9. BÖLÜM: Kâtil

293 67 52
                                    


Selamun aleyküm.

Uzatmadan yeni bölüme geçelim keyifli okumalar oy ve yorumları unutmayalım.

💜💜💜

Kudüs'ün Yahudi yerleşimlerinin birinde evinin büyük penceresinden dışarıyı izleyen Yosef elindeki alkol dolu bardağı dudaklarına götürüp yudumladı. Düşünceleri yaşadığı hayatı sorguluyordu, yıllarca yurt dışında yaşayıp eğitim gördükten sonra işgalci İsrail'e geri dönmek buraya alışmasını zorlaştırsa da karşısına çıkan kızı zihninden bir türlü atamıyordu. Maryam El Hatib. Onu o iğrenç hücrede gördüğünde çok şaşırmıştı, çocukken devamlı gördüğü, ailesinin kendisine nefret tohumları ekmesini umursamadan o Müslüman kızı uzaktan izleyip durmuş cesaretine şaşkınlıkla baka kalmıştı.

Babası, Yosef biraz büyüdüğünde onu yurt dışına gönderdi. Yahudiler için iyi bir komutan yapmak istiyordu onu ve ayrıca farklı alanlarda eğitim alması gerekiyordu. Yosef oğlundan çok planları uğruna kullanacağı bir piyondu. Olmuştu, Yosef Kudüs'deki en acımasız komutan olarak biliniyordu fakat kendi deyimleriyle mabedin çevresinde görev almadığı için Maryam'ı görme fırsatı olmamıştı. Zihni o kızla dolup taşarken kapının zil sesiyle elindeki alkol dolu bardağı kafasına dikip kapıya doğru yol alıp açtı. Karşısında arkadaşı Benjamin vardı

"Hoş geldin Benjamin." diyerek kendini gülümsemeye zorlayarak arkadaşını içeri davet etti.

Benjamin beklemeden içeri geçti. Koltuğa yayılıp ayak ayak üstüne atarak rahat bir pozisyon aldı.
"Bir süredir görünmüyorsun, herkes seni soruyor, gelsen de Müslümanlarla oyun mu oynasak?" dediğinde Yosef'in yüzü düştü.

Bunu beklemiyordu yaptığı bir hatanın bedeli ona ağır geliyordu, kendini kötü hissettiriyordu. Bir şekilde birine kendini açıp hissettiklerini açmalıydı. "Benjamin ben artık askerlik yapmak istemiyorum, biliyorum iyi bir konuma geldim ama olmuyor, yapamıyorum. Sen de biliyorsun babamın zoruyla bu işe girdim, başarılı da oldum ama içime sinmeyen bazı konular var. Sanırım istifa edip yurt dışına gideceğim burası beni zorluyor."

"Hmmm baban seni zorladı farkındayım ama bu gitmen için sebep olamaz. Bence biraz düşün, burada Yahudi bir kızla evlenip yuvanı kurman en doğrusu, yaşın da geldi uygun birini ayarlayayım mı sana? İstersen sen tanış biriyle ben yanındayım buradan gitme yeter."

Yosef başını olumsuz anlamda salladı. "Babam beni evlenmem için de zorluyor fakat ben istemiyorum şu an hazır değilim."

"Aklında biri mi var?" Benjamin bunu sorduğunda Yosef boğazında acı bir tat hisseder gibi oldu. Zihni Maryam ile doluyken karşısına bir daha nasıl çıkacaktı bunu düşünüyordu. Benjamin aslında arkadaşının ağzını arıyordu şaşkınlık ve sinirle karışık halde ayağa kalktı.

"O kız değil mi aklını kurcalayan şey, seni komutanlığından edecek şey?"

Yosef derin bir nefes verdi. Kalbindeki acıyı dindirecek bir şey bulmak istiyor lâkin bulamıyordu. Cevabını bilmediği bir konuda düşüncesi de olmuyordu. Başını olumlu anlamda salladı. İnkar etmeyecekti, imkansız olsa bile o kızı kalbinden, zihninden silemiyordu. Benjamin histerik bir kahkaha atıp arkadaşının yanına vardı, elini omzuna indirip onu keskin bir dille uyardı.

"Yosef, o kızın imkansız olduğunu biliyorsun öyle değil mi? Sen Yahudisin o kız ise Müslüman ve onlar bizim düşmanımız, üstelik o kız bir Türk ile evlendi ve düğün günü vuruldu şimdi ise yoğun bakımdan çıktı ve çok geçmeden o adamla gidecek." Son sözlerini bastırmıştı. Yosef'in bu durumu kabul edip o kızı takıntı haline getirmemesi için yapıyordu bunu.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin