Felix yerine kıpırdanmaya devam ederken, en sonunda uyumaktan vazgeçip gözlerini açarak önünde ki uyuyan bedene bakmıştı.
"Hyunjin, uyudun mu?"
Cevap gelmediğinde, Felix biraz daha kıpırdanıp belini yatağın tahtasına yaslamıştı.
"Ben uyuyamadım. Sen nasıl çabuk uyuyorsun?"
Vücuduna gelen soğuklukla ellerini kollarına sarmış ve gözleriyle etrafta soğuk gelen bir yer aramıştı. Pencere açıktı. Pencereyi kapatmak için iki ayağını yere koyduğunda, Hyunjin onun kolundan tutup yatağa geri çekmiş ve altına almıştı. Ani hareketi Felix'i baya şaşırtmıştı'ki, Felix hemen gözlerini büyütmüştü. Beklenmedik bir haraketti, Felix onun uyuduğunu sanmıştı.
"Ama uyuyordun.."
"Uyuduğumu kim söyledi?"
Felix göz devirip kafasını geriye atmış ve gözünü ondan çekmişti. Hyunjin ise elini yanağına koyup okşayarak dudağına doğru indirmişti. Baş parmağıyla alt dudağını okşamaya başladığında, Felix gözünü ona çevirmeden yutkunmuştu.
"Çünkü öyle gözüküyordun."
"Ama uyuduğumu söylemedim."
"Bırak ya, hava çok soğuk pencereyi kapatacağım."
Hyunjin gülümseyerek üstünden çekilmiş ve yatağın başlığına yaslanarak Felix'i izlemeye başlamıştı. Felix yataktan kalkıp pencereye ilerlemiş ve perdeyi biraz daha açmıştı, pencereyi kapatmak için. Ama açtığı gibi gözleri yine bir adamı bulmuştu.
"Ne oldu?"
"Hyunjin.. o adam yine burada."
Gözlerini yaşlı adamdan çekmediğinde, adam yine o günkü gibi fark etmişti onu. Bu yüzden ürkerek perdeyi kapatmış ve gözlerini Hyunjin'e çevirmişti. Hyunjin'de yataktan kalkıp yanına gelmiş ve perdeyi hafif değil, tamamen aralayıp gözleriyle aynı adamı aramıştı. Gerçektende birisi duruyordu orada. Hyunjin bu adamı gördüğü gibi tanımıştı.
"Odama gelecek.."
"Sakinleş bebeğim. İsterse gelsin, ben korurum seni."
Ellerini onun saçlarına atıp sakinleştirmek için okşadığında, aksine Felix'in gözleri dolmaya başlamıştı. Hyunjin onun için daha fazla endişelenip burnunu öpmüş ve saçlarını okşamaya devam etmişti.
"Hyunjin, kim o?"
"Boş ver kim olduğunu. Ben hallederim, sen bekle burada beni."
Saçlarını bırakıp arkasını döndüğünde, Felix kolundan tutarak durdurmuş ve kollarını bedenine dolayarak sarılmıştı.
"Gitme."
"Geleceğim, sen burada beni bekle ve kapını'da kilitle."
Küçük beden onu bırakmamaya inat ettiğinde, Hyunjin kollarından tutarak kendinden uzaklaştırmış ve alnını öpmüştü.
"Endişelenme, hemen halledip geleceğim."
Felix isteksiz bir şekilde kafa sallamış, Hyunjin'de ona gülümsemeye devam ederek kapıya adımlayıp ayrılmıştı. Felix'de arkasından koşarak kapıya ilerleyip kapıyı kilitlemişti.
"Babamın bıraktığı gibi, beni bırakmanı istemiyorum."
Göz yaşlarını elinin tersiyle silip, pencereye yaklaşıp perdeni açmış ve aşağı, adama bakmıştı. Adam yine orada duruyordu. Tıkırtı sesleri geldiğinde ise adam hızla etrafına, yani sağına soluna bakıp ayrılmıştı evin önünden. Bu garip bir şeydi. Aynı zamanda da, korkunç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pyrrhic / Hyunlix Daddykink ✔
Fanfiction-Pyrrhic : Bedeli ağır- ❥ ⚠️⚠️⚠️ °yetişkin içerik °düz yazı °daddykink °tamamlanmış hikaye