuş, ve arkasına dönmüş Felix'e bakmıştı. Felix ise çatık kaşlarıyla onu izliyordu.
"Çünkü çok zaman alır."
"Orospu çocuğu! Bırakın lan beni!"
"Sakinleştirici verin."
Adamın verdiği emirle, siyah giyimli adamlar hemen ceplerinden sakinleştirici iğne çıkarmış koluna vurmuştu. Vurduğu gibi sakinleştirmemişti, ama yavaş yavaş sakinleşiyordu.
"Beni sinirlendirirsen, düşündüğünden daha kötü şeyler yaparım. İlk önce bunu unutma, olur mu?"
Sanki Felix cevap verecek bir durumdaymış gibi söylemiş ve siyah maskesinin altından gülümsemişti. Tabi bu gülümsemeyi kimse görememişti. Felix kısa süre içinde sakinleştiğinde, siyah giyimli adamlar onu koltuğa yatırmış ve üstüne battaniye koymuşlardı. Ellerini kelepçelemiş, ve ayaklarını koltuğa bağlamıştılar. Kelepçeyi oldukça sıkmıştılar tabikii. Yoksa kaçabilmesi mümkündü. Başının altına ise bir yastık koyduktan sonra başından gitmişlerdi. Adam, Felix'in başında beklerken arada onu kontrol ediyor ve izliyordu. Felix asabi biri değildi. Sadece şimdi nerede olduğu bilmediği bir yerdeydi ve, güvenli değildi. Tanımadığı yerdi. Herkes böyle yapardı. Emindi.
Uzun dinleyişten sonra, gözlerini açtığında ilk önce tavanla daha sonra aynı adamla karşılaşmıştı.
"Asabi çocuk uyanmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfiction-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye