26. BÖLÜM: İtiraf

190 28 54
                                    

Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Zihnim acı ihtimaller durağında gezinip dururken Buse'nin de kahvaltısını bitirmesiyle sofrayı hızlıca toplayıp Bora ile arabaya geçtik. Bora'ya su döktüğüm için koltuk ıslanmıştı ve anca sabah aklıma gelmişti. Bora da çözümü hemen bulup evdeki halı yıkama makinesiyle koltuğun suyunu çekip beni dertten kurtarmıştı. Evde bunların olduğunu bile bilmiyordum çünkü bu evde fazla vakit harcama fırsatım olmuyordu. Okulum ve sınavlarım de zaten bu tür işler yapmama engeldi.

Buse dün Bora ile geldiğinden arabasını başka yerde bırakmıştı, benim derslerime yetişmem gerekiyordu o yüzden Buse taksi ile çıkıp gitti. Bu kızda garip bir şeyler olduğu kesindi ama yakında kokusu çıkar diye düşündüm. Bora bana Gözde yüzünden hâlâ tavırlı olsa da bende ona kızgındım sözünden dönmüştü tekrar içmeye başlamıştı.

Hem başka çarem yoktu ailemle tehdit edilmiştim, Uriel ve Gözde'nin adını veremezdim. Gözde'yi merak ediyordum okulda onu aynı bölümdeki arkadaşlarına soracaktım. İlk dersimiz ortak dersti, o derse Gözde de giriyordu umarım onu orada görürdüm yoksa merak beni yiyip bitirecekti.

Bora işine dönerken ben acele etmeden kampüsten ilerlemeye başladım. İlk dersimizin hocası Meltem hanımı görünce kısa bir sohbet ettik ve kendisinden önce derse girip etrafa göz gezdirdim. Gözde üst taraflarda oturuyordu fakat nedense gözünde güneş gözlüğü vardı boynuna da şal dolamıştı. Sanki kendini saklamaya çalışıyor gibi görünüyordu ama onu tanımıştım. Gidip yanına oturduğumda selam verdim benimle kısa da olsa konuştu ama sesinden bir şeylerin ters gittiği belliydi.

"Dersten sonra konuşalım mı biraz?"

Soruma başını sallayarak onay verip, " Olur zaten anlatmam gereken şeyler vardı biriyle paylaşmazsam boğulacağım."

Gözlerimle olur der gibi iseret edip derse giren Meltem hocaya döndük. Ders boyunca çabuk bitsin diye kendimi yiyip durdum. Aklım fikrim Gözde'de kalmıştı. Ders bitince sessizce eşyalarımızı toplayıp birlikte çıktık. Yan yana yürümeye başladık, dışarı çıkıp konuşacaktık fakat Gözde birden bire duraksayıp eliyle ağzını tuttu sonrasında hızlıca koşmaya başladı bende durumu anlayamasam da ardından koşup ona yetiştim. Tuvalete girdiği gibi kapıyı kapatıp kusmaya başladı. Ne oluyordu bu kıza böyle hâli hâl değildi.

" Gözde iyi misin yardım etmemi ister misin?"

Bir süre daha kusmaya devam edip durduktan sonra cılız bir sesle, "İyiyim ben, çıkıyorum şimdi." dedi.

Kapıyı açıp halsiz bir şekilde lavaboya yöneldi suyu açıp yüzüne çaldığında gözünde gözlüğü boynunda şalı yoktu. Onu dikkatlice izledim gözünün içi kırmızı göz çevresi ise morarmıştı, boynu da aynı şekilde morluklar içindeydi. Gözlerim öfkeyle ve üzüntüyle büyürken havlu kağıt koparıp yüzünü kurulmasına yardım ettim. Hasta gibiydi Uriel pisliği ona bir kötülük yapmış olmalıydı bu morluklar hayra alamet değildi.

"Gözde neyin var bu morluklar da ne, gözünün hâli ne böyle ne oldu sana?"

"Anlatacağım, biraz kendime geleyim her şeyi konuşacağız."

Gözde'nin koluna girdim çantasını kurcalayıp şalını tekrar boynuna doladı gözlüğü ise takıp dikkatlice dışarı çıkıp boş bir banka oturduk. Havalar soğumaya yüz tutarken Gözde kış mevsimine girmiş gibi kasvetli ve ruhsuz görünüyordu. Konuşmasını bekledim gözlüğü çıkartıp derin bir iç çekti. Konuşmaya başlarken gözünden yaşlar da süzülüyordu.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin