25.BÖLÜM: İnkisar-ı Hayal

162 26 50
                                    

Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Medine her Müslüman'ın gönlünde bir yara. Müslümanların kutsal topraklarından ikincisi Peygamber kokulu güzel şehir. Medine Mescidi Nebeviye ev sahipliği yapan, Peygamber efendimizin kabriyle şereflenen şehir. Medine'nin her yeri Peygamber Efendimizin izleriyle çevrili.

Hayattaki en büyük isteğim kutsal topraklara ayak basmaktı. Ezan seslerinin yükselişiyle secdeye kapanmak, her saniyesini dolu dolu geçirmek Rasullluh Muhammed Mustafa (sav) Efendimizin makamına gidip gözyaşları içinde sadece bakmak bakmak...

Oraya ulasamasam da elimle dokunma fırsatı bulamasam da kokusunu içime çekmekti hayalim. Herkesin hayali farklıdır benimkiler bir gün gerçekleşmeyi bekleyen mucizelere gebe Allah'ın en güzel vaatleriydi. Göremesem de biliyorum ki bir gün Filistin kurtuluşa erecekti. Belki bir gün Kabe'nin örtüsüne dokunup hac vazifemi yerine getirirdim kim bilir. Bildiğim bir şey varsa vatanimin kurtuluşuna şahit olup olmayacağımdı. Rabbim kalbimde büyüttüğüm en büyük isteğimi bana verip canımı şehit olarak alsın istiyorum. Kanım dökülecekse savaş sırasında şehit olarak dökülsündü.

Gözlerim dolup taşarken Bora'nın elini elimin üzerine indirmesiyle bakışlarım ona döndü. Ağladığımı fark etmedim bile, düşüncelere dalmamla her şey silinip gitmiş gibi oldu.

"Biliyorum oraya özlem duyuyorsun ama unutma sana sözüm var birlikte kutsal topraklara gideceğiz."

Başımı olumlu anlamda salladım diğerleri kendi aralarında konuşuyordu. Arda'nın telefonunun çalmasıyla açıp konuşmaya başladı ve saldalyesinden kalkıp karşıya el salladı. Arda'nın yanına sempatik görünüşlü tatlı tesettürlü bir kız gelip sarıldı. Şaşırdım çünkü bildiğim kadarıyla Arda hiçbir kızla sarılmıyor tanışmak için elini dahi uzatmıyordu. Bora'ya anlamsız bakışlarla bakarken hafifçe gülümseyip sessizce konuştu.

"Arda'nın kız kardeşi Sevde, ha bu arada bizim Yiğit ile sözlüler yakında nişanları olacak."

Duyduğumda şaşkınlığım daha da arttı. Yiğit, Arda ve Bora birbirlerinin en iyi arkadaşlarıydı. Arda'nın bunu kolay kabul etmeyeceğini bilsem de sanırım Bora da araya girip bu işe onay verdirmişti. Sevde bizimle tanışıp Yiğit'in yanına oturdu Arda biraz bozulmuş olsa da Bora araya girip ortalığı yumuşattı. Meğer dini nikahları olduğundan çekinmeden yanına oturmuş yoksa bunu yapmazmış. Sevde bize bakarken gözleri şaşkınlıkla büyüdü ve "Atiye senin burda ne işin var?" diyerek Atiye'ye baktı.

Hepimiz o ikisine bakarken Atiye de şaşkındı, yerinden kalkıp Sevde ile sarıldılar. Garipti ki Sevde ve Atiye çocukluktan beri arkadaşlarmış, hatta Arda ile Atiye de birbirlerinin çocukluk aşkıymış. İsra ikisine de takılıp ortalığı karıştırırken Arda ve Atiye kızarıp durdu. Birbirlerini bizim nişanda görseler bile tanıyamamışlar çünkü yıllardır birbirlerini görmüyorlarmış ve çocukken ikisi de kiloluymuş. Haliyle isim benzerliği başka biri diye düşünmüşler. Biraz gülüşüp sohbet ettikten sonra ayrıldık. Gözde de eski işi olan mankenliği bıraktığını ve şirkette çalışacağı bir pozisyon olup olmadığını sormuştu. Bora isteksiz olsa da benim ısrarımla kabul edip Gözde'yi işe aldı. Uriel ona rahat vermeyecekti bundan eminim ama elimden geldiği kadarıyla da Gözde'ye yardım edecektim. Bir Müslüman olarak bunu yapmak en büyük görevimdi.

**************

Okulların açılmasıyla yoğun tempoma geri döndüğüm günler başlamıştı. Bora içkiyi bırakalı 40 günü geçiyordu, hâlâ namaz kılmıyor olsa da kısa süreli il dışına bir görüşme için gidip döndü ve şimdi arabamızla evimize doğru yol alıyorduk. Bora biraz durgun gibi görünse de işlerin yoğunluğu onu yoruyor diye düşünüp konuşup canını sıkmak istemedim. Evimize geldiğimizde elimi tutup nazikçe öptü yüzüne baktığımda gözlerinde gördüğüm ışık bir kez daha ona aşık olmamı sağladı. Gülüşü daha çarpık ve çapkın bir hale bürünürken utangaçlık vücudumu bir sarmaşık gibi sardı.

FİLİSTİNLİ MÜCAHİDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin