Yorgun bir şekilde kendini koltuğa atmış ve kapanmayan gözleri ile derin bir nefes çekmişti. Hyunjin arkadaşlarının sorularına dayanamayıp oradan ayrılmıştı. Felix ise arkadaşları ile konuştuğu için fark etmemişti gittiğini. Ama sonunda arkadaşları ayrılmıştı evden.
"Ee.. Hyunjin nerede? Hyunjin?"
Merakla ayağa kalkıp, koşarak merdivenleri çıkmıştı. Çıplak ayaklarının tahtaya değme sesleri çok şirin gözüküyordu. Önce kendi odasının kapısını açıp bakmıştı, oda bomboştu. Koşarak şimdi de merdivenleri inip Hyunjin'in odasının kapısını açmıştı düşünmeden.
"Felix? Bir şey mi oldu bebeğim?"
"Biran evde yoksun sandım'da."
"Buraya gel bakalım."
Gülümseyerek elinde ki kalemi masaya bırakıp dönen koltukla Felix'e doğru bakmıştı. Felix de ona gülümseyip ona doğru adımlamıştı. Hyunjin önce onun kucağına doğru adımladığını sanmıştı, ama Felix arkasında ki yatağa oturduğunda Hyunjin gülümsesini indirip dilini yanağında gezdirmişti.
"Neden kucağıma oturmuyorsun da o hiçbir işe yaramayan yatağa oturuyorsun??.."
"Yatağa neden öyle dedin şimdi! Çok yumuşak bir yatağın var bikere."
Yatağı sıvazlayarak diyip tatlı bir şekilde gülümsemişti, gözlerini sonuna kadar kısarak. Hyunjin kafasını sağa sola sallayıp yarım ağız sırıtmış ve dönen koltuktan kalkıp eli cebinde, Felix'in oturduğu yatağa doğru adımlamıştı.
"Sana sinirlenmek mümkün değil cidden.. Neden bu kadar tatlı zorundasın? Yanaklarını ısırırsam benlik değil, kediciğim."
"Hey! Yanaklarım senin için pasta değil! Ayrıca bana kedicik diye de seslenme."
Hyunjin dudağının sol tarafıyls gülümseyip yanına oturmuş ve belini sıvazlamıştı çocuğun.
"Ama sana çok yakışıyor, kedicik kelimesi."
"Sana da Sugar daddy kelimesi çok yakışıyor ama ben öyle sesleniyor muyum sana?!"
Hyunjin dilini yanağında gezdirirken gülmüş ve elini çocuğun bacağına koymuştu.
"Seslenme diyen mi var?"
"Beğendin sanırım?! Peki artık Sugar daddy diye hitap edeceğim sana. Sugar daddy! Sugar daddy! Sugar daddy! Sugar da-"
Hyunjin elini Felix'in ağzına koyarak sözünü kesmiş ve gülümsemesini durdurmuştu.
"Tamam yeter, yoksa kendimi tutamayacağım."
"Neyi tutamayacaksın??"
Felix merakla elini Hyunjin'in elinin üstüne koyarak ağzından çekip merakla sormuştu.
"Merak mı ediyorsun? Görmek ister misin?"
"Sapıkça bir şeyse görmek istemiyorum."
"Tamam görmeyelim o zaman."
Sırıtarak söyleyip elini bacağından çekmişti. Felix ise gözlerini sonuna kadar açıp, bağırmaya başlamıştı ona.
"Biliyordum! Sapık orospu çocuğu!"
"Felix, küfür etmeden seslenemez misin bana?"
Hyunjin gözünü ondan ayırıp gülümsemesini kesip söylediğinde, Felix haklı bulmuştu onu. Hyunjin ona çok iyi davranıyordu ama Felix hep küfür ediyordu ona. Hyunjin'in yerine başka biri olsaydı, şimdi bu hayatta olmazdı.
"Başka hitap edebileceğim bir kelime yok."
"İsmim var mesela, Hyunjin diye. Onunla hitap edebilirsin."
![](https://img.wattpad.com/cover/270854044-288-k746307.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfic-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye