"Geldik."
Arabayı aniden durdurduğunda, ani frenle irkilmişti Felix.
"Ne konuşacağız şimdi.."
"Bilmem, ne konuşacaktık?"
Alayla söyleyip tek kaşını kaldırmıştı.
"Bizim hakkımızda konuşacaktık.."
Mırıldanırken, kafasını yeniden pencereye yaslamıştı. Yorgun gibiydi. Tüm gün bu konuyu düşündüğü belliydi. Aynı zaman'da Hyunjin'de tüm gün aynı konuyu düşünmüştü. İkisi de oldukça yorgundu. Ama Felix şuan daha fazla yorgun gözüküyordu. Hem hastaydı, üstüne bunu da düşünürse bu kadar yorgun olması normal olurdu.
"Jisunglarda ilaç içtin mi?"
"I-ı."
Hyunjin nefes vererek Felix'in kolundan tutup kendine çekmiş ve dizlerinin altından tutarak kucağına almıştı. Belini kendi tarafında ki arabanın kapısına yaslayarak dengelenmesini sağlamıştı.
"Ne yapıyorsun?"
"Konuşmak istemiyordun değil mi? Konuşmayalım, uyu kucağımda."
"Ama arabadayız."
"Kimse göremez bizi."
Hafif gülümsediğinde, Felix yorgun şekilde gözlerini kapatmıştı. Rahatlayarak kafasını ona yaslandığında, Hyunjin sol eliyle saçlarını okşamaya başlamıştı.
"Ateşin var hala."
"Benimle ilgileniyormuş gibi yapmayı bırakır mısın artık? Daha fazla kırılıyorum."
Kısık sesini duyan Hyunjin, saçlarını okşamayı duraksatmıştı.
"Sana bu konuyu düşeneceğimi söylemiştim, hatırlıyor musun?"
Küçük beden kafasını kaldırıp hızla Hyunjin'in yüzüne bakmıştı. Yüzleri dip-dibeydi. Hyunjin'de gözlerini onun dudaklarına indirmişti. Aniden öpecek gibi bakıyordu.
"Fark ettim'de, düşünecek bir şey yokmuş."
"Ne?"
Anlamaz şekilde Hyunjin'in gözlerinin içine bakarken, Hyunjin biraz daha yaklaştırmıştı kafasını ona. Böylece burunları ister istemez birbirlerine değmişti. İkisinin'de nefesleri birbirine değiyordu. Çok yakındılar.
"Sana düşünemeyecek kadar aşığım."
Fısıldadığında, Felix anında kaşlarını kaldırmıştı. Yutkunarak yavaş yavaş gülümserken, Hyunjin elini onun yanağına koyarak okşamıştı.
"Bu barıştık mı demek?"
"Henüz değil."
Hyunjin duyduğu cümleyle duraksamıştı.
"Henüz değil mi?"
Küçük beden hızla kafa sallayıp belini dikleştirmişti.
"Yakında amerikaya gidecektik değil mi?"
Hyunjin kafasıyla onaylamıştı.
"Jisung'da gitmek istiyordu tatile. Eğer Jisunglarla birlikte tatile gidersek.."
"Hayatta olmaz."
Yüzünü ciddileştirdiğinde, Felix'de kaşlarını çatmıştı.
"Neden ya!!"
"Olmaz dediysem olmaz. Başımın etini yiyecekler."
Felix hafif kıkırdamış ama yine de gitmelerine izin vermesi için inat yapmaya devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfiction-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye