Keyifli okumalar.😊💖
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Şaşkın bakışlarla olduğum yerde çakılı kaldım, beni kendime getiren Bora'nın elimi tutarak içeri gitmeye çalışmasıydı. Yeşillerine baktığımda umut ve neşe saçan hareleri bana sevgiyle bakıyordu. Buse cadısı içeri geçerken Bora ellerimi ellerinin arasına alıp öptü. Ellerimi hafifçe okşadığında yüzünde umudunu kaybetmiş bir ifade gezindi.
"Meryem çok zayıflamışsın ellerin küçücük kalmış kendine dikkat etmiyor musun?"
Haklıydı hastalığım başladığından beri fazlasıyla zayıflamıştım. Aynada yüzüme bile bakmaya tahammülüm kalmamıştı. Okula bile gitmek istemiyordum ama ailem için onlara umut olmak için gitmek zorundaydım.
" Hastalığım ilerliyor ve ilaçlar beni kötü etkiliyor. Bora, ben korkuyorum vatanıma dönemeden ölürüm diye çok korkuyorum..."
Gözlerim dolsa da kendimi tutup onları geldikleri yere gönderdim. Bora bana yavaşça sarılıp başımın tepesinden öptü. Bakışlarını bana kenetlediğinde dudaklarını isyan eder gibi araladı. "Mücahidem bir daha ölümden bahsetme. Kurtulacaksın inşallah ve birlikte Kudüs'e gidecegiz."
Başımı olumlu anlamda salladım salona geçmeliydik. Buse'nin bana söylediği saçmalığı o gittikten sonra Bora ile konuşacaktım. Bora ile pek ilgili görünüyordu, dayım, yengem ve Zehra ninem de memnun değildi bu durumdan ama misafir olduğundan ses etmediler. Buse gittiğinde eminim ki evde büyük çaplı bir kavga çıkacaktı. Yemek masasına geçtiğimizde Zehra ninem olaya attı helal olsun nineme.
"Bora'm madem misafir var biz mutfağa geçelim ayrı yiyelim böyle karışık oturmak yakışı kalmaz."
Buse de tam oturacaktı ah yazık şaşkın şekilde nineme döndü bakışları. "Ayrı mı yiyeceğiz yemekleri yani? Eee ama siz birlikte yiyorsunuz ben olsam ne fark edecek ki?"
Hay Allah kızın dinden haberi yoktu sanırım. Neyse ninem ve dayım araya girip açıkladılar, pek memnun olmasa da kabul etti. Bora ve babası salonda yemeğe otururken biz mutfağa geçtik.
Esma hemen yanıma oturdu tam karşımda ise Buse vardı. Kimseden ses çıkmıyordu. Yemeklerimizi yedikten sonra salona geçtik, Esma hepimize Türk kahvesi yapmak için mutfağa gitti. Sanki fırsatını bulmuş gibi Fatih dayım Buse'yi şöyle bir süzüp pek memnun olmamış bir gülümseme takındı. Buse fark etmese de ben anladım, dayımın hiç de hoşuna gitmemişti bu durum ve devamının gelme olasılığını tamamen ortadan kaldırmalıydı yoksa büyük sorunlar çıkacağı belliydi.
"Bora ile nasıl tanıştınız öğrenmemde bir mahsur yoktur umarım. Genelde Bora erkek arkadaşları dışında kimseyi eve getirmezdi de biraz şaşırdık biz."
Buse gülümseyip cevap verdi tavrı hiç de oturaklı bir kızı andırmıyordu fazlasıyla rahattı. "Demek evine getirdiği ilk kız benim buna sevindim doğrusu."
Fatih dayım zafer kazanmış gibi gülümseyip elini omzuma indirdi. "Hayır ilk sen değilsin. Bora'nın evine getirdiği ilk kız Meryem'dir hem kızımız hem gelinimiz."
Onun sözleriyle tebessüm edip ona döndüm. Sözleri gururumu okşamıştı Bora hiçbir şey olmamış gibi umursamaz davranırken Buse bu sözlere pek de aldırış etmiyor gibi görünüyordu.
"Arkadaşı olarak gelen ilk benim ama. Siz sormadan söyleyeyim Fatih bey, benim Bora ile aramda arkadaşlık dışında hiçbir durum söz konusu değil. Hem benim sevgilim var, Bora zaten evli ve eşine sadık bir adam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralKudüs bizim için neyi ifade eder? Kudüs bizim neyimizdir? Kudüs ilk kıblemiz olduğu için mi değerlidir yoksa isra ve miraç mucizesine şahit olduğundan mı kutsaldır? Kudüs neden bütün insanların meselesidir, neden müslümanlar fazlasıyla benimsemişti...