49

10.5K 698 3.1K
                                    

"Günaydın."

"Günaydın, bebeğim."

Ona tatlı tatlı bakan küçük bebeğe gülümsemiş ve burnunu öpmüştü. Felixte hemen gözlerini kapatarak ona gülümsemiş, ve kafasını yeniden göğsüne koymuştu.

"Çok mu uykun var?"

"Hmhm."

Hyunjin karşı çıkmadan elini onun saçlarına götürüp okşamaya başlamıştı. Bu da her insanı rahatlattığı gibi, Felix'i de rahatlatmış ve ellerini Hyunjin'in geniş sırtına götürüp, ellerini sırtına sarmıştı.

"Hoşuna mı gitti?"

Küçük beden kıkırdayıp kafasını Hyunjin'e sürtmüş, ve sonradan kafasını kaldırıp parlak gözlerini Hyunjin'e çevirmişti.

"Beni biraz sever misinnn??"

"Şımardın demek."

Alayla söyleyip, ardından gülmüş ama karşı koymamıştı. Elini onun yanaklarına götürüp yanaklarını okşamaya başlamıştı.

"Birazcık şımarmış olabilirim.."

Yeniden kafasını, Hyunjin'in göğüsüne serbest bırakmış ve dudaklarını bir-birine bastırmıştı. Hyunjin ise hoşuna gitmiş bir şekilde gülümsemişti. Felix'in şımarması iyi bir şeydi onun için. Olan olaylardan sonra şımarması iyi olurdu. Felix kendini iyi hissederdi.

"Aynı bir bebek gibisin. Benim bebeğim."

Yanağında ki elini onun dudaklarına götürüp işaret parmağının ucuyla üst dudağını okşamıştı. Gözleri ile
onun dudaklarını izlerken, Felix'te kendi dudaklarının izlendiğini fark edip bakışlarını Hyunjin'e çıkarmıştı.

"Şey.."

Dudaklarının hareket etmesiyle, Hyunjin fikirlerinden ayılıp parmağını alt dudağına koymuş ve kısa süre okşamıştı. Okşamasının ardından dudaklarını onun dudaklarına bastırıp, geri çekilmeden sertçe öpmeye başlamıştı.

Öpüşmeyi bozmadan Felix'i yanına itip üstüne çıkmış ve dudaklarını ayırmadan ellerini onun tişörtünün altında gezdirmişti.
Felix karşı çıkmadan ellerini onun boynuna dolayıp, öpmesine izin vermişti. Ama Hyunjin açılan kapı sesiyle geri çekilip bakışlarını kapıya yöneltmişti. Felix'de öyle. Belli ki, tam heyecanlı yerde basılmıştılar.

"Kolay gelsin. Yanlış zamanda girdim sanırım."

Younghoon sırıtarak onlara baktığını gören Hyunjin, göz devirerek küçük bedenin üstünden çekilmişti. Younghoon ise öksürmüş ve tekrardan konuşmuştu.

"Felixciğim, sevgilinin bu hareketleri rahatsız etmiyor değil mi?"

"I-ı. Neden rahatsız etsin ki, sonuçta o benim sevgilim."

Omuz silkerken birlikte dediğinde, Hyunjin üstünü düzeltmiş ve Younghoon'a dönmüştü.

"İlişkimiz seni ilgilendirmez Younghoon. İşine dön sen."

"Ha gideyim de, sıkıştır hemen yavrucağı. Olmaz, ayrıca bir şey demeye geldim ben."

Felix yorganını üstüne çekip yatağın tahtasına yaslanmıştı. Hyunjin ise ceketini yavaş yavaş çıkarıp hemen yatağın yanında ki sandalyeye oturmuştu.

"Şu senin kuzenin Minsoo."

"Ne olmuş Minsoo'ya? Yine başına bela mı açtı?"

Younghoon'da yaslandığı kapıdan çekilerek, kafasını hayır anlamında iki tarafa sallamıştı.

Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin