20. BÖLÜM:Mecruh

272 35 68
                                    

Esselamu aleyküm canlarım.

Keyifli okumalar oy ve bol bol yorumlar istiyorum.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

💕

Karşımda gördüğüm kişiyle gözlerim dolu dolu olurken çocukluğumun en anlamlı insanıyla karşılaştım.

" Muna..."

En az benimki kadar koyu kahve gözleriyle sıcacık gülümseyip gözlerinde tuttuğu yaşları gülen gözleriyle saldı. Birbirimize doğru hızlıca adımlayıp sımsıkı sarıldık. Hıçkıra hıçkıra ağlarken kollarının sırtımda gezindiğini anladım, ah be kız ne özlemişim seni ya. Birbirimizden ayrılınca ellerimiz iç içe geçti, karşı karşıya durmuş neredeyse iki yılın ardından buluşmuştuk.

"Es-Selam-u Aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh" diyerek selam verdim ellerini hafifçe okşayarak.

"Es-Selam-u Aleykum ve rahmetullahi ve berakatüh." (Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.)

Muna da aynı şekilde selam verince ikimiz de birbirimizi incelemeye başladık. Ah Muna dişlerine tel mi taktırmıştı? Aslında hep söylüyordu taktıracağını, dişlerinden yana muzdaripti; sağlığı için gerekli olmuş olmalıydı ki yaptırmıştı ama ben yeni görüyordum işte.

"Kudüs çiçeği sen dişlerine tel taktırmışsın."

"Sorma Maryam ya mecbur gerekliydi daha fazla uzatmak istemedim biliyorsun dişlerim hem eğri duruyordu hem yemek yerken sıkıntı oluyordu benim için. Estetik amaçlı değildi, o yüzden yaptırdım dişlerim düzgün bir hale gelince sökülecek hayırlısıyla."

Sevinçli bir halde gülümseyip ikimiz de kardeşçe bir edayla kol kola giren beylere döndük. Bizi beklemeden kafeye geçip bir masaya geçtiler bile. Birbirimize bakarak adeta gözlerimizle konuştuk. Muna halimi ve mahçupluğumu fark etmiş olacak ki kavgadan yana konu açmadı. Sanırım son anda görmüştü ve artık kavgaları da sona erdiğinden özlemime son vermeye karar vermişti. Beylerin yanına geçip oturduğumuzda Bora Kudüs çiçeğime baş selamı verip hoş geldin faslına geçti. Ameer samimi şekilde bana ve Muna'ya takıldığında Bora hâlâ olayı garipsiyordu. Muna anlamış gibi kendini açıklamaya başladı.

"Enişte sen bilmiyorsun sanırım, Ameer'in annesi hem beni hem Meryem'i emzirmiş yani üçümüz de aynı annenin sütünü içmişiz ve süt kardeşiz."

Bora şaşkınlık dolu yeşillerini bana çevirip, " Ne? Nasıl yani siz ikiniz yani Ameer ile süt kardeşsiniz?"

Tam anlamamıştı sanırım olaya el atmaya karar verdim.

"Kur'an-ı Kerim'de kendisinden süt emilen kadınlar için "sütanne", aynı kadından süt emen çocuklar da "sütkardeş" olarak adlandırılmış ve bunlar arasında süt yönünden hısımlık meydana geleceği bildirilmiştir (Nisâ, 4/23). Şöyle ki ister aynı doğumda ister başka doğumlarda olsun, bir kadından, süt emme süresi içinde süt emen çocuklar birbirleriyle sütkardeş olurlar. Durum şöyle Ameer benden 14 ay büyük yani süt emme vakti olarak kardeş olabiliriz ben doğduğumda annem rahatsızlanmış ve Ameer'in annesi beni bir kaç kez emzirmiş bu şekilde süt kardeş olmuşuz, ayrıca benden 2 ay sonra da Muna doğmuş o da aynı şekilde annesinin sütü yetmediğinden Muna çok ağladığı için Ammer'in annesi Muna'yı da emzirmiş. Bu şekilde üçümüz de birbirimizin süt kardeşi olmuşuz."

Bora merakla bize bakarken olayı anlamış olduğuna inandım ama biraz daha açmakta fayda vardı. Bilgilerin taze kalması tekrarlanmadığı müddetçe mümkün olmazdı.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin