Hyunjin kahvesini yudumlarken aynı zamanda Younghoon'un seçtiği saçma sapan dekorlara bakıyordu.
"Bir tane de pembe ile beyaz seçtim güzel gözüküyor bence."
"Younghoon, gerizekalı mısın sen? Bebek odası mı yapıyoruz, yoksa şirketi mi taşıyoruz belli değil."
Younghoon bir kağıdı daha yırtmış ve yanda ki çöp kutusuna atmıştı.
"Sen de hiçbir şey beğenemiyorsun."
"Ya da sen her gördüğünü mü seçiyorsun?"
Younghoon göz devirdiğinde gelen ayak sesleri ile ikisi de kafasını Hyunjin'in odasına çevirmişti. Felix dağınık saçları, şişmiş dudakları, üstünde ki uzun büyük beden tişört ve altında da küçük bir şort ile buraya bakıyordu.
"Felix gir odaya geri."
"Lan bu niye bu kadar şirin."
Younghoon gülerek dediğinde, Felix bir şey anlamadan geri içeri girerek kapıyı kapatmıştı.
"Niye gönderdin çocuğu?"
"Senin, onun bacaklarına bakmandan rahatsız oluyorum kardeşim."
Hyunjin elinde ki bardağı masaya koyarak ayağa kalkmıştı.
"Ben bir ilgileneyim şununla. Öyle şortla falan gelmesin."
Younghoon iğrenmiş bakışlarını Hyunjin'e atarken Hyunjin kapıyı açarak içeri girmiş ve arkasından kapatarak yatakta oturan küçük bebeğe bakmıştı.
"Neden şortla çıkıyorsun Younghoon'un karşısına? Bacaklarını başka insanların görmesinden nefret ediyorum."
"Younghoon'un orada olduğunu bilmiyordum."
Sersem sersem dedikten hemen sonra saçlarını karıştırmıştı. Hyunjin ise yanaklarını sıkıp dolaba ilerlemiş ve bol beden bir pantalon çıkarıp Felix'e uzatmıştı.
"Al giy bunu bakalım."
"Senin karşında mı?"
Hyunjin gülmüş ve kulaklarına eğilip fısıldamıştı.
"Evet, babacığının önünde."
Felix hemen gözlerini sonuna kadar açmış ve boynuna değen soğuk nefeslerden tahrik olmamak için kafasını geri çekmişti.
"Ne oldu, utandın mı?"
Kafasını hayır anlamında sağa sola sallayıp alt dudağını ısırmıştı.
"Dua et Younghoon içeride. Yoksa seni fena yapardım, hm?"
Yanağından öperek kapıya ilerlemiş ve çıkmadan önce konuşmuştu.
"Yukarı odanın ışıkları çok büyük olduğu için birazdan ona uygun lamba bulmak için dışarı çıkacağız."
Felix kafasıyla tamam anlamında sallayarak onaylamış ve Hyunjin gülümseyerek kapıyı açıp çıkmıştı.
"Ne oldu? Kıskandığın 'bacaklara' pantalon giydirdin mi?"
Hyunjin göz devirerek arkasından kapıyı kapattığında, Younghoon yine konuşmuştu.
"Cidden çocuğun bacaklarını bile kıskanıyorsun. Çocuk evlat edinirseniz ne olur kim bilir."
"Çocuk için daha çok erken. O henüz 17 yaşında, çocuğa bakabilecek bir yaşta değil."
Masaya doğru ellerini cebine sokmuş bir şekilde ilerlerken Younghoon elinde ki telefonu masaya koymuştu.
"Dekorlara baktın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfic-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye