42

9.6K 741 3K
                                    

"Felix nerede?"

"Kendi odasında uyudu efendim."

Hyunjin tek kaşını kaldırıp derin nefes almıştı.

"Kontrol ettiniz mi?"

"Hayır, efendim."

Koruma tabakları masaya koyarken, Hyunjin hızla ayağa kalkmış koruma ise duraksamıştı. Hızlı adımlarla merdivene ilerlerken, koruma arkasından şaşkınca bakmıştı sadece.
Merdivenlerin çıkıp Felix'in odasının kapısını açıp içeri bakmıştı. Gözü ilk açık olan pencereye denk geldiğinde, kaşlarını çatmıştı. Daha sonra gözleriyle Felix'i aramıştı oda'da. Felix yatakta uzanıp dizlerini kendine çekmiş rüyasında sayıklıyordu.

"Soğuk.. soğuk.."

Üstünde ki şort ve tshirt'u onu sıcak tutmamıştı. Bu yüzden rüyasında soğuk diye sayıklıyordu. Tabii Hyunjin'de bunu tahmin etmişti. Hızla Felix'in yanına gelip onun belinden tutarak kucağına almış, diğer elini de dizlerinin altına koyarak dengelemişti.

"Soğuk.."

"Triplerin yüzünden üşüteceksin."

Odadan yavaş adımlarla çıkarken, dudaklarını alnına bastırıp ateşini kontrol etmişti. Olması gerektiği gibi, ateşi vardı. Tüm gün soğuk pencerenin önünde uyumuştu. Üşütmesi normaldi.

"Üşütmüşsün bile."

Kafasını olumsuz anlamda iki tarafa sallayıp merdivenlerin hepsini inmiş, ve dikkatli şekilde koltuğa doğru adımlayıp onu koltuğa yatırmıştı. Masayla meşgul olan koruma, Felix'i görür görmez gözlerini büyütmüştü.

"Felix beyin rengi solmuş!!"

"Abartma Kwangsu. Git ilaç getir."

Koruma tereddüt etmeden masadan ayrılıp mutfağa doğru adımlamış ve çekmeceyi açmıştı. İçinden ilk yardım kutusunu çıkarırken, Hyunjin Felix'in üstüne battaniye örtmeye başlamıştı.

"Ateşi düşük."

Dedikten hemen sonra Felix ağır ağır öksürüp yerinde kıpırdanmıştı. Kıpırdandığında battaniye üstünden düşmüş, Hyunjin de yeniden yerden battaniyeyi alıp Felix'in üstüne örtmüştü.

"Sıcak çorba, ve yeşil çay getir."

Masanın üstüne ilk yardım kutusunu koyan korumaya dönmeden dese bile, koruma anında kafa sallayıp geri mutfağa doğru adımlamıştı.

"En azından koltukta uyusaydın üşütmezdin."

Elini onun alnına koyup baş parmağıyla okşarken gözlerinin içine bakıp gülümsemişti. Derin nefes vererek kafasını korumaya çevirip kontrol etmişti. Koruma tabağa çorbayı döküyordu. Yeniden kafasını Felix'e çevirip dudağını öperek eğildiği koltuktan kalkmıştı.

"Efendim, uyandıralım mı?"

"Ben halledeceğim. Çorbayı bırak ve çık sen."

Hyunjin'in ciddi ses tonuyla koruma, hiçbir şey demeden elinde ki tepsiyi önlerinde duran masaya koyup uzaklaşmıştı. Hyunjin ise anında çorba tabağını eline alıp, tepsinin içinde ki kaşığı da alarak çorbaya sokmuştu. Çorbayı biraz karıştırdıktan hemen sonra Felix'e dönmüştü.

"Yemek vakti geldi, hadi uyan bakalım."

Dudaklarına eğilip dudağından öptüğünde, Felix biraz kıpırdanarak sayıklamıştı.

"Yemek.."

"Evet yemek, hadi koltuğa yaslan öyle yedirteyim. Böyle boğulursun yoksa."

Rahatlatan ses tonunu kullanıp gülümsemiş, Felix ise gözlerini hafif aralayıp Hyunjin'e bakmıştı. Ellerinden destek alarak koltuktan geriye çekilip, koltuğun koluna yaslamıştı belini.

Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin