32. BÖLÜM: Mescid-i Aksa'yı Gördüm Düşümde

156 18 54
                                    


Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

❤️❤️❤️

Kına merasimine yakın olduğu için bindallıyı çıkarıp Filistin'e özgü nakışlarla süslü kına gecesi kıyafetimi giydim. Bu kıyafet giyilmediği takdirde gelin kendini kendi düğününde olduğunu hissetmezdi. O yüzden bende her Filistinli genç kız gibi kına gecemde ülkemin geleneği haline gelen bu güzel kıyafeti giydim. Allah bu günün ardından gelecek olan sabahta sevdiğim adamla kavuşmamı nasip etsin. Amin.

Etrafa gülen gözlerle bakarken kadınların odadan çıkmaya başlamasıyla Bora'nın geleceğini anladım. Bazı kadınlar biz bizeyiz diye başlarını açmıştı şimdi de örtülerini takmaya gittiler. Muna yanıma geldiğinde yüzündeki gülümseme beni sevindirmeye yetiyordu. Yosef denen o yahudiye duyduğu hisler beni üzse de yapabileceğim bir şey yoktu sadece dua edebilirdim. Muna da olmayacağını biliyordu ama kalbine de söz geçiremiyordu.

Muna ile sohbet etmeye başladım on dakika sonra tüm kadınlar örtülerini bağlayıp gelirken annem ve Bahar yengem Bora'nın geleceğini kına yakıldıktan sonra gideceğini söyledi. Kadınlar da ona göre kendilerini ayarlamıştı zaten. Bizim kızlar yanıma gelince Atiye dışındaki herkes keyifliydi. Ah canım arkadaşım sözlerimi ciddiye almış kendini üzüp duruyordu. Neyse yarın mutluluğunu görünce yaptığım şakaya sıkılma durumum da bitecekti.

Çok geçmeden kapı çaldı ve Bora gelince gözlerim gözleriyle kesişti. Kimseyi görmüyor kimseye bakmıyordu annesinin uyarısıyla başını yere eğip adımlamaya başladı. Benim ise bakışlarım onun üzerinde gezinip durdu. Bazı kızların kıkırdağını duydum ama umursamadım. Bora yanımda durdu ve yüzüme çarpık gülüşüyle baktı. Ona baksam da fazlasıyla utanıyordum etrafımızda bir sürü kadın vardı hepsi bizi izliyordu. Bora bana doğru hafifçe eğilip fısıldar biçimde konuştu.

"Mücahidem seni çok seviyorum."

Beni benden alan yeşillerinden kaçmak istesem de içinde kaybolup gözlerimi kırptım. Sonra kimsenin anlamadığını bildiğimden Farsça konuşup "Seni seviyorum." yani Dooset daram dedim.

Bora dediğimi anlamış olacak ki her zamanki bana baktığında içi gider gibi bakışını atıp heyecanını dizginlemeye çalıştı. Odadaki ışıklar kapandı, evde gece lambası dışında ışık yoktu. Annem Bora'nın geniş omuzlarının üzerine yeşil kına örtüsünü indirdi. Bahar yengem de benim başımın üzerinden kırmızı kına örtüsünü indirdiğinde kına merasimi başladı. Annem ve Bahar yengem memleketleri Hatay yöresine ait oy gelin kınan kutl'ola türküsünü söylemeye başladı.

Oy gelin kınan kutl' ola
İlahi mübarek ola
Atladı endi eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Büyük evin yakışığı

Gelinim kınan kutl' ola
İlahi mübarek ola

Çektim atının başını
Çağırın ağa gardaşını
Döksün gözünden yaşını

Gelinim kınan kutlu ola
İlahi mübarek ola

Ve ben yine ağladım, babasız kaldığıma ağladım, babamın bu güzel günümde yanımda olmadığına ağladım, annemin yalnızlığına ağladım. Vatanımdan uzak olduğuma ağladım, evet yıllardır ailemden uzaktaydım Bora ile yeni bir hayat kurmaya alışmıştım, yeni ailemi sevmiştim ama insanın içinde hep bir özlem oluyordu işte. Bir gün Kudüs'üme dönecek hayatımın geri kalan zamanlarını orada geçirecektim. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken Bahar yengem elimi açmam için geldi Muna yanımdaydı ben ağlamaktan elimi açacağım sıra elimi kapatıp altın bekledi.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin