Selamun aleyküm canlar nasılsınız bakalım?Hevesim üzerimde o yüzden yazıp bölümü tamamladım umarım beğenirsiniz.
Medyada Maryam'a alınan kolye var. Kitapla ilgili düşüncelerinizi merakla bekliyor olacağım.
Keyifli okumalar.❤❤❤
Genç adam kendini işine kaptırmış biraz da sıkılırken annesi Bahar hanım elinde kahve tepsisiyle oğlunun çalışma odasına gidiyordu. Açık olan kapıdan geçerken oğluna gülümsedi. Ramazan ayının bitmesine az bir zaman kalmıştı aslında. Evladı İftardan sonra odasına çekilip işlere gömülmüştü. Bora annesini gördüğünde mutlu olmuştu fakat işler birikmiş ve onu sıkıyordu. Hayalindeki işi yapmıyor oluşu onu bu hayattan bıktırıyordu.
Ailesinin zoruyla şirketteki işlerle ilgileniyor eğitimini bile bu yönde alıyordu fakat hayaline de vakit ayırmaya çabalıyordu. Sesinin güzelliğini herkes biliyordu ve o yazdığı sözlerle şarkılarını profosyonel hale getirip tekrar albüm çıkartmak istiyordu. Daha önce ailesinin tüm karşı çıkışlarına rağmen hayalini gerçekleştirmiş albüm çıkartmıştı ve bunu devam ettirmek istiyordu. Belli bir kitleye hitap ettiğini, insanların sesini beğendiğini ve onu dinlemek için hevesli olduklarını biliyordu.
Annesi Bahar hanım kahveyi Bora'nın masasına indirip oğluna kısa bir molayı hak ettiğini söyledi. Bora zaten sıkılmıştı, belki de ufak bir ara iyi gelecekti. Bahar hanım Bora kahvesini içmeye başladığında tekrar fırsat bulmuştu konuşmak için. Cevabın kötü olmamasını ümit ediyordu, daha önce de hayır cevabı almıştı ve artık oğlunu bu konuda ikna etmek istiyordu.
"Yavrum sen bu halanın kızı olayını bir kez daha düşünsen diyorum. Artık evlilik vaktin de yaklaşıyor hem belki kızı beğenirsin kim bilir."dediğinde Bora kahvesini sinirle tek dikişte bitirip masanın üzerine sertçe bıraktı.
"Anne uzatmasak mı bu konuyu, istemiyorum dedim ya. Hem kızı tanımıyorum bile, nasıl biri, bize uygun mu nereden bileyim? Hem belki anlaşamam hemen emin şekilde konuşup duruyorsun." Tavrı netti tanımadığı bir kızla evlenmeyi düşünmüyordu üstelik yaşının da evlilik için erken olduğuna kanaat getirmişti kendince.
"Canım yavrum bak diyorum ki git Kudüs'e hem o mübarek beldeyi ziyaret etmiş hem de halanı görmüş olursun. Halanın kızını da görürsün, beğenmezsen tamam laf etmeyeceğim. Sadece bir kez oraya git hallerine bak, yıllardır gidemiyoruz hep bir şeyler çıkıyor. Hem bak baban da memnun olur gidersen, zaten yakında Amerika' ya gideceksin bir değişiklik olur sana. Ne zamandır oraya gitmek istiyordun bu da vesile olur belki. "
Bora annesinin sözlerini şöyle bir düşündü, ne zamandır Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmek istiyordu mübarek toprak Kudüs ise gönlünde bir yaraydı. Daha önce Filistin topraklarına gitmemişti, hakkında pek fazla bilgisi olmasa da halasının orada yaşadığını ve türlü zorluklar yaşadıklarını biliyordu elbette. Arkadaşlarıyla gitmek iyi bir fikir olabilirdi en azından tek olmazdı. Ayrıca annesinin bahsettiği o kızı da merak etmişti. Acaba o Arap kız nasıl biriydi? Güzel miydi ve ya dinine bağlı mıydı? Güzel olmasa bile dinine bağlı helale harama dikkat eden bir genç kız vardı hayalinde, belki de o kızı Filistin'de bulacaktı. Annesine gülümseyip başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)
General FictionKudüs bizim için neyi ifade eder? Kudüs bizim neyimizdir? Kudüs ilk kıblemiz olduğu için mi değerlidir yoksa isra ve miraç mucizesine şahit olduğundan mı kutsaldır? Kudüs neden bütün insanların meselesidir, neden müslümanlar fazlasıyla benimsemişti...