51/final

13.5K 809 1K
                                    

"Hyunjin nerede kaldı ya.."

Felix kendi kendine mırıldanırken, hızlı hızlı elinde ki poşetleri masaya bırakmıştı. Koruma ise Felix'in mırıldanmasını duyup cevaplamıştı, dediğini.

"Çok işi varmış, geç gelecekmiş efendim."

"Geç mi gelecek? Off.."

Oflayarak masaya yaslanmış ve korumaya bakınmıştı. Koruma çalışma odasına gidiyordu. Belli ki bazı dosyaları götürecekti. Bu yüzden Felix de kendi doğum günü pastası olan poşete yönelmişti.

Sonunda 18 oluyordu. Pastayı ise dün Hyunjin ile seçmiştiler. Felix'in çok beğendiği bir pastayı seçmiştiler. Gerçi Hyunjin pasta seçmek konusunda yetenekli değildi. Bu yüzden Felix seçmişti.

"Yine onsuz mu keseceğim pastayı.."

Poşetten çıkardığı pastaya bakarken, telefonuna gelen mesaj sesiyle duraksamıştı. Elini arka cebine atıp telefonunu çıkarmış ve mesajın kimden geldiğine bakmıştı. Mesaj Hyunjindendi.

"Balkona mı çıkayım?.."

Yüzünü buruşturarak mesajı yeniden okumuştu. Neden balkona çıkmasını istemişti ki? O şuan işte değil miydi?

"Dalga mı geçiyor.."

Göz devirmiş ve telefonu yeniden cebine koyacağı sırada yine mesaj gelmişti.

"Of, tamam ya! Çıkıyorum işte."

Pes ederek telefonunu masaya bırakıp yüzünü balkona çevirmişti. Adımlarını hızlaştırarak, hiçbir şey olmayacağını bilse bile salonun içinden geçerek balkona ilerlemişti. Cam kapıyı sağa çekerek açıp bakışlarını karanlık etrafta gezdirmişti. Gerçi hiçbir şey gözükmüyordu.

"Of neden geldim ki."

Derin iç çekerek göz devirmişti. Bu sırada ise anında önünde ışıkların yandığını fark ederek yüzünü buruşturmuştu. Gözlerini sıkıca kapatıp açtıktan sonra, bunların bahçenin etrafını saran ışıklar olduğunu görmüştü. Gördüğü gibi ise şaşkınlıkla kala kalmıştı.

"Oha, çok güzel!!"

"Öyle mi düşünüyorsun?"

Işıkların arasından Hyunjin'i bulduğunda gülümsemişti. Hyunjin de gülümseyerek ona bakıyordu.

"Bunu yapmayı ne zamandan beri planlıyordun?"

Büyük beden alayla kısa bir süre düşünmüş ve iç çekerek Felix'in yanına doğru adımlamaya başlamıştı. Sade beyaz ışıkların ortalarında, kırmızı kalpli ışıklarda vardı. Çok şık gözüküyordu.

"Bir kaç gün önce? Bilemiyorum."

Felix kıkırdamış ve bir şey dememişti ardından. Hyunjin ise onun tam önünde durup elini beline atmış ve kendine çekmişti.

"Ama bunu sadece 18. doğum günün özel olsun diye yapmadım."

Sırıtmaya başladığında, Felix anlamayaraktan sessiz kalmıştı. Ama cevap gelmeyince, yeniden konuşmuştu.

"Ne için yaptın ki?"

Masum ve şirin bir ses tonunda sorduğunda, Hyunjin ceketinin iç cebinden küçük kırmızı bir kutu çıkarmıştı. Kırmızı kutunun içinde pahalı bir şey varmış gibi gözüküyordu. Gerçi 17. doğum gününde de böyle bir kutu da hediye vermişti. Bu yüzden Felix ne olduğunu tahmin ediyordu.

"Küpe? Kolye?"

"Hayır."

Hyunjin alayla gülüp, arkaya bir adım atarak geri çekilmiş ve kırmızı kutunun üstüne diğer elini koyarak Felix'e doğru açmıştı kapağını. İçinde yüzük vardı.

"Yüzük mü?"

"Sadece bir yüzük değil."

Felix tek kaşını kaldırarak Hyunjin'in ne yapacağını izlemişti. Hyunjin ise Felix'in önünde eğilerek, onun iki elini tutmuş ve diğer elinde ki kırmızı kutuyu ona doğru uzatmıştı.

"Benimle, evlenir misin?"

--

Hyr

Naber

Nasılsınız

Bu kitabi final yaptigima ben de uzuldum..😕

Cok seviodum

Gelen lincleri bile seviodum😁

Ama bu kitabın ikincisini çıkaracağıma dair söz verebilirim🤙🤙

Birde taslaklarımda olan 1 kitabı daha yayımlayacağım

Bir aksiyonlu kitap var birde textingli var

Pek bilemedim

Siz ne dersiniz

Her neyse

Gününüz iyi geçme dileğiyle, iyi akşamlarr sağlıkla kalın❤️❤️

Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin